BÖLÜM 9

296 26 0
                                    

Keyifli okumalar... ♡♡

"Hazırsın öyle değil mi?" Kafamı onaylar anlamda sallarken aynı zamanda derin nefesler alıp veriyordum, hiç hazır değildim. Gözlerim Savaş'ın gözleriyle birleştiğinde hafifçe gülümsedi.

"Bizi biraz yalnız bırakır mısınız?" Herkes dışarı çıktığında Savaş yanıma gelerek elimi tuttu.

"Her şey sorunsuz gerçekleşecek güven bana. Benim gelinim," Dedi gülerek.

"Çok güçlü ve tuttuğunu koparan bir kadın. Başaracaksın Peri, her şey istediğin gibi tıkır tıkır işleyecek." Dayanamayıp kollarını boynuna doladığımda elleri belimdeki yerini almıştı. Beni rahatlatıyordu ve bunu gerçekten çok iyi yapıyordu. O yanımdayken her şey mümkünmüş gibi geliyordu.

"Başlamamız gerekiyor, gelmelisin artık." Fahriye Hanım'ın sesini duymamla Savaş'tan ayrılarak ayağa kalktım.

Üzerimde ki beyaz mini elbiseyi düzelterek Fahriye Hanım'a doğru ilerledim.

"Hadi gidelim." Savaş'ta ayağa kalkarak elimi tuttuğunda titrek bir nefes alarak onunla ilerlemeye başladım. Konuşma gibi şeylere gerek olmadığı için misafirlere sadece hoş geldiniz diyecektim.

Savaş kendi yerine geçmek için elimi bıraktığında derin bir nefes alarak sırtımı dikleştirdim ve kendinden emin adımlarımla sahneden içeri girdim.

Girdiğim an bir alkış koptuğu için şaşırmıştım ancak hemen ardından gülümsedim. Tüm misafirlere hoş geldiniz diyerek sahnede ilerlemiş ve Savaş'ın hemen önünde yer alan koltuğa oturmuştum. Bayan Emma'nın modelleri sahneye çağırmasının ardından tempolu bir müzik eşliğinde öncelikle sarışın modelimiz içeri girdi.

Modellerin bitimine çok az kala ben çıkacaktım bu yüzden giyinme odasına geçmek için ayağa kalktım. Şu anda bana yardım edece herkes çok meşgul olduğu için kendim hazırlanmak zorundaydım. Saçım ve makyajım tasarımla uyumlu olduğu için sadece elbiseyi giymek yetiyordu.

Giyinme odasına geldiğimde kızlar birbirlerini süslüyorlardı. Benim için özel olarak yapılmış odaya girerek askılıkta asılı elbiseye baktım. Çok şatafatlı ve parlak bir tasarım değildi, üzerinde pek bir işleme de yoktu. Sadeydi ancak çok asildi. Canım ne kadar yansa da hep dimdik durduğumun eseriydi bu tasarım.

Üzerimi dikkatlice çıkardım ve elbise giydim. Fermuarı çekememiştim ancak çıkarken kızlardan birine çektirirdim. Makyajımı tazelemek için aynanın karşısına geçeceğim sırada sırtıma değen ellerle hafifçe irkildim ancak Savaş'ın sesini duyduğumda kendimi sakinleştirmiştim.

"Neden çektirmiyorsun fermuarı? Unutup çıkarsan ne olacak." Cevap vermedim. Sırtıma değen, fermuarı çekmekle uğraşan ellerdeydi aklım.

Fermuarı çekmek için sırtıma değen elleri tenimi gıdıklıyor, içimi bir hoş ediyordu.

Sonunda fermuarı çektiğinde elleri biraz orada kaldı. Tereddüt eder gibiydi ancak pek de bekletmeden parmakları sırtıma sürtünerek omzuma çıktı.

Omzumu tutarak burnunu boynuma yaklaştırdığında yutkunmuştum.

Dudakları omzuma minik bir buse kondurdu.

Eli belimi sardı.

Gözlerim kapandı.

Elimi yanağına uzatarak hafifçe okşadım ve boynunun düşmemesini sağlayarak arkama döndüm.

Boy farkımız fazla olmadığından burnu burnuma çarpmıştı.

Yutkundu.

Gözlerim oynayan adem elmasında takılı kalırken elim istemsizce kemiğe sürtündü. Belimi sıktığında çok ileri gittiğimi düşünüp elimi hemen geri çektim.

Peri MasalıWhere stories live. Discover now