✔️15. Bölüm

44 19 10
                                    

Ada'yla devam...

Sahneden inerek herhangi bir masaya geçtim. Sırtımı koltuğa yasladım.

İyi hissediyordum...

"-Oturabilir miyim?" diye sordu biri. Kafamı kaldırdım. "-Tabi." Onun peşinden Han gelerek yanımda oturdu. "-Napıyorsun bakayım. İçki alma bak." Gülerek kafamı iki yana salladım. "-Almıyorum zaten Han. Hepiniz başıma baba kesildiniz."

"-Özellikle Alparslan abi." Önümdeki alkolsüz kokteylden içtim, "-Abi mi? Kaç yaşında ki o?"

"-Geçen ay 28 oldu." Kaşlarım havalandı. Oldukça genç duruyordu ve yakışıklıydı."-Ne büyük..." Gözlerimi Alparslan'a çevirdim. Sadece etrafına bakıyordu. Kesinlikle bir kadınla muhatap olmaması da onu gözümde artılı kılıyordu. Donuk ifadesi hiç değişmiyor olsa da alışırdım. Ve sanırım ona artık abi demem gerekiyordu...

"-Bey yerine abi desem mi acaba? Sonuçta benden baya büyük." Dudağını büktü. "-İstediğini de. Çok kaale almaz seni zaten." Ona gözlerimi kısarak baktım. "-Çok iyi konuşuyorsun ya.." gözlerimi devirdim. Ayağa kalkıp eteğimi düzelttim. Bir kişiye çarptım sadece ama hemen özür dileyip Alparslan'ın masasına geçtim. Yanına oturdum.

"-Bugün bütün zamanımı seni araştırarak harcadım. Elimde olan tek şey başarıların." Sırtını koltuğa yasladı ve yeşillerini bana çevirdi. "-Çok bilgi vermiyorum kendi hakkımda." Bardağından içkisini yudumladı.

"-Gizemli takılırım diyorsun..."

"-Anormal takılırım diyorum. Senin tabirinle..." Kafamı aşağı yukarı oynattım yavaşça. "-Sana yaşını yeni öğrendim desem ne dersin?" Eli kocaman bardağı avuçlamıştı. "-Gözünden kaçmış derim." Bakışlarını karşıdan çekip bana gönderdi. "-Bu seni şaşırtmış gibi." Dudağımı ıslattım. "-Açıkçası evet, başta bilseydim sana isminle veya Bey diyerek seslenmezdim. Benden oldukça büyüksün. Abi demem daha doğru olurdu."

"-Nasıl seslendiğini çok umursamıyorum. Haddini bilmen benim için yeterli." Bardağını bana uzattı. Elinden aldım ama içmek gibi bir niyetim yoktu. "-Sen saygısızlık yapacağım son kişi bile değilsin Alparslan Uygar." Oldukça rahat bir pozisyonda oturdu. "-Neden?"

"-Farklı olduğunu söylemiştim. Buradaki hiçbir lider senin kadar soğukkanlı veya ciddi değil. Hiçbiri senin kadar insancıl değil. Ve ne gariptir ki hiçbiri senin kadar itici de görünmüyor. Korkutucu görünüyorsun.." elimdeki bardağın kenarında parmağımı gezdirdim.

"-Yine de benim yanıma gelip oturabiliyorsun."

"-Hayat fonksiyonları ters bir insanım."

"-Seni reddeden adama ortaklık yapmandan anlamıştım onu zaten."

Yine aynı konuya gelmişti. "-Bu benim elimd-"

"-Alper'in seni para karşılığında ona vermiş olması hiçbir şey değiştirmez. Sen şuan burda mısın? Evet. Ona ortaklık yapıyor musun? Ona da evet. Peki şuan kullanılan bir mal gibi mi hissediyorsun? Bence buna cevap aramaya gerek bile yok. Çünkü buna da evet." Kafamı elbisemin eteğine çevirdim. "-Neler yaşadığımı bilmiyorsun."

"-Bilmek istemiyorum da." Elimdeki bardağı kafama diktim. İçkinin ağır tadı genzimi yakıp geçti. "-Sana bundan sonra abi diyeceğim. Çünkü bir abim olsaydı o da böyle davranırdı. Tıpkı babam gibi." Koltukta dik oturdum. Bardakta tek damla içki kalmamıştı. Masada duran bir bardağı daha alarak yavaşça içtim. Kafamın gittiğini hissedebiliyordum ama bu gece kesinlikle kendimde olmam gerekiyordu.

"-Çok içme onu Ada." Alper kulağımın dibinde bana fısıldadı. Biraz geri çekildiğinde yüzü yüzümle çok az bir mesafedeydi. "-Seni ne ilgilendirir?" Nefesi yüzüme çarpıyordu. Nefesinin kokusu ciğerlerime işlendi. Çok güzel kokuyordu.

Düşüş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin