| 18 |

1.3K 160 168
                                    

Biliyorum haklı olarak kızgınsınız bölüm araları çok açık ben de böyle olsun istemiyorum ama..

Sınavdan sonra değişik bir tempoya girdim sonuçlarım da berbat geldi tabii ki o yüzden moralim aşırı bozuk bölümü daha erken tamamlayabilirdim ama sarktı..

Haftada bir bölüm gelecek bundan sonra. Kendimi buna şartlandırıyorum 😅 Bölüm günü için buraya öneri yapabilirsiniz benim kalbimden Cuma/Cumartesi ya da Pazar geçiyor ama çoğunluk ne derse ona göre hareket edeceğim

İyi okumalar efenim

Bol bol yorum yaparsanız yazarınızı mutlu eder, buraya olan minicik inancına katkı sağlarsınız 💜💜

🌌🌌

Çalışma hayatına kolay adapte olamamış biriydim. Bunu arkama bakmadan kaçmış olmamdan da anlamak mümkündü elbette. Vücudum uyku için her zaman hazırdı. Yerimde gerinerek uyandığımda üzerimdeki ölü toprağını yadırgamadım o yüzden.

"Simge." Kapım dışarıdan tıklatılıp babamın sesi odama dolduğunda yerimde doğruldum. Gece su içmek için kalktığımda kendimi yatağıma resmen sürüklemiştim. Sersem halimden saatin daha erken olduğunu anlasam da telefonumun ekranından bana göz kırpan dokuz rakamına oflayarak tepki verdim.

"Efendim?" Sesim boğuk ve çatlaktı. Midem açlıktan burulurken ağzımın içinde de iğrenç bir tat vardı. Yüzümü buruşturarak bedenimi geri attım.

"Ben çıkıyorum. Masanın üstünde de bir poşet var. Senin, bakarsın."

"Tamam," diye seslendim. Gözlerimi ovalarken bir şey sipariş edip etmediğimi düşünüyordum ama dükkan işiyle o kadar kafam bulanıktı ki internetten alışveriş yapıp yapmadığımı hatırlayamadım. Dış kapının çarpma sesiyle yerimden doğrulurken vücudum adeta isyan ediyordu.

Tuvalete dahi gitmeden mutfağa ilerledim. Geçerken babamın masaya bıraktığı poşete şöyle bir göz attım. Kargo poşeti değildi. Süslü bir pastanenin poşeti olduğunu görünce istemsizce gülümsedim. Midem içinden gelen kokularla büyük bir gümbürtü koparttı.

Babam çıkmadan önce bunu almış olamazdı. Hem öyle olsa bunu bana açıkça söylerdi. Kaşlarımı çatıp elimi içine attım. Kese kağıdının içindeki simitleri ve bir paket makaronu çıkarttığımda poşetin içinde yalnızca ufak bir kart kaldı.

"Yok artık," dedim büyük bir şokla kartı avuçlarken. Tanıdık, biraz karışık ama her kelimesiyle beynime balyoz indiren yazıyı okuduğumda ellerim hafifçe titredi.

Uykunda bile ağzının suyunu akıtan simitleri çıktığı gibi almadan duramadım. Tatlı müesseseden :)

Kağıt poşetin içindeki simitten bir parça koparıp ağzıma attığımda inlememek için zor tuttum kendimi. Çok düşkün biri sayılmazdım ama dün gece uyku arasında burnuma dolan kokusunu unutamamıştım. Buna dikkat ettiğine inanamıyordum. Sıcak değildi ama tazeliği ile ağzımda dağıldı sanki.

Telefonumu kavrayıp hemen mesaj kısmına girdim. Uyanır uyanmaz simitlere sarıldığım için yüzümü bile yıkamamıştım o yüzden kendimi atma düşüncemin üstünü anında çizdim.

Yıldızların Buluştuğu GeceOù les histoires vivent. Découvrez maintenant