BÖLÜM 3

622 29 0
                                    

Multi: Doğa Ay

Keyifli okumalar...♡♡

"Merhaba Peri Hanım hoşgeldiniz, Fahriye Hanım sizi bekliyor buyrun." Beni karşılayan kadının peşinden giderken aynı zamanda içinde yüzlerce kağıt olan bu çantayı taşımaya çalışıyordum. Bileğim o kadar zayıftı ki çoğu kişiye orta derecede ağır gelecek bu çanta benim için çok ağırdı.

Düzgün beslenmemem her yerde beni şikayet ettirse de yine yaptığım şeye devam ediyordum.

"Teşekkür ederim." Kadının gösterdiği kapıdan içeri girerken Fahriye Hanım ayağa kalkmış ve beni selamlamıştı. Elini uzatarak tokalaştığımızda gülümsedim ve bana ayrılan yere oturdum.

"O harika tasarımlarını hemen görmek istiyorum. Bu tasarımlardan en beğendiklerimizi seçerek bir moda haftası yapmayı düşünüyoruz. İtalya'da olacağını düşünüyorum ancak elbette ki senin fikrinle hareket edeceğiz. Bu moda haftası çok büyük ve önemli olacağından senin de katılman gerekiyor. Ve en önemlisi de en eşsiz parçanı senin taşımanı istiyorum." Gözlerim büyürken elimden tutarak beni daldığım yerden uyandırmıştı.

"Yapabileceğine eminim. Bunu çok önceden beri planlıyordum zaten ancak biraz zaman geçsin istedim. Bayan Emma beni sürekli sıkıştırıyor bende bunu organize etmek istedim. Elbette seni zorlamayacağım ancak senin gibi güzel ve güçlü bir kadının kendi tasarımlarından en güzelini giyerek taşımasını çok isterim. Ne diyorsun?" O anın büyüsüne kapılarak kafamı salladığımda onayladığımı fark edememiş öyle mahzun mahzun bakıyordum.

Sabahtan akşama kadar tüm tasarımlara bakarak en eşsizleri seçtik. Benim taşıyacağım kıyafet öylesine hoştu ki cidden onu nasıl kaldıracağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Akşam saatlerinde yorgunlukla arabama doğru ilerlerken telefonumun çalmasıyla hafifçe yerimde tepindim. Cidden 2 dakika huzurlu olamıyordum. Bilinmeyen numara yazısını görmemle içim daha da huzursuz olurken yeşil tuşa basarak aramayı cevapladım. Aynı zamanda topuklularımla yürümeye devam ediyordum.

"Efendim?" Arabamın kapısını açarak içine oturduğumda telefon aniden kapanmıştı. Ne olduğunu anlamayarak telefonu yan koltuğa koydum ve arabamı çalıştırarak sürmeye başladım. Bugün öylesine yorulmuştum ki hemen eve gidip dinlenmek istiyordum.

Az sonra bana doğru gelen arabanın farıyla gözlerimi kapatırken bana çarpma korkusuyla direksiyonu sol tarafa kırdım. Araba beni es geçerek yoluna devam ederken ben ise bir tabelaya çarparak durmuştum. Emniyet kemerim takılı olduğu için hiçbir yara almazken arabadan hızla dışarı çıktım. Arabanın direğe giren kısmına bakarken arabama hızla vuran şey yüzünden savrularak yere yuvarlandım.

"Hay amına koyayım böyle işin ya!" Erkeğin kulaklarıma dolan sesi tanıdık gelirken gördüğüm Bay Deli'yle birlikte kalbim çarpmaya başlamıştı. Elimden tutarak beni yerden kaldırdı herhangi bir yerimde bir şey var mı diye kontrol etti.

"İyi misin?" Kafamı salladım ve pert olan arabamda gözlerimi gezdirdim. Paramı dolar, euro ile kazandığım için yeni araba almak çocuk oyuncağıydı.

"Hastaneye gidelim mi?"

"Hayır hayır gerek yok iyiyim ben. Sen iyi misin?" Sorumu onaylarken aynı zamanda arabasından aldığı suyu bana içirmeye çalışıyordu.

"Polis çağıracağım bu kendi aramızda halledebileceğimiz bir sorun gibi görünmüyor." Tamam diyerek kaldırıma oturdum ve elimdeki suyu yudumlamaya devam ettim. Resmen aynı anda 2 kaza geçirmiştim ve ciddi anlamda korkudan altıma sıçmış olabilirdim.

Derin bir nefes alırken kırmızı mavi ışıklar etrafımızda yanıp sönmeye başlamıştı.

"Geçmiş olsun hanımefendi." Genç bir kadın polis yanıma yaklaşırken gülümsedim.

Peri MasalıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang