Bölüm 4: "Alnında Kanlı bir Öpücük"

488 23 16
                                    


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


1969 İlkbaharı

Kapı çalıyordu. Kimse ahşap kapıdaki birkaç çekingen, küçük tıkırtıları duyacak sakinlikte değildi. Büyük evin genç hizmetçisi yerde, kanlar içinde yatıyordu; günün ilk kurbanı oydu ve habersizce gelen ölümler o kadarla sınırlı kalmamıştı.

Evin merdivenlerinde de ikinci kata çıkana dek, yer yer cesetler bulunuyordu. Aslında beyaz ve desensiz olan basamaklar şimdi tamamen kıpkırmızı görünüyordu.

Ölüm habersiz olduğu kadar hızlı da gelmişti. İnsanların ne olduğunu anlamasına fırsat vermeden kurşunlar yağmış, gövdeler bir bir yere çakılmıştı. Ölü gözlerde şaşkınlık okunuyordu.

Üst katta, çığlıklarını tüm vicdanlı kalplerin duyabileceği kuvvetle ağlayan ve henüz yedi yaşında olan bir kız çocuğu vardı.

Kucağında yatan kadın için ağlıyor, kan kusan kadının yaşaması için sadece unvanını bildiği 'Doktor'a' sesleniyordu. "Doktor Amca! Doktor Amca!" demesinin ilk nedeni birkaç dakika önce bizzat gördüğü adamın kendisine yardım edeceğini umuyor olmasıydı. Ama o da, merdivenlere renk değiştirten ceset yığınlarının arasındaydı çoktan.

Doktoru çağırmaktan umut kesmesi için kadının son nefesini vermesi gerekti, küçük kız için. Kızarmış minik yanaklarını silip, ayaklandığında ölü kadının bedeni tüylü halının üstüne öylece düşüverdi. Kadının gözleri bembeyazdı, ruhunu verirken gözbebekleri geriye doğru çekilmişti ve bu sahneyi korku dolu gözlerle izlemiş olan küçük kızın zihninde ağır bir travma yaşatacağı belliydi.

Aslında onu öylece çürümeye terk etmiş değildi, küçük kız. Bembeyaz örtüleri çekiştirip üzerine usulca örtmesi ve yanına uzanması bunun büyük bir kanıtı olmalıydı.

Beyaz örtünün ortası anında kızıla boyandı.

Kulaklarında hala evin içinde koşuşturan, ahşap parkelerde acımasızca iz bırakan ve aynalardaki yansımasında bir caninin gölgesini dolandıran kişilerin sesini duyuyordu.

Biraz önce yanına uzandığı cesedin katilleri hala evde dolanıyordu.

Sesler azalıp sakinleşmek yerine öfkeleniyordu; duvarlara zaman zaman kan sıçramaya devam ediyordu. Silahların sesini hiç duymuyordu küçük kız ama yere düşen bedenlerin takırtısı ona olan biteni apaçık anlatıyordu.

Çok mu kolay kabullenmişti? Yedi yaşındaki bir kız için alelade bir olay mıydı yoksa annesinin gözü önünde vurulması da bu kadar sakindi?

Neden kaçmıyordu?

Yoksa o diğerlerinin aksine gelecek olanı biliyor muydu?

Hıçkırıkları arttı, kapıda bir başka katilin belirmesi birlikte gerçekleşti.

Alp YıldızlarıWhere stories live. Discover now