19. Bölüm: YALNIZLIK ORTAĞI

Start from the beginning
                                    

Yavuz'un arkasında duran Gökçe, telaşlı bakışlarını üzerimizde gezdiriyor etrafa kısa bakışlar atıyordu. Adem'in koluna giren uzun boylu adam mimiksiz bir şekilde onu ilerletmeye çalışırken Adem pisliği de omzunun arkasından benimle göz teması kurmaya çalışıyordu.

Hiddetle duvara dayalı olan sırtımı ayırmaya çalışıp üzerine yürümeye çalışsam da omuzlarımın üzerinde duran kuvvetli eller buna izin vermemişti. Benimle göz teması kurmaya çalışan Dedektif, derin bir nefes alıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Sakin olur musun?"

Öfkeden harlanmış olan nefesim burnumdan sertçe çıkarken onun nefesine karışmıştı. Kafamı hafifçe kaldırıp bana eğik olan yüzüne üstten baktım.

"Benden mantıklı şeyler iste, Dedektif." Dişlerimin arasından hırıltıyla çıkan sesim içimdeki yaralı Ezgi'yi bozguna uğratmıştı.

Göz ucuyla merdivenin başında olan Adem'e baktığımda var gücümle omuzlarımı öne doğru atıp önümdeki geniş adamı atlatmaya çalışsam da duvarla biraz teması kesilen sırtım tekrar eski konumuna yapışmıştı. Bakışlarımı donuk yeşillerine sabitledim.

"Bırak, dedim. Bu gece bu orospu çocuğu konuşacak. Hesap verecek." Ne kadar sakin konuşmaya çalışsam da sesim kendini ele veriyordu. Bakışlarımı gözlerinden ayırmadan derin bir nefes aldım.

"Ablamı... Ablamı nasıl öldürdüğünün hesabını verecek bana!" Son cümlemden yükselen öfke tekrar duvarlarda yankılanmıştı. Artık yeşilleri gözlerimde buğulanmış, renklerini seçemez hâle gelmişti.

"Bu gece bu piç bana hesap verecek! Hatta ellerimde can verecek. Anladın mı?!" Gözlerine sabitlediğim gözlerimi kırptığım anda yanağıma damlayan yaş, çeneme doğru süzülmeye başlamıştı. Öfkem hâlâ tazeliğini korurken, gözlerim karşımda duran adama yalvarıyordu. "Bırak beni... Bırak da bu içimdeki koru küle çevireyim."

Ellerini omuzlarımdan ayırmazken ellerimi kaldırıp sertçe yanağıma hücum eden yaşları sildim.

"Ya o değilse?"

Duyduğum cümle karşısında öfkemin sardığı kahkaham çehresine çarptı.

"Bu kadar aptal olamazsınız! Kamera kayıtlarındaki arabanın sahibiyle akrabalığı var. Ailesinden birinin üzerine yaptırmış işte."

Bakışları sabitlediği gözlerimde kısılırken dudaklarını araladı. "Belki de hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Sadece emin olmalıyız."

Gözlerimi devirmemle dudaklarımdan dökülen cümlelerin çıkması bir oldu.

"Belki, belki, belki! Net hiçbir şey yok mu senin hayatında!?"

Kısmış olduğu gözleri aralanıp daha da açıldığında konuştu. "Herkesin hayatında bilinmezlikler vardır. Önemli olan bunu bilinene çevirebilecek sabrı gösterebilmek Ezgi."

Dudaklarımdan sinirle bir kıkırdama çıkarken gözlerimi ondan ayırmadan konuştum. "Ben de o sabır yok, Dedektif."

Omuzuma bastırdığı elleri gevşeyip bileklerime doğru yol alırken yeşillerindeki derinlik, gözlerimden geçip zihnimi ikna etmeye çalışıyor gibiydi.

"Olacak." Elleri bileklerimde durup parmakları etrafını sıkıca sararken devam etti. "Eğer olmazsa, o küle çevirmek istediğin korun parçası olursun. Da-" cümlelerine devam ederken arkasından gelen sesle duraksayıp bileğimdeki parmaklarını gevşetti.

"Yavuz?"

Önce başını döndürüp yavaşça bedenini Aslan'a çevirdiğinde Aslan konuşmaya devam etti. "Neler oluyor?" Başkomiser Aslan'ın sorgulayıcı bakışları kısa bir an Gökçe, Yavuz ve benim aramda gezindi.

ÖLÜMCÜL SIRWhere stories live. Discover now