AŞİRET KIZI

yirmi üçüncü bölüm

" Rahat dursanız şaşardım zaten," diyerek ters ters sırıtan mal ikiliye baktım. Tepeye asılmış ayaklarına bakarak sinir bozukluğu ile güldüm."Oh olsun size. Bu da ödülünüz." Egemen'in sağ, Afra'nın ise sol ayağı kırılnıştı.

Boşuna mal ikili dememiştim yani.

" Ama aşkilettam, neden öyle diyorsun ki? Egoşumla baya eğlendik." Egoşum? Gözlerimi gülüşen ikileye değdirmeden Batuhan'a baktım. Bende olan gözleri ile diliyle dudaklarını ıslatmış, kapıyı kafasıyla göstermişti.

Bizi izlediğine emin olduğum Emre ve Çağan ayaklandığında onlara kısa bir bakış atarak hastahane odasından çıktım.

Egemen ve Afra, yaptıkları güreşten sonra aptalca bir hareketle son bulmuştu. Soluğu hastanede almıştık, film çekilmiş ve daha sonra ayakları alçıya alınmıştı.

Benden başka kimse, bu durumu yadırgamamıştı. Ben neden bu kadar sinirlenmiştim, kendim bile bilmiyordum.

Derin bir nefes alarak akan burnumu çektim.

" Sümüklerini yiyecek kadar mı acıktın?" Batu'nun dediği ile yüzümü buruşturarak iğrenir şekilde ona baktım. Gülerek kapıyı kapatmış yanıma gelmişti. Eliyle yolu işaret ettiğinde sahibinden emir alan bir köpek gibi itaat etmiştim.

Ben kuduz bir köpeğim.

Ya, bunu aklıma kim soktu?

Kendime söverek kadınlar tuvaletine girdim, kimsenin olmadığına emin olarak kapıyı kapatmıştım. Zaten arkamdan giren Batu kapıya yaslanmıştı, hemen sonrasında.

Lavabo tezgahına kıçımı yasladığım an ıslanması ile sinirle geri çekildim. Duş mu aldı bunlar amınakoyayım, neden bu kadar ıslanıyordu.

Sinirle kıçıma elimi sürterek geri yaslandım. İfhal olmaz salak olmak bunu gerektirir aşkolar.

" Endişelendin. " konuşmaya girdiğinde omuz silktim.

" Afra yeni hastahaneden çıktı ve tekrar girmesi kötü-"

" Abin için endişelendin, Deniz. Afra'nın böyle bir oyuna katılması senin komiğine giderdi. " dedikleri ile durdum. Abim mi? Abim miydi ki endişelenecektim?

" Saçmalıyorsun.." dedim kısık bir sesle. Alayla yüzüme bakarak ufak bir gülüş sundu. " Hayır, saçmalıyorsun. Egemen, benim abim falan değil. Afra içi-"

" Kıskandın da." dediğinde sinirle tezgahı sıktım. " Kıskandın, Deniz. Çünkü sen abilerinle bu kadar rahat olamıyorsun." gözlerim istemsizce dolarken görmezden geldi, susmadan yüzüme tüm gerçeği döktü. " Endişelendin, çünkü abinin canı acıdı. Kıskandın, çünkü daha kendin bu kadar yakın olamadın," dediğinde gözlerimi yere dikerek burnumu çektim.

Her yer ıslaktı, sümüğüm yere düşse kaybolurdu valla.

" Hadi ama, Deniz. Onların suçunun olmadığını biliyorsun. Onlarla aranda- tamam Denis hariç onlarla aranda bir kardeş, ne bileyim arkadaş ilişkisi olabilir. " dediğinde başımı iki yana salladım. Tekrar güldü. Sinir bozucu bir gülmeydi.

Sevmemiştim.

" Çabalamıyorsun." neden bunu diyorlardı? Ben zaten çabalıyordum. İyileşmek için çabalamıştım. " Senin çabaladığın tek şey, yalnız kalmak. Koca bir topluluğun içinde yalnız kalmaya çalışıyorsun. " dediğinde bilinçsizce başımı iki yana sallamaya başladım.

" Sen zamanında annenin hatalarını kendi içinde affederken ona kırgın olduğunu göstermeyen bir kızsın."

Gözlerim hızla onu bulurken acımazsıca güldü.