"Ne diyorsun lan sen?!" diye yükseldi Uraz ve Kuter şerefsizine doğru hamle yaptı ama hemen önüne geçip engel oldum.

Çok merak adamı mezara sokar diye boşa dememiş atalarımız. Söz bir daha kimseyi takip etmeyeceğim. Yakın çevrem hariç.

"Yalan mı söylüyorum?" dedi Kuter ortalığı karıştırmaktan vazgeçmeyerek.

"Deva ne diyor bu piç?! Susma bir şey söyle!" Ellerimi göğsüne koydum sakinleştirmek ister gibi. Kendimi matador gibi hissediyordum ve bu durumda Uraz boğa, Kuter kırmızı kumaş parçası oluyordu.

"Şuradan gidelim ben sana anlatacağım, seni kızıştırmaktan başka bir şey yapmıyor." dedim yatıştırıcı olduğunu umduğum bir sesle. Uraz, aşırı sinirliydi ve olan hiçbir şeyi bilmediği için Kuter'e karşı atakta bulunamıyordu.

Ah Begüm sen beni yaktın! Yaktın!

"Umarım sağlam bir açıklaman vardır Deva," dedi tehditkâr bir sesle. Aksi bir durumda Kuter'in içinden geçecek gibi duruyordu. Umarım Begüm'ün hareketlerinden şüphelenip onu takip etmem yeterince sağlam bir açıklamadır.

Uraz'ın koluna girdim ve merdivenlere yönlendirdim ama gözleri ardımızdaki Kuter'de takılı kaldı. "Uraz hadi!" diyerek çekiştirince ancak yürümeye başladı.

Sonunda okuldan çıkıp arka bahçeye vardığımızda derin bir nefes verdim. Kütük gibi çocuğu buraya kadar çekeleyerek getirmek bana epey bir kilo kaybettirmiş olmalıydı.

Uraz boş banka oturdu ama ben karşısına ayakta kaldım. Uzun soluklu bir açıklama beni bekliyordu.

"Evet Deva Arıca, açıklamanı çok büyük merakla bekliyorum." dedi Uraz soğuk bir sesle. Çok haklı olduğu bir durum olduğu için seste çıkaramıyordum ki. Koskoca Deva Arıca! Sen bu hallere düşecek kız mıydın be?

"Dediğim gibi ben bugün Begüm'ü takip ettim." dediğimde daha sakin bir sesle sordu. "Neden?"

"Tavırlarından işkillendim. Telefondan biriyle yazışıp bunu gizleme çabasına girmesi, sürekli biriyle ya da biriyleriyle yazışması ve daha fazlası. Dikkatimi çekti." Gözleri dikkatli bir şekilde yüzümde dolanıyor her sözcüğümü kaçırmadan dinliyordu.

"Kantinde öyle aniden kalkınca ben de peşinden kalkıp onu takip etmeye başladım." İyi bok yedim gerçekten.

"Lavaboya gitmen yalandı yani." dedi beni tiye alarak.

"Ne deseydim Uraz, ben bir Begüm'ü takip edip geliyorum iyi bakın kendinize mi demeliydim. Salak salak konuşma," dedim asabi bir sesle. Hayır, gizli ajan olmanın da bir adabı vardı.

Uraz ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdıktan sonra devam et anlamında avucunu bana döndürdü.

"Ben Begüm'ü gizliden takip ederken ardına bakıp takip ediliyor mu diye kontrol etmesi beni daha çok şüphelendirdi. O arkasına dönünce ben de bir anda saklandım." diyerek bir sağa bir sola adımlaya ve dedektif edasıyla yaşananları anlatmaya devam etti.

"Her yırtık dondan çıkan Kuter'in bu hikayeye hangi kısımda dahil olduğunu çok merak ediyorum." Güldüm ama onun suratı dümdüzdü. Öksürerek toparlandım.

"İşte ben ani hareket edince arkamda olduğundan haberim dahi olmayan Kuter'e çarptım." İsmini duymasıyla gerilmesi bir oldu.

"Bir şeyler zırvaladı ama acelem olduğu için yanından uzaklaşıp Begüm'ü takibe geri döndüm. Begüm, etüt sınfılarından birine girince gizlenip beklemeye başladım ama Kuter'de beni takip etmiş." Duraksadım. Takip: İstanbul lise versiyon yakında sinemalarda, hadi bakalım.

REKABET • yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin