1.2

10.3K 540 191
                                    

SELAMMMLARRRRR

öncelikle bilgisayardan texting yazmak çok zor söylemek istedim teşekkürler,,

yıldıza dokunmayı ve YORUMLARINIZI BENİMLE PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN!!!!!!

Deva

Ben sınıfa girip sırama yerleşmişken Uraz daha yeni sınıfa giriyordu. Oflaya puflaya yanıma kadar geldi. O sırada Uraz'ın varlığını fark eden sınıf arkadaşlarımın dikkati çoktan buraya toplanmıştı. 

"Oo Deva başkan sevgili mi yaptın?" diye seslendi duvar köşesinde oturan Selim. Yüzüm ona döndü ve sırıttım. Uraz'ın da bakışları Selim'e döndü.

"Yok canım sevgili değil," gururla sırıtan suratımı asla bana bakmayan somurtuk Uraz'a çevirdim. "Köle yaptım kendime." Uraz'ın bakışları saliselik bir hızla yüzüme döndü. Şaşkınlığın izleri yüzünde geziniyordu. Sen elimden çekeceksin Uraz Kayhan.

"NE!" diye yüksek sesli bir tepki verdi Selim. Birkaç kişinin de gülüşme sesleri kulağıma çalınmıştı. 

Uraz çantamı yanımdaki boşluğa fırlattı ve ters bir bakış attı bana. Daha çok sinir etmek farz olmuştu artık.

"Uraz?" diye seslendim. "Ne var?" diye yanıtladı ters bakışlarını sesine de yansıtarak. "Çantamı al." 

"Ne?" Yüzüne anlam veremez bir ifade yerleşti. "Çantamı eline al." dedim pes etmeden. Yüzündeki sorgulama bitmemişti ama çantamı kaldırdı ve eline aldı.

O meşhur piç gülümseme yerleşti yüzüme. "Yavaşça yerine koy şimdi." Önce kaşları çatıldı. Sonra yavaş yavaş kızarmaya başladı ama yapacak bir şey yoktu. Hayali dumanların burnundan çıktığını gördüm. Tam da istediğim gibi yavaşça bıraktı çantamı. Böyle böyle adam edeceğiz kardeşim.

Koyarken eğildiği için yüzüme olan mesafesi kısalmıştı. Biz yüz yüze bakarken yüzünde intikam hırsı belirmişti.

"Baş belası." dedi sakin ama öfkeli bir tonla. Elimi saçlarına attım ve karıştırdım.

"Ben de seni hayatım." dedim neşeyle. O bu tavırlarıma anlam veremez şekilde bakarken ben uzaktan bir öpücük attım ona daha çok delirsin diye. Bakışları dudağıma düştü, tekrar gözlerime baktığında bakışlarındaki tuhaflığa şahit oldum. 

"Tehlikeli sular, fıstık, önermiyorum." dedi gizemli bir havayla. Benim kaşlarım çatılmışken o çoktan geri çekilmişti. Suratım düz bir ifadeye büründü.

"Gidiyorum sınıfa, teneffüste görüşürüz." diye açıklama yaptığında benden silinen gülümseme onun yüzünde yeniden canlanmıştı.

Bu satranç oyununu gerçek hayatta da oynuyorduk ve yine tek bir kazanan olacaktı.

Öğle teneffüsünü duyuran zil çaldığında sıramdan yavaşça ayaklandım. Yüzümde şeytani diyebileceğim bir gülümseme vardı. Çok eğleniyordum, çok!

Öğle arasına sonunda girmiştik. Teneffüslerde ders çalışıp test çözüyorduk çünkü sınav senemizdi. Bu tempoyu sevmiyorum diyemezdim çünkü alanım olan şeyi yapmak beni sıkmıyor, bunaltmıyordu. 

Sınıf kapısından çıktım ve kapının kenarında beklemeye başladım. Beklediğim insan geliyordu. Gözlerim elindeki sweate kaydığında neredeyse çektireceklerime pişman olacaktım. Tam önümde durduğunda kafamı gözlerine çıkardım. 

"Ya getirdin mi sweatimi?" diye sordum tatlı olduğunu düşündüğüm bir ses ve tavırla.

"Hemen benimsedin bakıyorum?" dedi sırıtarak. Keyfimi kaçıramaz maalesef çünkü dolabıma bedavadan aşırı güzel bir sweat giriyordu.

REKABET • yarı textingWhere stories live. Discover now