22

25 7 10
                                    

(Yg Treasure Box'un eski bebeklerinin olduğu, C9'ın oğulları Cix'ten 458! İyi dinlemeler, iyi okumalar dilerim. Yeni okul yılınız hayırlı olsun. Tahminen 30 bölümde bitecek <3)

(Kim Doyoung'un ağzından)
Soung lavaboya gideceğini söyleyip önden çıkmıştı ve ben de gelen taksiyi oyalıyordum. Neredeyse 20 dakika olmuştu ama gelmemişti. Eve gidecektik ama bir türlü dönmemişti.

-Bana bak delikanlı, ben gidiyorum, senin arkadaşının geleceği yok. Sen de çok bekleme ya benimle gel ya da ben gidiyorum.

-Ah...beş dakika daha bekleyelim lütfen sadece beş dakika, ben bi bakıp hemen geleceğim, dedim ve koşarak turnuva binasının içine girdim. Tüm kız tuvaletlerine baktım ama Soung'u bulamamıştım. Sonra telefonum titredi ve cebimden çıkarıp baktım, Soung mesaj atmıştı.

Aşkım💗:
Doyoung, ben gittim. Babamla tartışmalıydık biraz beni almaya gelmiş o yüzden haber veremedim. Üzgünüm ㅠ.ㅠ Seni seviyorum(⁠✿⁠ ⁠♡⁠‿⁠♡⁠)

Bu mesaja biraz sinirlensem de ona kızmak mümkün değildi. Bu yüzden kendi kendime güldüm ve aşağıya indim ama taksinin gittiğini gördüğümde orada tek başıma kaldım.

-Sen hala burada mısın, diyen sese doğru döndüm. Bay Kim arkamda duruyordu.

-Ah hocam, şey...taksi çağırmıştım ama Soung'u beklerken gitti. Soung da babasıyla eve dönmüş şimdi gördüm mesajını. Gidecektim yani ufak bir aksilik.

-Aksilik olmuş gerçekten, bizimle gelsene.

-Zahmet vermek istemem teşekkür ederim.

-Saat 10'a geliyor zaten yurt kapıları kapanacak sen varana kadar. Bugün bizde misafir olursun.

-Hayır hayır gerçekten teşekkür ederim.

-Bu gece bizde misafir olursun hem benim üniversite tercihlerime de yardım edersin takılırız biraz, dedi Junkyu. Biraz düşündüm ve sonra başımı sallayıp onları onayladım. Bay Kim ve ben ön koltuğa otururken Junkyu da arka koltuğa oturuvermişti. Birlikte onların evine gittiğimizde oldukça gergindim fakat Bay Kim'in eşi kocaman bir gülümseme ile bizi karşılayınca biraz sakinlemiştim. Akşam yemeğinden sonra Junkyu ayağa kalktı ve omzumu patpatlayıp sıkarak benimle konuştu.

-Gel ben sana rahat bir şeyler vereyim, dediğinde onunla beraber yukarıya çıktım. Bana bir pijama takımı verdi ve kendisi de kendi pijamalarını çıkarıp yanımda soyunmaya başladı. Onun rahatlığıyla ben de soyundum ve üzerimi değiştirdim.

-Sıcak kahve sever misin, ders çalışırken acı bir kahve dinç tutuyor.

-Olur, dedim ve başımı salladım. Odadan çıkıp bir süre geri dönmedi ve ben de ona bakmak için çıkıp mutfağa gittim.

-Turnuvada çalışmak yorucu değil mi?

-Değil ama gerici, Soung ve ben bu turnuvada eğleneceğimizi düşünüp gelmiştik. Başımıza gelmeyen kalmadı.

-Öyle,  Asahi de yıllar sonra ilk kez yarışmaya katıldı diye sevinmiştik, o da yalan oldu.

-Doğru, yazık oldu.

-Umarım ortalık daha fazla karışmadan hallolur, yoksa çok fazla can yanacak.

-Umarım, dedim ve telefonuma baktım. Soung hala bana eve vardığına dair mesaj atmamıştı.

(Hamada Asahi'nin ağzından/1 gün sonra)
Hyunsuk Bey ile biraz yemek yemiş kahvaltı sonrası odayı toparlıyorduk ki kapı çaldı. Gidip kapıyı açtım. Yedam Bey gelmişti.

STRUGGLETahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon