[10]

299 37 6
                                    


~•.。*♡✧

O sabahın akşamına doğru eşyaları paketlemiş ve kamyona yüklemiştik. Taehyun ailesinden ayrı bir eve çıkmıştı artık ve ona yardım etmeye gelmiştik.

Yeonjun ve Soobin'in aileleri şehir dışında yaşadıklarından yurda geçmişlerdi. Aslında aileleri ev almayı düşündüler sonuçta hepimizin ailesi varlıklıydı fakat o ikili yurttan memnundu.

Geriye kalan üçümüzün evi yakındı ama Taehyun her gün gelen misafirlerden ve onların bitmek bilmeyen suallerinden bıkmış usanmıştı. Ailesini zar zor ikna ettiği bu taşınma konusu sonucu okula yakın ve güzel bir daire tutmuştu.

Eşyalar eve varmış ve yeni gelen mobilyalarla birlikte yerleştirmeye de yardım etmiştik. Saat akşam sekize doğru Yeonbin ikilisi bu saatte olan derslerine söverekten gitmişti ve bizde yorulduğumuz için salondaki yeni koltuklara yığılmıştık.

"Geldiğimizden beri bir şey sormak istiyorum Tae ama unutup durdum." diyerek lafa girdim. Telefondan sipariş veren Taehyun ve karşımdaki koltukta yarı uyur olan Kai'nin başı bana çevrilmişti.

"Ev arkadaşın falan var da bize mi söylemedin çünkü içeride iki oda var ve ikisinde de büyük bir yatak var. Biri senin odan olduğuna göre. Hani öyle biri varsa bize yardım etmeye gelmedi diye baştan söveceğim ona da. Hayırsız insan."

"Ha yok, belki arada gelir kalırsınız diye iki odalı evlere bakmıştım özellikle. Ama ev arkadaşı da iyi fikirmiş, bunu düşünürüm."

Fikrimi düşünür gibi yapıp lavaboya doğru gitmişti. Bir şey diyecek mecalim yoktu da zaten. Ben böyle kendi kendime düşünürken Kai yattığı yerden kalktı ve yanıma gelip yatarken kırdığım bacaklarımın arasından geçip karnıma uzandı. Soobin ve Kai bebek gibi olduklarında çok sevimli bakıyorlar ve o an sinirliysem de tüm sinirim toz olup uçuyordu.

Şu anda da o bebek haline büründüğünden bu pozisyonda yatmasına bir şey diyememiştim.

"Beomie~ Hadi bizim eve gidelim. Annem beni eve çağırdı ve istersen bizde yatıya kalabileceğini söyledi. Ne dersin gidelim mi? Ne olur! Birlikte film izleriz ve annemin kurabiyelerinden de yeriz..."

"Ningning hassas yerimden bana psikolojik baskı yapıyorsun şu an. Hem ruhen hem fiziken. Annenin kurabiyesi dedin mi akan sular durur bende biliyorsun ama aşırı yorgunum, kımıldayacak halim yok. Bu seferlik izin versen ve burada uyusam nasıl olur?"

Kai'nin yüzü asıldı. Daha sonra hızlı bir hareketle bedenini yukarı kaydırdı ve alt tarafımızın birbirine sürtünmesini de sağladı. Diğer taraftan yüzüme de yaklaşmıştı.

Beklemediğim bir durum olunca inler gibi bir ses çıkmıştı ağzımdan. Utançtan ellerimle ağzımı kapatmış ve istemsizce tutmuştum nefesimi. Bu durum yüzümün kızarmasına da sebep olmuştu.

"K-kai, uzaklaş b-biraz."

Nefes nefese konuşmuştum. Kai kafasını hayır anlamında sallarken kendini biraz daha bastırmıştı. Ona kocaman açtığım gözlerimle bakmıştım.

Yüzünü benimkine doğru yaklaştırıp dudaklarını büzmesiyle öpeceğini düşünmüştüm ki kapının çalmasıyla ikimizinde dikkati oraya kaymıştı.

Bu fırsatla Kai'yi üzerimden itmiştim ve ondan başka her yere bakmaya başlamıştım. Neden daha çabuk itemedim ki?

Daha sonra kollarını belime sarmış ve çenesini omzuma yaslamış bir şekilde yanaşmıştı bana. Mızmız bir çocuk gibi gözüktüğüne emindim.

4VS1 || +×+Där berättelser lever. Upptäck nu