BÖLÜM 12

245 14 5
                                    

1 AY SONRA

Yine Cenk Bey ve Beste ile bir yemekteydik. Bu sefer onlar bize gelmişti. Gerçekten 1 ay içerisinde çok kaynaşmıştık. Defalarca birbirimize gidip gelmiştik. Geçen ay Cenk Bey ile yaşadığımız olay ise unutulmuştu. Çiftler olarak mutluyduk ve güzel bir dostluk edinmiştik.

"Bir tabak daha alabilir miyim? Çok güzel olmuş." Cenk Beyin tabağını alarak mutfağa geçtiğimde Savaş'ta peşimden geliyordu. Yemeği tabağa koyduktan sonra masanın üzerine bıraktığımda Savaş belimden tutarak beni tezgaha yaslamıştı. Boynuma bir öpücük kondururken kıkırdayıp onu hafifçe geriye doğru ittim. 

"Misafirlerimiz var, ne yapıyorsun?" Tam tekrar boynumu öpeceği sırada banyodan gelen kırılma sesiyle hafifçe irkilerek belimdeki elini kafamın üzerine koyarak beni kendine çekti.

"İyi misin?" Kafamı sallayıp içeri geçtiğimde Beste ve Cenk Bey korkmuş bir ifadeyle bize bakıyorlardı. Savaş silahını eline alarak banyoya girdiğinde bende peşinden girmiştim. Aynada gördüğüm kırmızı yazıyla birlikte hafifçe titreyerek Savaş'a tutundum.

'Merhaba benim minik kaltağım.' 

Kanla yazıldığı açıkça belli olan yazıyı daha fazla görmemem için Savaş beni dışarı çıkarmıştı.

"B-benden ne istiyor?" Dedim fısıldayarak. Bu sırada olayı merak edip Cenk Bey ve Beste'de yanımıza gelmişti.

"Ay güzelim iyi misin?" Savaş'tan başkasının bana dokunduğunu algılayan beynim muhtemelen hayatımda yapmayacağım bir şeyi emretmişti.

"Dokunma!" Dedim bağırarak. Dokunma diye attığım çığlıklarım Savaş'ın kontrolü almasıyla son bulmuştu. Şu an bir bebek gibi burnumu çeke çeke Savaş'ın kolları arasında ağlıyordum. Abim ve Doğa'da gelmişti. Abim olay yeriyle ilgili araştırmalar yapan görevlilerin yanındaydı. Doğa ise misafirleri uğurlayarak yanımıza oturmuştu. 

"Peri, yapma böyle n'olursun. Bak abim var, Çağan abi var. Kimse bir şey yapamaz sana, korkma." Kafamı sallamıştım ancak Savaş'ı bir türlü bırakamıyordum. Abim içeri girdiğinde kollarını açmış ve Savaş'tan ayrılmamı sağlamıştı.

"Özür dilerim Peri." Diye fısıldadığında kaşlarımı çatmış ve kafamı kaldırarak ona bakmıştım.

"Tüm bunları ben başlattım. Eğer o gün şu sikik beynimi dinlemeyip götümün üstüne otursaydım...bunların hiçbiri yaşanmamış olacaktı." Kendini ağlamamak için sıktığı belli oluyordu. Elimi yanağına koydum.

"Bunlar senin suçun değil abi. Bunların hepsi onun suçu. O böylesine kötü olmayıp beni sana getirmeyi tercih etseydi asıl bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. Suçlu olan sen değilsin, o." Tam bir şey söyleyeceği sırada esnememle durmuş ve beni kucağına alarak ayağa kalkmıştı.

"Uyuma vaktiniz gelmiş küçük hanım." Kafamı iki yana salladığımda o çoktan odaya doğru ilerlemeye başlamıştı.

🧚‍♀️🧚‍♀️🧚‍♀️

"Günaydın, gelinim." Gülümseyerek yataktan doğrulduğumda kahvaltı tepsisini dikkatlice tutarak hemen yanıma oturdu.

"Biraz uyuyan güzel olmuşuz?" Gülerek meyve suyumdan bir yudum aldım.

"İşe gidecek misin bugün?" Kafamı salladım.

"Aksattım bayağı, yoğun çalışmam gerekiyor." 

"O zaman bende geleyim seninle." 

"Gerek yok. Bir şey olmaz merak etme hem yanımda biber gazı taşıyorum ben zarar veremez bana." Somurta somurta yumurtadan bir çatal alarak bana doğru uzattı.

Peri Masalıحيث تعيش القصص. اكتشف الآن