𝟬𝟰 ಇ birthmarks behind deja vu

220 72 94
                                    







4. BÖLÜM
"DEJAVUNUN ARDINDAKİ DOĞUM LEKELERİ"

**hikayenin taennie kısmı için hazırladığım tanıtım videosu medyada! izleyip yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. liskook için hazırladığım tanıtım videosunu da bir sonraki bölümde sizlerle paylaşacağım. iyi okumalar!! 💖

saint chaos - best excuse.

ateez - deja vu.


6 AĞUSTOS 2022
ABD • WASHINGTON DC.

Uzun zamandır dosyaların arasından kalkmayan kafamı ve günlerce ağrımaya mahkûm edilen şakaklarımı düşündüğümde yaşanan silahlı çatışma, ucunda ölüm dahi olsa monotonlaşan hayatıma renk katmak konusunda gayet başarılıydı.

Damarlarımda dolaşan alkolle harmanlanmış adrenalinin varlığını hâlâ hissedebiliyordum. Yüzümün korkudan beyazlaması gerekirken yanaklarımın kiraz kadar kırmızı oluşu, şüphesiz durumu tamamen tersine çeviriyordu.

Gözümü almaya yemin eden dövme dükkanının yanıp sönen lambası sinirlerimi her geçen saniye giderek bozuyordu. İşinde her daim titiz olmaya özen gösteren biri için bazı harflerin ışıltılı görüntünün içinde karanlığa hapsedilişi, muhatap olunacak kişinin hanesine çoktan eksi puanlar kazandırmıştı.

Aldığım derin nefes arabanın içine hâkim olan sessizliği bıçak gibi kestiğinde parmaklarımı direksiyondan çekmiş, sırtımı koltuğa yaslamak konusunda da aceleci davranmıştım. İrislerimi hedeften ayırmayı reddediyor, avına kilitlenen kaplandan farksız olduğumu doğruluyordum. İçimden defalarca tekrarladığım kelimeleri, yanımda oturan bedenin kahvelerinin üzerimde yerini edinmesiyle bu sefer dışımdan söylediğimi fark etmem uzun sürmemişti.

"Tattoo Hell." Daha banal isim görmemiştim, beğenmediğim için ise suçlanacak en son kişi bile olmayı kabul etmiyordum. Bakışlarım üzerime kilitlenen gözlerin sahibiyle kısa süreliğine buluştuğunda omzumu silkmiş, yeni bir tartışmanın ateşini fitillemiştim.

"Ne bakıyorsun? Böylesine zevksiz bir ismi tercih ettiğine göre dükkanından epey nefret ediyor olmalı. Geçimini neden banka soyarak sağlamak zorunda kaldığı şimdi belli oldu, baştan kaybetti."

Kurduğum uzun soluklu cümlenin ardından gözlerini devirişini izlemiş, yüzündeki ifade sabır dilendiğini doğrulamıştı. "İnsanların sana fikrini sormamasının bir sebebi var. Bunun farkına kendi başına varabileceğin kadar zeki olduğunu düşünmüştüm, büyük bir yanılgı içindeyim anlaşılan." Söyledikleri tanıştığımızdan bu yana sıklıkla olduğu gibi bir kulağımdan girip diğerinden çıkarken kafamda dönüp dolaşan tilkilerin sesini kâale aldım.

Yukarıya doğru kıvrılan dudaklarım Taehyung'ın afallamasına sebep olduğunda işaret parmağımı boynunda hafifçe gezdirmiş, sertçe yutkunduğunda oynayan adem elmasının dikkatimi dağıtmasına izin vermemiştim. "Düşünüyordum da..." Tırnağımı ince derisine bastırmış, cümleme noktayı koymuştum. "...buraya birkaç iğne değse hiç de fena olmaz."

Ceketimin tekrardan omzumda yerini edinmesini sağladıktan sonra itirazlarını duymamak adına arabanın kapısını aralayıp pabuçlarımı asfaltla buluşturmakta aceleci davrandım. Koşar adımlarla Tatto Hell'e doğru ilerlerken Taehyung'ın gür sesini hâlâ işitememiş olmanın şaşkınlığını yaşıyordum.

stains on the mirror ಇ liskook, taennieWhere stories live. Discover now