| 4 |

2.5K 188 52
                                    


Selaammm

Arkadaşlar bu bölüm biraz üstün körü gelebilir ama bunları Bir Küçücük Civciv'de detaylı olarak yazdığım için aynı şeyleri okuyormuş gibi hissetmenizi istemedim

Keyifli Okumalar💜


🌌🌌

Bazen evde olmanın işte olmaktan daha kötü olduğunu düşünmüyor değilim. Yani yıllarca sabahın köründe kalkmaya alışmış ve bundan şikâyet edip durmuşken artık canım ne zaman isterse kalkabiliyorum ve bu oldukça güzeldi. Ancak artık tek başıma değildim ve evin sorumluluğunu bir genç olarak üstüme almam gerekiyordu.

Babam hiçbir zaman işlerini birine yaptıracak bir adam olmamıştı. Ancak o kendine vakit ayırırken ben kirlileri makineye atmasam, yıkananları asmasam, bulaşıkları kaldırmasam rahat edebilir miydim?

Öğlen kalkıp bu işleri hallettikten sonra kendime ayırabildiğim kahve saatinde günlük dizilere sarmıştım. Her gün yayınlandıkları için giderek hoşuma gitmeye başlamaları beni korkutmalıydı. Sırf yeni bölüm için arkadaşlarımı dahi ekmeye başlayınca kendime gelmem gerektiğini fark ettim.

Anneme göre paslanmadan burada iş bakmaya başlamalıydım. Konuştuğumuz beş dakikalık sürecin üçünde bu konu hakkında beni darlayıp duruyordu. Benim tek emin olduğum şey ne yapmam konusunda kararsız olduğumdu.

Acı verici olan şuydu ki kendi isteğimle her şeyden vazgeçerek çabalarımla hak ettiğim bu mesleği yapmak istemiyordum. Bunu anlamak için çok geçti ama yolumdan dönmek için bugünden daha iyisini düşünemiyordum. İstemiyordum. Bu kadar basit. Beni parasızlığın ve hiçbir işe yaramama duygusunun beklediğini biliyordum.

Ama bunu bile göğüslemeye hazırdım.

Öncesinde biraz dinlenecek, evet bu yaşta baba parası yiyecektim, sonrasında ise birikimlerimle hayalini kurduğum o yeri açacaktım. Kafamın içinde çok güzel şeyler dönerken önümdeki cipsleri kilo almış olma gerçeğimi bir kenara bırakarak mideye indiriyordum.

Dizimin son sahnesini izledikten sonra yarınki bölümün fragmanıyla iyice kafam attı. "Gönül sen de amma salaksın ha! Bu günlük dizi karakterleri hep mi böyle olur ya," diye söylenirken telefonuma arka arkaya gelen mesajlarla birlikte parmak uçlarımdaki cips kalıntılarını yaladım.

Mesaj Eylül'dendi. Nilay ile onlara geçtiklerini ve benim de acilen onlara gelmem gerektiğini söyleyen bol ünlemli mesajlarına karşı çıkmak istesem de daha fazla kilo almaya ihtiyacım olmadığına kanaat getirip yerimden kalktım. Sosyalleşmek adına hiçbir şey yapmıyor, aksine ev kuşu olup çıkma yolunda emin adımlarla ilerliyordum. Eylül dışında görüştüğüm hiç arkadaşım yoktu. Onun kendi hayatı da yeterince karışık ve hareketliyken bana zaman ayırmasını istemek bencillik olacağından evde kendi kendime takılmayı tercih ediyordum.

Hızlıca üzerimi giyindikten sonra babamı arayıp evden çıktığımı söyledim. Hatta belki gece Eylül'de kalacağımı da ekledim ki bir kez daha haber vermek zorunda kalmayayım.

Bakın, bu hayatta sevmediğim tonlarca şey vardı ve büyük bir bela çeker olarak kendimi hep o sevmediğim durumların dibinde bulurdum. Başıma daha ne gelebilir diye düşündüğüm zamanlar da çok oluyordu aslında. Bu gencecik yaşımda hayata küsüp işsiz mi kalmamıştım, arkadaşlarım olmadan evde günlük diziler eşliğinde kilo almalarım mı yoktu...

Yıldızların Buluştuğu GeceWhere stories live. Discover now