6.Bölüm

87 14 20
                                    

Yayına girdiğimizde derin bir nefes aldım. Loş ışıklar gözümün üzerindeydi, karşımda bütün yayın ekibi ve kulağımda da onların sesleri vardı. Buna öncesinden daha alışkındım. Hala geriliyor olmama rağmen Han bu işi iyi idare ediyordu. Bu noktada ona güvenebilirdim.

İki tane profesyonel sunucunun varlığı da beni rahatlatıyordu. Radyo yayınıydı am aynı zamanda canlı olarak televizyonda da yayınlanıyordu. Canlı yayın olduğu gerçeğini görmezden gelirsem gayet iyiydim.

"Yayına son bir dakika!" Personellerden birisi bağırdı. Saçımı düzelttim ve sırtımı dikleştirdim. 

Bir yanımda Changbin diğer yanımda Bangchan oturuyordu. Bangchan kaşlarını kaldırıp bana gülümseyerek, "Güzel gözüküyorsun." dedi.

"Teşekkür ederim hyung."

"İyi hissediyor musun?" 

Kafamı onaylayarak salladım.

"Kötü hissedersen kulağıma söyle, canlı yayın diye kendini kasma. Senden önemli değil."

Onu bu duruma soktuğum için kendimi kötü hissederek gülümsemeye çalıştım. "Ağlatacaksın beni." Diye şakacı bir tavırla konuştum.

Ellerini havada salladı. "Tamam, tamam.  Başka bir şey söylemiyorum."

Yayın başladığını bildiren ışık yandı ve gülümseyerek kulaklığı taktım. Bizi tanıttılar ve ne kadar iyi gözüktüğümüz hakkında bir şeyler söylediler.

Sunuculardan kadın olan saçlarını toplamıştı ve ses tonu bu iş için doğduğunu gösterir biçimde kalındı. İçimde samimilik barındıran sevecen bir tarafı da vardı. "İlk defa bu odanın içinde bu kadar kişi var." dedi. "Şarkılarınızı programımızda sıkça kullanıyorduk ve sizi burada ağırladığımız için çok mutluyuz."

Bangchan, "Teşekkür ederiz. Bizim içinde burada bulunmak çok mutluluk verici. Son olmayacağını umuyoruz." dedi.

Kadın güldü. "Kesinlikle olmayacak. Bundan emin olabilirsiniz." Önündeki kağıtlara bakıp tekrar bize döndü, "Bugün ne konuşacağımızı söyleyebilir misiniz Taegeun bey?" 

Adam ona gülümseyerek döndü. "Elbette, hayatımızdaki değişiklikler hakkında konuşacağız. Sizin buraya nasıl geldiğinizi cidden merak ediyoruz." 

Jeongin, "Trafik vardı. Biraz zor oldu." dedi. Diğerleri gülümseyerek ona baktı ve şakasının ortamı yumuşattığını umarak yerinde kıpırdandı.

Taegeun, "Çok doğru, hayatımızda zaten hep bir yerlere ulaşmak üzerine kurulu değil midir? Buraya gelmek de buna dahil. Peki I.N, sizin gruba dahil olma süreciniz nasıl gerçekleşti, anlatmak ister misiniz?" 

"Okula giderken yolda beni çevirip kartvizit verdiler ve seçmelere katılmam gerektiğini söylediler. Elbette başta onlara inanmadım ama bir şey kaybetmeyeceğimi bildiğim için seçmelere katıldım." 

"Ah, Taeyeon duyuyor musun? Yani yolda yürürken seni keşfettiler. Gerçekten çok büyük bir şans."

Taeyeon kaşlarını kaldırıp şaşırdığını gösterircesine kafasını salladı. "Peki sizi keşfetmeselerdi yine de seçmelere katılır mıydınız?" Diye sordu.

Jeongin tüm dikkatin kendisine dönmesinden oldukça memnun bir şekilde gülümsedi. "Muhtemelen yine de bir yere katılırdım. Şu an bu grupta olduğum için çok mutluyum. Beni yolda çevirdikleri için de çok mutluyum bu yüzden." dedi. 

Taegeun, "Gerçekten şaşırtıcı bir durum.  Şans diye buna derim işte! Peki Han, sizin için durum nasıl gerçekleşti?" 

Yutkundum ve mikrofona yaklaştım. "Ben kendim seçmelere gitmiştim. I.N kadar şanslı değildim."

it's your life to ruinDär berättelser lever. Upptäck nu