[14]

235 27 9
                                    

~•.。*♡✧

"Beni yemeğe götüreceğini söylediğinde seks aletleri satan bir mağazaya gideceğimiz inan aklımın ucundan dahi geçmiyordu Yeonjun!"

İlk randevu Yeonjun ileydi ve bana sadece şık giyinmemi söylemişti. Akşamüstü beni arabasıyla almaya gelmişti. Bir süre sonra bir mağazanın yanında durup arabada beklememi söylemiş ve mağazaya gitmişti. Mağazayı görmem ise ağzımın beş karış açılmasını sağlamıştı.

Arabaya döndüğünde ise elinde büyük bir paket ve dışarıdan görmeme dayanarak ettiğim tahmine göre içinde de bir kutu vardı.

"Hadi ama Beom, burada yemek satan bir yer görebiliyor musun? Tabii fantezi olarak burada satılan öyle şeyler var ve yemek isti-"

"Sakın cümlenin sonunu getirme Yeon."

Elimi kapattığım ağızından çektim. Sırıtarak arabayı çalıştırmış ve yola devam etmişti. Lüks bir restoranda gelmiştik ve yemeklerimizi sipariş edip beklemeye koyulmuştuk.

Yemek faslı hızlı geçmişti ve ikimizde pek konuşmamıştık. Açıkçası sıkıcı geçiyordu. Randevular cidden böyle mi oluyordu?

"Sıkılmış görünüyorsun, benim gibi."

"Yani pek bir şey yaptığımız söylenemez."

"O zaman bara gitmeye ne dersin? Sana söylemek istediklerim var ve içerken söylemek daha iyi olur sanırım."

"Hayır demem, gidelim."

Bunun üzerine yakın bir yerde bulunan bir bara gitmiştik. İçerisi sakindi. Kenarda sızanlar ve hala içenler dışında bir ses yoktu. Bir süre sonra çoktan sarhoş olan biz ise bu sessizliğe katılanlardandık .

"Ne söylemek istiyordun?" Sarhoşluğumun verdiği etkiyle yarım yamalak konuşmama rağmen diğer sarhoş olan Yeonjun benim dilimi anlamıştı.

"Ben seni sevmiyorum."

"Şaka mı yapıyorsun? Kalbimi kırmak için mi söylüyorsun? Kaç senedir arkadaşız bu şimdi mi söylenir?"

Ağlamaklı konuşurken bir elimle de omzuna vurdum.

"Dur vurma bir. O anlamda değil. Hani senden hoşlandığım için randevuya çıktık ya, o anlamda."

"Ay pardon... Dur, benimle oyun mu oynuyorsun sen? Resmen kullanıldım."

"Beom, bekle bir dinle..."

"Bekliyorum, anlat..."

"Diyeceğim şeyden sonra çığlık atmayacağına söz ver önce."

"Ne alaka şimdi?"

"Söz ver dedim."

"Tamam tamam, söz."

"Ben Soob-"

"Aa-"

Susturmak için eliyle ağzımı kapattı.

"Sana bağırma demedim mi ben az önce! Elimi de yalama, iğrençsin."

"Aman be, alt tarafı heyecan yaptım."

"Cümlemi bile tamamlamadım?"

"Ay neyse, devam et sen, dinliyorum."

"Bizim fuckbuddy bir ilişkimiz var Soobin ile. Ama birbirimize karşı hislerimiz olmasına rağmen hiç dile getirmedik, yani çıkmıyoruz da."

"Ne işler dönmüşte ruhumuz duymamış be."

"Duymazdan geliyorum. Bir kavga sonucu aramızdaki bu ilişkiyi bıraktık ama-"

"Kavga sebebi?"

"Üst alt kavgası."

"Sanki yatak kavgası, neyse devam..."

"Ama birbirimizden hoşlandığımız için de ayrılmamız biraz zor olmuştu. Senden hoşlanma konusu açıldığında ise ikimizin de aklına aynı fikir düşmüş olacakki senden hoşlandığımızı söyledik. Yani bir nevi kıskandırmaya çalışmaktı amaç."

"Kanka afferdersin ama salak mısınız? Hem hoşlandığınızı bildiğiniz halde bir adım atıp çıkmıyorsunuz hem de birbirinizi yakın arkadaşınızdan mı kıskanacaksınız? Saçmalık!"

"Seni kullanmamıza kızmadın mı yani?"

"Sanki ilk defa oluyor. Onu bunu geç soruma cevap ver."

"Kendimi kötü hissettim yine. Bu haline alışkın değilim. Söv, döv, sik, bir şey yap ama geçiştirme."

"Daha sonra istediğim bir şeyi yaparsın afferderim."

"İçime sinmedi ama tamamdır."

"Eee? Hadi söyle?"

"Üst alt meselesi demiştim. İkimizde gururumuzun ötesine geçip kabullenmiyoruz. Bundan ötürü aramızda bozuşmalar çok oluyordu. Araya fantezilerimizde girince tabii..."

"Eve gidince Yeonbin'im diye ağlayacağım, bu bir kenarda dursun. Asıl diyeceğim meselenize karışamam ama bir an önce halledin şu işi. Gerçekten seviyorsanız bu pekte önemli olmamalı. Ama fantezi derken?"

"Gelirken girdiğim mağazayı görmüştün değil mi? Benimki BDSM-"

"Ya sen bana bunları demeseydin ve ben seninle çıkıyor olsaydım ne olacaktı? Az daha gidiyordum diğer tarafa, Tanrım şükürler olsun."

"Abartma istersen. Götünün peşinde kaç kişi var bilseydin benimkine laf bile edemezdin."

"Dur, ne!?"

"Tabii bize dua etmelisin. Yani içimizden birilerine. O kişiler bakmaya cüret edemiyor pek bu yüzden."

Nasıl bir surat ifadesi sergilediğimi bilmiyordum fakat Yeonjun'un sesli bir kahkaha atmasına ve bu sessiz barın gürültüye boğmasına sebep olmuştum.

Eve gitme zamanı geldiğinde beni evime bırakmıştı. Arabadan inmeden önce beni durdurdu. Daha önce arka koltuğa bıraktığı paketi eline alıp bana uzattı. Gözlerimi büyülttüm.

"Düşündüğüm şey deme bana Junnie."

"Küçük bir hediye sadece canım. Bir gün bakarsın lazım olur."

Ona göz devirip paketi bomba dolu bir çantaymışçasına tuttum ve vedalaştıktan sonra arabadan inip evime doğru ilerledim. Evde sessizce hareket edip odama geçtim. Bu konuda yetenekliydim ki kimse uyanmamıştı.

Elimdeki paketi hiç açmadan gardrobuma rastgele fırlatır gibi koydum ve üstümü değiştirir değiştirmez kendimi yatağa attım. Çabucak uykuya dalarken Yeonjun'un dediği herşey rüyalarıma konuk oluyordu. Ve bu rüyalar sonraki gün için uykusuzluğumun başlıca nedeniydi...

↭↭↭↭↭
Mirhaba
Ve
Byeeebiyee
↭↭↭↭↭

4VS1 || +×+Donde viven las historias. Descúbrelo ahora