| 13 |

1.6K 177 89
                                    

Siz istediniz ben yazdım hehehe

Bu bölüm Yaman'dan

Yorumları bekliyorum artık:)))

🌌🌌




                            -YAMAN-

Kaç saattir arabanın içinde oturmuş öylece ailemin evini izliyordum bilmiyorum. Uzun bir aranın ardından arkadaşlarımla geçirdiğim eğlenceli saatler son bulmuştu. Ruhuma yetmemiş olacak ki eve gelip bunu aile saadetimizle devam ettirmeyi düşünmüştüm. Eşikten adım atabilecek cesareti bulabilecekmişim gibi mantıklı da gelmişti. Kendimi şaşırtmamış ve o cesareti gösterememiştim.  

Gecenin sessizliğini yararcasına arabayı tekrar çalıştırıp evime döndüm. Sonsuz bir yalnızlıktı ama hiçbir zaman huzurlu olduğunu inkar edemezdim. Kapıyı ardımdan kapattım. Işıkları açma zahmetine girmeden kendimi salondaki pencereyi gören koltuğa attığımda ayaklarımın altındaki şehrin ışıkları yüzüme vurup etrafı yeterince aydınlatıyordu. Öylece aşağıda ufacık görünen nesneleri izledim. 

İnsan bazen, ben bu hale tam olarak ne zaman geldim, sorusunu sorardı kendine. Her seferinde daha da dibe battığını düşündüğünde yankılanırdı aklında. Ben o halden hiç çıkamamıştım ki. Her şeyi geride bırakıp sonunda eskisi gibi olduk dediğim günlerin sonu yine aynı bitiyordu çünkü; buruk bir yalnızlıkla. 

Kime kızgın olmam gerektiğini bilmiyordum. Nilay'a, Emir'e, aileme... Ama en çok da kendime. Listeyi uzatmak istesem okulun ilk günü Emir bizi tanıştırmadan yollarımızın kesişmesini sağlayan kafeteryadaki genç çocuğa bile kızabilirdim lakin geride bıraktığımı düşündüğüm bir olay için fazla detay hatırlıyordum. 

Telefonuma arka arkaya düşen bildirimlerin sesi düşüncelerimi bölerken aydınlanan ekranda Eylül'ün adı belirip duruyordu. Bu geceden kalan fotoğrafları gönderdiğini fark ederken telefonumla birlikte ayaklanıp yatak odama girdim. En uzak köşedeki lambayı yaktım ve etrafa sönük bir aydınlık yayıldı. Üstümü değiştirme zahmetine girmeden ayakkabılarımı çıkarıp yüksek yastıkların üzerine attım bedenimi.

Tonlarca fotoğraf karesini, yüzümde tekrar oluşan bir gülüşle inceledim. Sadece birkaç saat öncesine ait, hayattan zevk alan bir arkadaş grubunun anılarıydı buradakiler. Çağlar ve Eylül'ün evlilik haberini kutlamak için bir araya gelmiştik. Deli gibi mutlu görünüyorlardı. Emir ve Nilay'ın da onlardan daha az mutlu olduğunu söylesem asla inandırıcı olmazdı. 

İki sap olarak Simge ve ben ise oldukça dışlanmış hissetmeliydik. Hoş, aramıza katıldığından beri daha iyi hissediyordum. Onunla kaynaşıp konuşmak hiç zor değildi. Konuşamadığım her şeyi saniyesinde anlayıp, bunu da çok güzel belli edip konuyu açmayı başarması ilk dakikadan ona hayran olmama sebep olmuştu. İlk defa yalnız hissetmemiştim; duygularımı anlayan ve bunlarla beni yargılamayan hatta benzer durumlarda kalan insanlar vardı. 

Gruba mesajlar yağmaya devam ederken fotoğraflardan birinde gördüğüm detayla kaşlarım çatıldı. Öyle kötü çıkmıştım ki birilerinin eline düşse tehditle bana istedikleri her şeyi yaptırabilirlerdi. Hemen gruba fotoğrafı attım ve başıma bela açan o cümleyi söyledim.

-Bu fotoğrafı atarsan hesabına spam atarım

Ancak o sırada zaafımı belli ettiğimin farkında değildim. Simge bu durumu kullanarak mesajlaşmanın tam orasına daldı ve bana ufak çaplı bir kalp krizi geçirtti. Bir süre fotoğrafın imha edilmesi için ecel terleri döktüm ve en sonunda kendimi Simge'ye mesaj atarken buldum. 

Yıldızların Buluştuğu GeceWhere stories live. Discover now