16

29 9 7
                                    

(Bugün ablam instagram keşfette bir edit videosunda Darari'yi duydu ve "Bu şarkı çok güzel adı ne bunun?" diye ortaya bi soru attı. Ben o sırada ders çalışıyordum ve biraz...biraz fazla gururlandım. Neyse! Geçen bölüm ilk ana karakter elememizi yaşadık ortalık iyice kızışacak😉)

Bu sesi duyduktan sonra ayağa kalktım. Mibyeol'u nasıl elemişlerdi? Ne demek elemişlerdi? Gözüm önce Jeongwoo'yu aradı. Ortalıkta yoktu muhtelemelen yarışa hazırlanıyordu. Sonra Jaehyuk'u aradı gözlerim, o da burada yoktu. Muhtemelen dinlenme odasındaydı. Havluyu omzumdan çekip benche attım ve bize ayrılan bornozlardan birini giyinip hızlı ve büyük adımlarla dinlenme odasına gittim. Kapıyı destursuzca açtım. Jaehyuk, Jihoon ve Jihoon'un sevgilisi buradaydı.

-Ne oldu böyle?

-Konuşmamız gerek. Hemen!

-Şu an biraz meş-

-KONUŞMAMIZ GEREK DİYORUM, diye bağırdığımda ayaklandı.

-Tamam, geliyorum çık hadi, dedi benim aksime sakince. Oradan çıktım ve o da çıktığında arkamı dönüp yakalarına yapıştım ve onu sarsarak öfkemi üzerinde boşaltmaya başladım.

-Hani Mibyeol ile ilgilenip geri getirecektin? Onu bir daha burada göremezsem herkesin canı sıkılır demedim mi? Nerede o? Ne demek elendi? KİM ELEDİ ONU?

-Durumu iyi değildi. Yarışmaya katılırsa daha çok zarar görecekti. Napsaydım? Sen istiyorsun diye ölmesine göz mü yumsaydım?

-Seni yalanlarınla boğacağım, diyerek onu geriye ittim ve hemen odama gidip duş alarak hazırlandım. Turnuva binasının otogarına gidip uzun zamandır binmediğim arabayı çalıştırdım. Onun olduğu hastaneyi bir şekilde bulup hastaneye gittim ve odasını sordum. Bana verilen oda bilgisini aradım ve odasını bulunca kapının önünde durup biraz bekledim. İçeri girmeye cesaretim yok gibiydi. Göğsümü kaşıdım ve kapının kolunu hafifçe indirdim. Kapıyı hafifçe ayırarak kapının ucundan baktım bacaklarını kendine çekmiş, bir başına oturuyordu.

-Genç adam, diyen yaşlı sese doğru döndüm.

-Ah pardon!..Ka Mibyeol'un odası burası değil mi?

-Çekil çekil, dedi yaşlı asabiliğiyle. Sonra kapıyı elimden alıp açtı ve içeri girdi.

-Byeol, arkadaşın gelmiş, dedi ve içeride bir kaç şey yapıp oturmam için bana işaret verdikten sonra gitti. Oturdum ve dizlerimi dirseklerimi dayayarak ellerimi birleştirdim, Byeol'a baktım.

-Git buradan!

-Her şeyden haberin var demek ki.

-İstediğini almadın mı zaten ya, dedi ve bana baktı.

-Eledin beni, yolladın...ah pardon! Öldürmüş olmak istiyordun o yarım kalmış değil mi?

-Daha fazla saçmalayacak mısın?

-Git diyorum. Seni görmek, adını bile duymak istemiyorum.

-Doktor ne dedi durumun için?

-Sen laftan anlamıyor musun?

-Benim ne suçum var?

-Saçma salak şakalar yapmasaydın şimdi bu halde olmazdım.

-Islak zeminde koşan sensin.

-Şükürler olsun beni fark edip de kurtardılar. Yoksa ölecektim ve bundan zevk alacaktın!

-Seni ben kurtardım.

-Hiç utanman yok gerçekten değil mi, dedi ve ağlamaya başladı. Tane tane gözyaşı dökülüyordu.

-Seni o havuzdan ben çıkardım.

STRUGGLEWhere stories live. Discover now