12.

4.6K 385 208
                                    

ben sizin müzik zevkinizi bilemedim ya
:((((( ama hemen azcık hüzünlü bi müzik açmanızı öneririm daha çok uyumlu olur falan diye

sizi seviyoruum🤍🤍

————————————

sabah güneşin ilk ışıklarıyla gözünü açan jungkook, elini gözünü ovalamak için haraket ettirecekken elindeki kanları gördü. ilk başta anlam veremesede bir olay için jimin'i çağırıp içtiklerini hatırladı. büyük ihitmal bardağı falan kırdım diye düşündü.

jimin'i çağırıp içmesini hatırlıyorken, olayı hatırlamıyordu. büyük bir şey değildir o zaman diyip elini mutfaktan sargı bezi alıp sardı.

gecenin bir yarısı gruptan gelen mesajlara pek aldırış etmedi, okumadı bile. telefonundan saate bakıp geç kaldığını gördü ve hemen üzerini değiştirdi. yorganında kan olduğunu görmüştü. neyse, akşam düzeltirdi.

çantasını akşam okula gelip bıraktığı yerden geri aldı. dokunmamıştı bile. kapıya doğru ilerledi ve kulaklıklarını takıp okula doğru yürümeye başladı.

müzik eşliğinde bir yandan dün neler olduğunu da hatırlamaya çalışıyordu, okulda sorucaktı ama yine de merak etmişti işte.

okulun önüne geldiğinde nedenini anlamadığı bir huzursuzluk hissi ile iç çekip okula girdi. hava soğuk olduğu için iç çektiğinde ağzından çıkan dumanlar sigara gibi gözükmüştü.

sigaradan nefret ediyordu, asla sigara içen biriyle birlikte olmak istemezdi.

ama aşk, her an fikirlerini değiştirebilirdi.

sınıfın önüne gelip kapıyı çaldıktan sonra öğretmenden geç kaldığı için özür dileyerek yerine oturdu. taehyung'ın yanına otururken hemen ortalarında siyah, geçmeyen bir kalem ile çizilmiş, tüm sırayı bölen çizgiyi gördü.

"hyung, bu ne?"

taehyung, jeongguk'un yüzünü incelerken bu soruya "ailem bunu yap dedi" diyemezdi. kısa bir sessizlikten sonra yutkundu taehyung.

"bu çizgiyi geçme."

"ne?"

oturduğu yerde dona kalan jeon, olanlara anlam veremiyordu. acaba sarhoşken rahatsız edici bir şeyler mi yapmıştı?

"n-neden?"

gözlerinin dolduğunu farketmemişti jungkook.

"ve soru da sorma, mecbur kalmadıkça konuşmayalım."

kafasını hocaya doğru çevirip son sözlerini de söyledikten sonra bir süre daha ona dönmemişti.

jeongguk gözlerini kırptıkça düşen yaşları umursamayıp gruba girdi ve dün geceki yazışmaları okudu. yukardan gelen mesajlara bakmadı bile.

kesik ve anlaşılmayan seslerle "nasıl olur?" gibi şeyler söylemeye çalışıyordu. fakat jimin sarhoş olduğunu söylemişti. neden bir daha konuşmamak istemişti ki. bilinci yerinde bile değildi o sırada.

taehyung'tan binlerce kez özür dilemek istiyordu, farkında olmadan yaptığı bir şey yüzünden. fakat az önce ona "mecbur kalmadıkça konuşmayalım" dediğini hatırladı. konuşursa daha da soğur diye sustu ve kafasını ona bakmayacak şekilde çevirip sıraya koydu.

bu sefer uyumayacaktı. sessizce ağlayacaktı.

ona karşı neden bu kadar hassas olduğunu hala farketmemişti. aşık mı olmuştu? hayır jeon jungkook aşık olamazdı. en azından öyle sanıyordu.

ders fizik olduğundan proje için eş isimlerini vericeklerdi. taehyung yeni geldiği için listede en baştalardı. bir kıpırdama olduğunu hisseden jeon, kafasını çevirip ayağa kalkan taehyung'a baktı, göz yaşları umrunda değildi.

ona baktıkça büyüyen göz bebekleri de.

ne de olsa sevdiğine bakınca büyürmüş göz bebekleri.

"kim taehyung ve jeon jungkook."

jungkook inanamıyordu, daha az önce kavga etmişken nasıl oluyordu da şimdi beraber proje yapacaktık diye düşünüyordu.

jeongguk'un şaşırdığını farkeden taehyung konuşmaya başladı.

"başka bir eş bulamadım diye seni seçtim."

tekrar kafasını çeviren taehyung'ın yanı sıra jeongguk'un az da olsa artan umutları tekrardan azalmıştı.

hiçbir şey demeden tekrar kafasını koyup sessizce gözyaşlarını döküyordu.

kim bilir? belki şu an o güzel gözleri ağlatan kişi, bir zaman sonra o gözleri nasıl ağlattığına ağlardı.

————————————

MAL TAEHYUNG YA UÇUCAM Bİ TANE

sonraki bölümde direkt yarına geçeriz gibi duruyor haberiniz olsuuun💗💗

for love -tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin