•2•

198 26 9
                                    

İyi okumalaaarrr 💕💕 yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın, öpüldünüzz 😘

••••

"Şerefsiz neden seni dansa kaldırmış o zaman?" Diye söylenen Yumi ye burnumu çekerek cevap verdim.

"Şerefsiz deme." Yumi sabır çeker gibi gözlerini kapattı. Saatlerdir ağlıyordum ve artık onun da sabrı taşmıştı. Doğum günüm üzerinden haftalar geçmişti ve ben bu olanları Yumi ye yeni anlatıyordum. Çünkü kendim bile kabullenememiştim daha ve başkasına anlatacak cesareti de bulamamıştım. Kendimi çok kötü hissediyordum ve o günden beri dışarı bile çıkmamıştım.

"Bak Haru," yüzümü tutup kendine çevirdi. "Jaehyun için daha fazla ağlayacaksan gidiyorum." Dedi ve ardından ekledi. "Biliyorum yıllardır ondan hoşlanıyorsun ve onu başkasıyla görmek senin için çok zor olacak ama etrafına bak Jaehyun dan daha yakışıklı bir sürü erkek var. Ayrıca o kadar da yakışıklı değil neresini seviyorsun anlamıyorum." O kadar komik bir şekilde söylemişti ki kendimi gülmekten alıkoyamadım.

"Mesela Tae nin arkadaşı Jungkook. Aşırı yakışıklı ve çekici. Onunla konuşmayı düşünüyorum." Dedi saçlarını cilveli bir şekilde savururken.

"Ben konuştum ayaküstü."

Meraklı bir şekilde "Nasıl biri?" Diye sordu.

"İyi biri gibi, çok fazla konuşmadık." Aniden ayağa kalktı.

"O yüzden hadi kalk Jungkook un mekanına gidiyoruz benim o çocukla konuşmam gerek."

"Saçmalama ne konuşacaksın? Ayrıca hangi niyetle yaklaştığını biliyorum sakın yapma belki sevgilisi vardır." Dolabımdan kıyafet seçmeye başladı.

"Konuşmayı başlatırsam devamı da gelir merak etme. Sana da tavsiye ediyorum." Ellerini beline koyup bana döndü. "Hatta bu gece ben Jungkook la konuşuyorum sen de başka bir çocukla. Kafanı dağıt biraz."

Yok hayır ben bunu yapamam. Birini unutmak için başkasını kullanamam. Sadece konuşacak olabiliriz ama yine de içimin rahat edeceğini sanmıyorum.

"Hayır kalsın, istemiyorum. Onun yerine yatağımda yatıp ağlamayı tercih ederim."

"Haru Lütfen, kırma beni. Şöyle yapalım o zaman ben Jungkookla konuşayım sen kimseyle konuşmadan öylece sap gibi otur. Ne dersin?" Dalga geçiyordu ama umurumda değildi bu fikri daha çok beğenmiştim. Yine evden çıkmak istemesem de bunu geri çeviremezdim çünkü reddedersem beni sürükleyerek götüreceğini biliyordum.

"Kabul." Dediğimde göz devirdi. Umursamadım ve eşofmanlarımı giydim. Hazırlanacak kadar bile mutlu hissetmiyordum kendimi. Yumi de bana söylene söylene hazırlanıyordu.

Belki iyi gelebilirdi dışarı çıkmak ama emin değildim. Çünkü aklımda sürekli Jaehyun vardı. Acaba şu an Haneul yanında mı diye düşünüp duruyordum sürekli. Ama bunu düşüne düşüne kafayı yememe çok az kalmıştı.

"Nasıl olmuşum?" Diye soran Yumi ye bir sürü övgü sözü söyledikten sonra çantamı aldım.

"Gerçekten eşofman giydiğine inanamıyorum. İçi geçmiş nineler gibisin. Bu gidişle depresyondan çıkamayacaksın." Omuz silktim halimden memnunum.

Hava buz gibiydi ve eşofmanlarımı giydiğim için kendime teşekkür ettim. Çünkü Yumi giydiği elbisenin içinde titriyordu. Neyseki mekan sıcaktı.

Çok kalabalık değildi. Yumi hemen yanımdan ayrıldı ben de bir şeyler içmek için bar tarafına gittim.

O kadar gürültülüydü ki geldiğime pişman olmuştum. Bar taburesine oturdum ve kollarımı tezgaha koyup başımı yasladım. Gelmemeliydim. Jaehyun ne yapıyordu acaba şu an? Haneul yanında mıydı? Muhtemelen...

love you ❥ 𝓙𝓙𝓚Where stories live. Discover now