9 ❈ KIZ VE RUHLARI

Start from the beginning
                                    

Olesya bana döndü, ilgiyle baktı. Ben de yay şeklinde, kavisi aşağı doğru olan dövmesine baktım. Bir omzundan diğerine doğru uzuyordu, siyah çizgiler halindeydi. Benim tenimde bu çizgilerden çok vardı ama siyah değil pembemsi kabarıklar şeklindeydi ve bir amaçları yoktu, kimsenin ismini oluşturmuyorlardı. Dağınıklardı.

"Başkalarını çok iyi anlayabiliyorsun." Kaşları çatıldı. "Ruhçalanlar hakkında tüm bildiklerini anlattılar profesörler. Normalde bunu yapamaman lazım. Hatta ruhçalanlar acıyı da hiç hissetmezlermiş, fiziksel olsa da. Sen niye farklısın? Neyin farklı yapıldı?"

"Hiçbir şey. Elli iki kurt, yedi vampir, iki elf ve bir boynuzlu ruhundan üretildim." dediğimde sertçe yutkundu. "O ruhların anıları yok ama hiçbir zaman da kullanmadım zaten."

"Nasıl büyüyebildin ki o zaman? Hiç mi güç kullanmadın bir sonraki ruhunu alana kadar?"

"Evet."

"Bu yüzden acıyı hissedebiliyor olabilir misin? Hatta duygularının olabileceğine inanıp buraya gelmen... Belki de o ruhları hiç kullanmadığındandır." diyerek kendi kendine mırıldanıp ekledi: "Kendi düşüncelerine sahip biri nasıl bu kadar hissiz olabilir aklım almıyor."

"Bilincimi kazandığım anda aldığım ilk ruh, beni sahibi olarak seçen bir hayvandı. Çoğu zaman sadece onu kullandım, hiç solmuyor ya da kaybolmuyor. Onun sayesinde olduğunu düşünüyordum ama seninki daha mantıklı."

Olesya yeni kazağını giyerken tedirginleşti, düzeltmeden duraksadı. "Ne hayvanı? Kurt...?"

Başımı hızla iki yana salladım. "Hayır. Kurtlar hayvan sayılmıyor. Boynuzlular hayvan mesela. Ya da çancinleri. Köpek, yarasa ve balık gibi türler de hayvan ama onlar diğerleri kadar önemli değil, özel olarak ayrıştırılmıyorlar."

"Sendeki ne?"

"Ejderha."

Olesya şokla zıpladı. "Ne?! Bildiğimiz ejderha mı? Ejderhan mı var?!"

"Ruh olarak. İşlevsel bir şey değil."

Gözlerimin önüne onu denediğim anlar geldi. Kontrol etmesi o kadar zordu ki uzun zamandır çıkartmamıştım. Ruhlar normalde şekil almazdı, ejderha istisnaydı. Mesela herhangi başka bir türün ruhu tenimden ayrıldığında ölmeden önceki formuna sahip olamazdı. Onlar içimdeyken daha çok minik kafatası şeklindeydi; boynuzlu ise iri yanaklı ve iki boynuza sahip at başına benziyordu. Dışarı çıktıklarında da sivrileşmeyi bekleyen duman halini alıyorlardı.

"Görmek isterdim." diyerek beklentiyle bana baktı.

"Kontrolünün zor olması bir yana, şu an çıkaramam çünkü akademinin yarısı büyüklüğünde."

"Ruh değil mi zaten, yani yapıların içinden geçemiyor mu?" Parmaklarını oynattı. "Yoksa ejderhaya temas edilebiliyor mu?"

"Temas edilebiliyor çünkü kontrol edemiyorum."

"Dokunmak istiyorum," dedi nefesi kesilerek. "Lütfen."

Birbirimize uzun uzun baktık. "Bana ortam ayarlarsan deneyebilirim ama burada olmaz."

Başını hızla salladı. "Hallederim. Tamam mı?"

"Tamam?"

"Sorar gibi söyleme, sana güvenebileceğim şekilde kendinden eminmiş gibi söyle."

KIZ VE ÖFKESİWhere stories live. Discover now