ikinci bölüm

34.7K 1.8K 1.2K
                                    

" Depresyondayımmm!

Kaçırıldım! Yalanlara mahkum kaldığmmm!

Depresyondayımmm!

Aldatıldım. Yalana bulandım!"

Ağlayarak elimde ki çikolatalı sütümden bir yudum aldım.

" Ah aşkım. Görüyor musun? Nasıl bir anda dağ gibi kraliçeyi yıktı hain bizanslar! Ah ah! Tüm hayatım yalanmış ya la. "

Dudak büzdüm. Annemde ne mal kadındı ya! Sen git aşiret gelini ol ve bir kumarbaza kaç. Gerçi babam- yani üvey babam galiba sonradan kumarbaz oldu ama olsun. Yine de kumarbaz.

Sinirle dilimi dişledim. Her şeyden nefret ediyordum.

"Ankara/Urfa yolcusu kalmasın!" diye bağıran muavin ile kafamı kaldırdım. 5 dakika vardi otobüsün kalkmasına.

Yavaş yavaş ayaklanıp çantamı sırtlandım. Diğerini elime alıp otobüse yürüdüm.

Ulan bu otobüste ne pahalıydı ya la. Ankara'dan Urfaya 800 lira vermiştim harbi harbi. Ağlıcam buna da.

Yavaş hareketlerle otobüse doğru yürüdüm. Allah'ım oraya gidince ne gibi bir şey ile karşılaşıcam bilmiyorum ama inşallah sağ kalırım.

Otobüse bindiğimde o otobüsün has kokusu ile midem çalkanırken derin bir nefes verip hızla koltuğumu bulup oturdum. Otobüs kokuları işkence.

Bence Allah'ım ben direk ölmeden oraya varırım inşallah!

* * *

Susuz kalmış sokak köpekleri gibi dilimi dışarıya çıkarmış otogarın servis bölümünde bekliyordum.

Ay çok sıcak. Bu insanlarda halen şal takıyor bu sıcakta! Abim o kelin yanmıyor mu senin ya? O şal ne?

Dudaklarımı yalayıp çantamdan bir çikolatalı süt daha çıkardım. Yolculuk boyunca uyuyunca stokladığım çikolatalı sütlerim duruyordu.

Dilim damağım kurumuştu babasını satayım.

Büyük yudumlarla küçük kuyuyu bitirmiş sonunda gelen bir servisle hızla ayaklanmıştım. Kutuyu çantama atıp servisi park etmiş inen muavine seslendim.

" Abem! Hele bakar mısın?"

Adamın bakışları beni bulunca boynuna o meşhur siyah beyaz şalı dolayarak geldi.

" Buyur bacım? Hele ne istisen?" diyen orta yaşlarda ki göbekli abiye neşeyle sırıttım.

" Bacı kurban, hele ben buraya birini görmeye gelmişim. Ama ne adres bilirim, ne bir iz bilirem, ne de bir telefon nomerası! Bana bir yardım ediverirsin?"

Çok güzel şivesi yapıyorum alkışlar nerede?

" Kimi görmeye gelmişin sen bacım? Burda herkes birbirini tanışıktır. Söyle hele tarif ediverem."

Abimin şiveli konuşmasından sonra hızla mektubu çıkarıp adamın ismine falan baktım.

Şahin Demirdağ, hmm.

" Şahin Demirdağ diye birini arıyorum." dediğimde adamla şaşkın şaşkın bana baktı.

" Ağamla ne işiyiz olur bacım? "

" Boş ver be abim! Hele sen şu adrese nasıl gidilir de hele." dediğimde bir taksiye dönüp yüksek sesli bir ıslık çaldı.

Taksi dönüp önümüzde durduktan sonra muavin abim arka kapıyı açıp bana baktı.

" Ağamın misafirini öyle ağız kokusu çektirmeyik bacım. Ben kardeşe diyiverem adresi. Seni götürversin. Hayde selametle gidesin!"

Şirince gülümseyip hızla taksiye bindim. Çantalarımı yanıma koyup arkama yaslandığımda şoför çocuk gözlerini kısarak bana bakarken muavin abiyle konuşuyordu.

AŞİRET KIZIWhere stories live. Discover now