24.

4.2K 309 74
                                    

olabildiğince uyumlu müzikler seçmeye çalışıyorum, ama yinede siz bilirsiniz.

iyi okumalar💗

———————————

ertesi gün

son zil çalmıştı. taehyung hemen jeongguk'a döndü tabi. jeongguk'ta taehyung'a. aylar sonra gözgöze gelmişlerdi.

ve bu sefer tek jungkook'un değil, taehyung'unda göz bebekleri büyümüştü.

jungkook jimin'e bir şeyler mırıldandıktan sonra kısaca vedalaştılar ve jeon, taehyung'un sırasına doğru yöneldi.

"hazırsan gidelim."

sıcak bir gülümsemeyle çok özlediği gözlerin içine bakarak konuştu taehyung.

"senin için her zaman hazırım."

aslında içindeki kelebekler onun adını her duyduğunda uçuşuyordu, her an ona sarılmak istiyordu, fakat kendince bir intikam almak istedi o yüzden sessiz kalmayı tercih etti.

okuldan çıktıktan sonra biraz aşağıda ki bir cafeye oturdular. siparişlerini verdikten sonra yağmur yağmaya başlamıştı, jeongguk gökgürültüsüyle irkilmişti.

onun gözlerini çok özlediği için sadece gözlerine odaklanan taehyung, irkilmesinden korktu ve ani bir refleksle jeongguk'un masanın üzerindeki elini tuttu.

jungkook'un aklına eski zamanlar gelmişti, gülümsemeden duramıyordu.

"ilk elimi tutuşun değil biliyorsun değil mi?"

"biliyorum."

ikiside birbirlerine bakıp saatlerce gülebilirlerdi. ama alayla değil, aşk dolu bir şekilde.

kahveler geldiğinde derin bir iç çekti taehyung.

"bu kadar güzel olmanın sırrı ne?"

doya doya öpüp sarılmak istiyordu ona jeongguk, ama trip atmalıyım diye düşünüyordu.

"güzel değilim."

sabrını zorlayacaktı.

"çok güzelsin."

"bana yine yalan söyleme."

yüzünü yüzüne doğru yaklaştırdı taehyung, ve elini ellerinin arasına aldı. göz temasını hiç kesmiyordu zaten, kesemiyordu açıkçası.

"sana yemin ederim, o kadar güzelsinki jeon jungkook."

"teşekkürler kim taehyung, ama bunu da ilk söyleyişin değil."

hiç kesilmeyen sıcak gülümsemeleri hala içten bir şekilde yüzlerindeydi. beraberken ne kadar mutlu olduklarının farkındalar mıydı?

"ee ne konuşucaktık?"

"güzelliğini demiştim."

deli gibi utanıyordu, sevdiği adamın ona böyle iltifatlar etmesine dayanamıyordu. her an düşüp bayılabilirdi.

"hayır, gerçekten ne konuşucaktık."

iç çekti taehyung.

"sana aşık olduğumu nasıl kanıtlayabilirim?"

yüzünde kırılgan bir gülüş vardı jeongguk'un.

"kanıtlamana gerek yok, yaptığın ve yaşattığın şeyler hemen unutulacak şeyler değildi."

"gerçekten özür dilerim, gerçekten."

tüm içtenliğiyle özür diliyordu, şansını deniyordu en azından.

" 'bu çizgiyi geçme.' dediğin gün..."

sus işareti yaparak elini jeongguk'un ağzına götürdü taehyung, diğer parmaklarıyla da rahatsız etmeyecek bir şekilde çene altına dokunuyordu.

"hatırlatma bana, sende hatırlama. üzülmeni istemem, hiç istemem hemde."

koynunda onun için ağlamak istiyordu, neden diye sormak istiyordu. ama fazla yakın bile davrandığını da düşünüyordu bir yandan.

"üzülmemi bırak ölmemi istiyordun bir aralar."

gözleri hafif hafif dolan taehyung ayağa kalktı, hesabı ödeyip tekrardan yanına geldi jungkook'un.

"benimle gel."

"ne? nereye gidiyoruz? yağmur bitseydi bari."

olanlar karşısında şaşkın kalan jeongguk, onu sürüklerken elini tutan taehyung'un farkında değildi.

yağmurun altında, yolun ortasında durdular. ikiside birbirlerini ıslatan yağmur damlalarını inceliyordu.

"sarıl bana."

"niye sarılayım?"

"sen mi sarılacaksın ben mi seni sarayım?"

normalde hiç düşünmeden sarılırdı, ama naz yapmak zorunda hissediyordu.

"ikimizde bir şey yapmayalım."

bu cevabın üzerine taehyung, jeongguk'u kollarının arasına aldı ve yağmurdan ıslanmış saçlarıyla oynamaya başladı.

normalde saçlarını doya doya öpmek istiyordu, koklamak, içine çekmek. ama şu anda sarıldığına bile şükredecek bir durumdaydı.

"güzelim."

hiçbir yer, hiçbir zamanın hissettirmediği bir duyguyu hissediyordu taehyung sayesinde. aşık olduğu adamdan bunları duymak çok hoşuna gitmişti haliyle.

jeongguk'u kollarının arasından çekip karşısına aldı.

"dans edelim mi?"

gülerek onaylama anlamında kafasını salladıktan sonra jungkook, ellerini taehyung'un omzuna koydu.

birbirlerinden başka hiçbir şey umurlarında değildi. yağmurun altında, yolun ortasında sadece anın tadını çıkarıyorlardı.

yağmur damlaları onların müziğiydi. yağmur eşliğinde dans ediyorlardı.

inanır mısınız, ikisininde hayatının en huzurlu günüydü.

——————————————

sonraki bölüm bu kısımdan devam eder diye düşünüyoruum

NASI GİDİYO FİC

bi de yorum yapın ya😓😓

for love -tkWhere stories live. Discover now