| 10 |

1.5K 152 85
                                    


Yorumlarda biraz canlansak mı bebeklerim ??

🌌🌌

Babam yemek yemeyi çok seven bir adamdı. Hatta annemle karşılıklı gülüşmelerine sebep olabilecek tek konu buydu desem yeridir. Çok ve sık yemeyi adet edindiği gibi seçili zevkleri de vardır. Buna rağmen dalyan gibi olması her zaman haksızlık gibi gelir bana.

Kaşığına doldurduğu patates salatasını ağzına atan Yaman'ı izlerken babamın gençliğine şahit oluyormuş gibi hissediyordum. Önceki lokmasını hala çiğnemeye çalışırken, "Bunun içine maydanoz koyma bir daha," diye kabaca çıkıştı. Bir yandan sinirlenmek istedim bir yandan da gülmek ama utancım ikisini de bastırıyordu.

Çat kapı evime gelişinin üzerinden neredeyse on beş dakika geçmişti. Şaşkınlığımı geçiyorum utancımı bir kenara nasıl atacağımı bilememiştim ki hala öyleydim. Salaş kıyafetleri içinde her zamanki gibi oldukça yakışıklıydı. Hızlı hızlı yemek yiyor, bazen midemizi ayağa kaldırma pahasına ağzı doluyken konuşuyordu ama benim aklım da fikrim de tek bir yerdeydi.

Kızlar onu eğlenen gözlerle izliyordu. Eylül burada ne aradığı sorusunun cevabını alabilmek için gözlerimin içine bakıyordu ama bende de cevabı yoktu.

"Olur öyle yaparım," dedim alayla. Yanıbaşında kurduğum cümle zafiyet geçirmeden onu durdurduğu için mutlu olurken dolu ağzı ve sıkıca tuttuğu kaşıkla önce bana sonra da kızlara baktı. Kaşık gürültüyle tabakla buluştuktan sonra garip bir sessizlikte birbirimize baktık.

"Hayırdır sen niye geldin?"

"Eylül," dedim uyarır gibi. Normalde bu tarz patavatsız soruları soran hep ben olurdum. Sonuçta kendini bilen biriydim ama bu bana bile ayıp gelmişti.

"Sabahtan beri arıyorum. Arkadaşım size altın günü menüsü yapacağım diye beni ihmal etmiş resmen. Merak edip geldim ben de ne var?"

Kızlara Yaman ile sıkı fıkı kankalar olduğumuzu anlatmamış olmam dışında bir sıkıntı göremiyordum şu anda. Bakışları bana dönünce gülümsemeye çalıştım. Grubun bekar seviyesini hiç olmadığı kadar yükselttiğimiz için üstümüze bu denli gelinmesini hiç doğru bulmuyordum. Biz aklını kullanabilen yegane insanlardık. Şey, belki bu sıralar ben de pek kullanamıyor olabilirdim ama neyse! Konumuz asla bu değil.

"Babam memlekete döndüğü için kendimi mutfağa verdim. Akrabalarla pek anlaşamıyorum da." Açıklamamı yeterli bulmuş olacak ki derin derin başını salladı. Eminim ki onun para pulda gözü olduğu için hayatı kardeşlerinin burnundan getiren, fitne fesat, yüzüne gülüp arkasından yerin dibine sokan; görgüsüz, çıkarcı ve içten pazarlıklı akrabaları yoktu. Nereden bilsin zengin insan tüm bunların zorluklarını.

"İyi olmuş ama. Sayende midemiz bayram etti."

Gülerek kolumu sandalyemin arkasına attım. Görünce geriliyorum ama konuşurken her şey bir anda öyle kolaylaşıyor ki imkanına ben bile şaşırıyorum. "Sen de ne meraklıymışsın altın günü menülerine Yaman."

Alttan bir bakış, serseri bir gülüş; yakıştığını bilerek nasıl da kullanıyor hünerlerini. "Her zaman favorimdir."

Kendime gelmezsem ana kapılıp gideceğimi çok iyi biliyordum. Dümdüz dursa dahi onu saatlerce izleme isteği baş gösteriyordu bende. Bu çok tehlikeliydi. Öncesinde de hoşuma giden bir adam olduğunu inkar edemiyorken şimdi ona bambaşka bir gözle bakmaya başlamak beni korkutuyordu.

Böyle olmasını istemiyordum.

Onu, kazandığımı düşündüğüm dostluğunu ve desteğini kaybetmek beni bu günlerimde ateşlere atardı. Gülümsedim. Bazı duygular yarım kalmalıydı çünkü varlığı riske atamayacağım kadar değerliydi.

Yıldızların Buluştuğu GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin