Bölüm 7: "Evlatlık Hisler"

470 20 4
                                    


1969 Baharı

Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.

1969 Baharı

Minik bebek, henüz birkaç aylık olduğundan pek hassas, pek özlem doluydu. Birkaç gündür kucak kucak dolaşmış olmasına rağmen ısrarla annesinin sıcak göğsünü arıyor, doğal bir şekilde sütünü dudaklarına almak için ağlayıp duruyordu.

Belki de kayıplarının farkındaydı da o yüzden ağlıyordu miniğimiz, belki de onu seyreden dört çift göz olmasına rağmen yalnızlığı baskın bir şekilde hissediyordu.

Hikâyelerde başroller neden hep yalnızdı diye sorguluyordu belki de dilenci kadın da, o sırada da kimse zamanın ötesinden onun sesini duyamıyordu.

Aslında hiç yalnız olmamışlardı.

Minik bebeğimiz Uraz Çelikkol'un kucağındaydı. Yetimhaneye bile yatışı yapılmamıştı bebeğin; Âdemoğlu, Havva kızı olarak yazılmasın kütüğe diye bir adam, onu sevip kendi kızı olarak büyümesi için evine getirmişti.

Birkaç bin lira karşılığında aldığı bebeği, eşi Farah Çelikkol'un kucağına bıraktığında da kadının gözyaşları, bebeğin son kez kanlı dudaklarla öpülmüş alnına düşüvermişti.

İlk öpücük vedadan, son gözyaşları sevinçtendi ama ikisi de bebeğin canını yakmıştı.

"Bir kız," dedi Uraz Çelikkol. "O artık bizimle büyüyecek."

"Bizim kızımız mı?" diyerek sordu kadın titrek sesiyle. "O bizim mi?"

Uraz Çelikkol eşinin alnından öpüp saçlarını okşadı, bedenlerinin arasında ağlayan, meraklı gözleriyle elinin altındaki kumaşı tutup çekiştiren bebek artık onların evladıydı.

Uraz "Hıhım," dediğinde, "Adı ne?" diye sordu kadın.

"Ona yeni bir isim verelim."

Kadının kaşları aniden çatıldı ve başını yukarı kaldırdı. "Hayır, ona adıyla seslenmek istiyorum."

Uraz ofladı, "Ona yeni bir hayat verdik Farah, eski yaşamından izler taşımak zorunda değil."

"Ama... Onu bize getiren şey zaten ismiydi Uraz. Bu bebek var olan tek şeyiyle bize geldi ve o da ismi... Bunu nasıl göz ardı edebiliriz?"

Uraz bir süre durdu, sonra da zaten iki kez çocuklarını düşürmüş ve son doğumunda da bebeği ölü doğmuş eşi için getirdiği bu bebeğin adını esirgemesinin yersiz olduğuna karar verdi.

"İsmi Damla'ymış," dedi Uraz. "Polise bırakıldığı sırada bir kâğıtta adı yazıyormuş, sanırım onu bırakırlarken ailesi adı yitirilmesin istedi."

"Belki de ona geri dönmek istemişlerdir," diyen ses çekirdek ailenin dışından bir kişiden geliverdi. Öyle bir edayla söylemişti ki adam, genç kadın onun sözleriyle irkildi.

Alp YıldızlarıOnde as histórias ganham vida. Descobre agora