| 12 |

1.6K 176 92
                                    

Yazarken çok hoşuma gitti ama bir yandan batırmış gibi hissediyorum bu nasıl mümkün olabilir? Size bıraktım kararı kdkksn

Panomda sizlere bir soru sordum cevaplarsanız sevinirimmm

Düşündüğümden daha uzun bir bölüm oldu o yüzden BOL YORUMMMM

🌌🌌

"Tamam babacığım, dikkat et kendine." Tırnak yemek hiçbir zaman huyum olmamıştı ama tırnaklarımı dişlemek... İşte bu bana sonsuz rahatlama ve zevk verirdi. Babamla ara sıra tansiyon yükselten konuşmamdan sonra rahatlamanın tek yolu da buydu. Tabii ki işler sandığım gibi ilerlemiş ve kan yoluyla bulaşan en büyük hastalığımız babamı bir haftada yormuştu. Yetmemiş ayak bağı olmuş işin süresini uzattıkça uzatmışlardı.

Babam bir ay daha yoktu. Onsuz bir haftaya zor dayanmışken bu dört hafta nasıl geçecekti muammaydı. Balkon demirlerinden ayrılıp içeri girdim ve sürgülü kapıyı kapatıp perdeyi düzelttim. İçeri girdiğimde grup hararetle Vegas işini konuşuyordu. Beni görünce gürültüleri hafiflese de son sözü Çağlar söyledi.

"Elin memleketlerinde bir de sizinle mi uğraşacağım? Hediye diye kabus bileti almışsın resmen." 

Bence çok haklıydı ama bu şekilde düşünen, sesli bir şekilde, sadece kendisiydi. Eylül hepimizin orada olacak olmasına çok sevinmişti. Emir ve Nilay da sıcak bakıyorlardı. Gitmeyi düşünen herkesin aklındaki fikir çift olarak yalnız zaman geçirmek, istek halinde grup olarak bir araya gelebilmekti. 

Gitmeyi bu yüzden istemiyordum. Hem para konusunu sıkıntı ediyor hem de gittiğim şekilde Eylül ile takılamayacağımı bildiğim için ayak bağı olacağımı düşünüyordum. Düğmeleri açık gömleğimin içindeki kırmızı kalın askılı badimi düzeltirken oturup bacak bacak üstüne attım. Bu aşamada etliye sütlüye karışmadan sessizce kendi yollarını bulmalarını beklemem gerekiyordu.

Çağlar istemediği için diğerlerinin gurur yapıp gitmeyeceğine neredeyse emindim. Adam kendi ağzıyla sizi tatilimde istemiyorum demişti hiçbiri yüzsüz gibi ısrar etmezdi.

"Siz bilirsiniz," dedi Yaman yandan yandan göz süzerken. "İkinci gün çok özledik sizi, atlayın gelin dersen nah gelirim ama!"

Güldüğüm belli olmasın diye parmaklarımı dudaklarıma örterken Çağlar seslice sabır çekti. Çok iyi anlıyorum iç çatışmasını. Yaman ile uğraşmak çok zordu. İçinde yatan küçük bir oğlan çocuğu vardı ve bunu göstermekten hiç çekinmiyordu. Neden iyi anlaştığımızın cevabını buradan da alabilirdik. Biz iyi olmadan içimizdeki çocuklar birbirine ısınmıştı.

"Çağlar mızmızlanma Allah aşkına," diyerek araya giren Eylül hiddetle nişanlısına dönmüştü. "Ne yapacağız tek başımıza?"

Kollarımı göğsümde birleştirirken aralarındaki bakışmayı izledim. Muzip bir ifadeyle dudaklarımı birbirine bastırırken Yaman ile göz göze geldik. İkimizin de aklından geçen belliydi; ikimiz de acımasızca gülüyorduk. Tek başlarına yapabilecekleri listenin uzun olmasa da eğlenceli aktiviteler içerdiğine emindim.

"Buluruz Eylül bir şeyler. Hem yeni insanlar tanırız fena mı?"

Kendi aralarında ufak bir tartışmaya girdiler. İnanın bu ana şahit olmak en son isteyeceğim şeydi. Hayatımı çiftlerin kavgalarına şahit olarak geçirmiştim. Bıkkınlıkla yerimden kalkıp kendi hallerine dönen arkadaşlarıma baktım. "Kahve içen var mı?"

Yıldızların Buluştuğu GeceTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon