9. Bölüm - Ay En Tepedeyken - 2. Kısım

1.8K 257 214
                                    

Ay En Tepedeyken

Defne telefonu kapattıktan sonra aptal aşık bir ifadeyle gülümseyip koltuğa oturdu. Kuzey'den çok hoşlanıyordu, hoşlanmayı geçmiş bile sayılırdı, zira şu anda kalbi eline düşecek gibiydi. Kuzey'in iki arkadaşını çok sevmişti, yarın için bulaşacaklardı. Daha doğrusu Kuzey'le bir buluşma gerçekleşecekti ama arkadaşları da azıcık salça olmak istemişti. Defne onların samimiyetlerine inandığından olsa gerek bundan hiç rahatsız olmamıştı. Kuzey kapatırken "Öpüyorum," dediğinde bayılmamak için oturduğu koltukta bir süre daha kalmaya devam etti. Yarın bizzat öpmesini umuyordu.

Yüzündeki gülümse önündeki sehpanın üzerindeki kutuya kayınca gülümsemesi de yavaştan solmaya başladı. Kutuyu açtı ve birkaç dakika için birçok fotoğraf masadaki yerini almış oldu.

Elindeki fotoğrafa dalmış bir halde kaç dakika geçirmişti hesaplayamadı. Annesi işteydi ve bugün de temizlik için yardımcıları gelmeyeceğinden evde yapayalnızdı. Yalnız kaldığı için de sürekli babasını düşünüp en sonunda da ona ait bir fotoğraf bulma ümidiyle annesinin odasını alt üst etmiş ve nihayetinde bulmuştu da. Giyinme odasında bulunan sandıklı pofuduk makyaj koltuğun içinden çıkmıştı. Çok fazla fotoğraf çıkmıştı. Hepsine özenle tarih atılmıştı. Annesinin gülüğünü dahi bulmuştu ancak onu okumayı tercih etmemişti. Annesini ve Arslan amcasının gençliği gözlerinin önündeydi. Yanlarında tanımadığı simalar vardı. Tabii diğer erkeğin kim olduğunu anlayabilmişti. Annesiyle öyle sevgi dolu fotoğrafları vardı ki zaten anlamamak imkânsız olurdu. Dörtlü fotoğrafları o kadar eğlenceli duruyordu ki istemsizce güldürmüştü Defne'yi. Babasının tekli bir fotoğrafına denk geldiğinde uzunca bir süre sadece ona bakmaya başladı.

Balkonun demirliklerine dayanmış ve arkasındaki güneşin de etkisiyle çok hoş bir poz yakalanmıştı. Kumral, renkli gözlü bir genç adam vardı karşısında. Üzerinde Adanaspor formasıyla baya içtenlikle gülümsüyordu.

Hiç babasının nasıl biri olduğunu düşlememişti, bu nedenle fotoğraftaki tüm detaylarını uzun uzun izliyordu. Benziyorlar mıydı emin değildi ancak aynı yerdeydi gamzeleri. Eliyle onun gamzesine dokundu. Annesinin itirafı üzerine babasının kendisinden haberdar olmadığını biliyordu yine de ona karşı hissettiği öfkesine engel değildi bu. Annesini terk edip gitmişti sonuçta! Ama bir yerde neden gittiğine dair merakı öylesine şiddetliydi ki onu bastırmak için öfkesini anımsatıyordu kendine. Fotoğrafın arkasına baktığında atılmış tarihe baktı. Babasının bu fotoğrafını ayrı bir köşeye koyup diğer fotoğraflara bakmaya devam etti. Annesi ve babasının nikâh fotoğraflarını gördü. Arslan amcasıyla adının Fulya olduğunu öğrendiği kadının ikili fotoğraflarına rastladı. Arslan amcasının kadına çok güzel baktığını görünce kaşlarını çattı ve eline telefonunu alıp Google'da Fulya'nın adını arattı. Avukat Fulya yazarak görsellere tıkladığında ilk sırada siyah-beyaz çıkan fotoğrafa tıkladı. Elindeki fotoğraftaki kadına benziyordu. Fotoğrafın içeriğine tıkladığında, çalıştığı yerin web sitesindeki bilgilere ulaştı. Soyadını gördü, daha sonra onunla ilgili bilgileri okumaya başladı. Arslan amcasıyla aynı üniversiteye gitmişlerdi ve okulu dereceyle bitirdiğini gördü. Aldığı diğer eğitimlere baktı, bildiği yabancı dilleri gördü. Oldukça başarılı bir kadındı ve de çok güzel.

Daha önce bir iki defa babasının adını Google'da aratmıştı ancak hiçbir bilgi çıkmadığı için bir daha denememişti. Aklına gelen fikirle Fulya'nın bilgilerinde yazan liseyi Google'da arattı ve ilk sırada çıkan ekşisözlük içeriğine tıkladı. Arslan amcasının da bu liseden mezun olduğunu biliyordu, Fulya'nın da artık bu liseden mezun olduğunu biliyordu büyük ihtimalle babası da bu liseden mezun olmuştu. Başlığın ilk açıldığı tarihten yazılan tüm iletileri okumaya başladı.

YILIN BULUŞMASIWhere stories live. Discover now