Bölüm 13: "Zehrin Peşindekiler"

448 20 18
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



1975 Eylül

"Anneciğim, yedin mi yemeğini?" diye sordu Farah. "Göster bakalım bana karnın doymuş mu?"

Damla, sarı renkli sandalyesinden inip koşar adımlarla annesinin yanına gitti. Çok yemekten şişmiş karnını gösterip, "Aferin benim kızıma!" yanıtını alınca da gülümsedi.

"Çok güzel olmuş anne, çok çok yedim."

"Hadi o zaman," diyerek heyecanla kızının elinden tuttu Farah. "Okulun ilk günü için hazır mıyız?"

"Hazırız!"

Uraz'ın araçtan indiğini görünce kızını ön bahçeye çıkardı kadın. Damla, babasının yanına koşup onun bacaklarına sarıldı.

"Okula gidiyoruz, okula gidiyoruz!" diye şakıyan küçük kızın heyecanı, okulun gerçekten harika bir yer olarak anlatılmasından kaynaklanıyordu. Orada yeni arkadaşlar edineceğinden, faydalı bilgiler öğrenebileceğinden bahsedilmiş ve altı yıldır başına gelen hadiseler nedeniyle evden burnunu dahi çıkarmamış olan kıpır kıpır miniğin heyecanı makul görülmüştü.

"Koşma anneciğim," diyen Farah'ın sözleri Damla için artık otomatik olarak reddedilen komutlar klasörüne atılıyordu ancak babası için bu, göz ardı edebileceği bir husus değildi.

Uraz'ın bakışları aniden Farah'a doğru çevrildi, Farah dudaklarını içer kıvırıp ona kaçamak bakışlar attı.

Uraz'ın bu tavırları, Damla'yı bir yaşından beri -başına bir iş gelmesin diye- korkarak onu adeta bir kedi yavrusu gibi sahiplenen, felçli bir insanmış gibi muamele yapan fazla korumacı Farah'ın sert yorumlarından kaynaklanıyordu. Farah'ın korkması normaldi; hatta bir başkası bu durumda belki de Farah kadar sakin bile kalamayabilirdi ama Uraz'da diğerleri gibi değildi.

Farah, onu kucağından indirmemekte ısrar ettiği için Damla yürümeyi herkesten geç öğrenmişti; bezi herkesten geç bırakmış ve bir süre yalnız yemek yiyememe ve oyun oynayamama gibi sosyal sorunlar yaşamıştı. Altı yaşına dek hiçbir arkadaşı olmaması ve çoğu zaman yabancılara duyduğu meraktan dolayı annesinden dayak yemesi onun okul hayatında büyük bir sorun oluşturur diye korkan Uraz için son nokta, Farah'ın; Damla'yı son seferince yaşına uygun olmayan bir içeceği içmeye çalışmasından sonra okkalı bir tokat geçirdiği sırada koyulmuştu.

Lokman ve Uraz'ın kafa dağıtmak için içerek sabahlama kararı aldıkları bir gece açıkta bıraktıkları kadehin Damla tarafından fark edilmesinden sonra içkiyi içmeye çalışan çocuğu neredeyse burnu kanayana dek dövmüştü Farah. Uraz, sarhoş bir halde uyandığında hemen onun havadaki elini tutmuş ve Damla'yı kucağına almıştı.

"Nasıl olurda Damla'ya vurabilirsin?" demişti bir öfkeyle. Sarsak adımları o anda silinmiş, yarı baygın gözleri sonuna dek açılmıştı. "İçkiyi içmesi Damla'nın suçu değil, onu açıkta bırakanın suçu... Evde bir çocuk olduğunu bildiğimiz halde böyle bir sorumsuzluk yaptığımız için bize kızmalısın, daha neyin ne olduğunu bile bilmeyen Damla'ya değil."

Alp YıldızlarıWhere stories live. Discover now