28. Bölüm.

230 25 4
                                    

•-•

Flashback.

(Tanrısal bakış açısı. Akina 10-11 yaşında.)

Genç kız korku ve dehşet içinde yattığı yerden doğrulmuştu. Gördüğü rüya oldukça gerçekçiydi. Yatağından kalkıp, banyoya gitti. Elini yüzünü yıkadıktan sonra aynadaki yansımasına uzunca baktı.

Beyaz kısa saçları ve beyaz gözleri ile gökyüzünden düşen bir kar tanesini andırıyordu. Gerçek saç rengi ve göz rengi degildi. İkizi öldükten sonra onun saç rengini yapmış ve aldığı beyaz lensleri takar olmuştu. Doktoru ailesine bunun gayet normal olduğunu ve endişlenmemelerini söylemişti.

Genç kız banyodan çıkıp, odasına geri dönmüştü. Yatağının kenarına oturup, düşüncelere dalmıştı.

Ölecekti. Her gün rüyalarında bunu görüyordu. Yarın veya ondan sonraki gün fark etmiyordu. Ölümünü görüyordu ve bu her zaman farklı şekillerde oluyordu. Bunun önüne geçmek için elinden n geliyorsa yaptı fakat bu onun yerine masum insanların ölümü ile sonuçlandı. Akina bunu kaldıramıyordu. Bunun dışında, genç bir erkek çocuğunuda görüyordu. Ne kadar çok acı çektiğini ve ne kadar zorluklarla mücadele ettiğini görüyordu.

Genç kız her şeyi rüyasında görüyordu. Abisinin tıpkı onun gibi öleceğini, sarı ve uzun saçlara sahip erkek çocuğunun ne kadar acı çektiğini, boynunda kaplan dövmesi olan çocuğun psikolojisinin ne kadar bozulduğunu ve daha birçok şeyi.

"Bununla baş edemiyorum!" Olayların yaşanmasına daha vardı ama bunu her gün rüyalarında yaşamak çok acı vericiydi. Kendi ölümü ise her gün başbaşa kaldığı bir gerçekti.

"Öleceğim! Ölecekler..." Genç kız ölmek istemiyordu. Onlarında ölmesini istemiyordu ama yapabileceği hiçbir şey yoktu! Genç kız en çokta buna sinir oluyordu.

"Akina! Kahvaltı hazır." Japonyada'ydı, annesinin ve abisinin yanında.

"Geliyorum." Akina aşağa inip, sofraya oturmuştu. Abisi yoktu.

"Anne."

"Efendim Akina."

"Kaderin önüne geçmek mümkün mü?" Diye soru Akina merakla.

"Mümkün tabii ki! Hayatını sen belirliyorsun. Senin seçimlerin belirliyor. Kader sadece seçimlerine göre şekillenir kızım." Akina annesinin sözleriyle umuda kapılmıştı.

Onları kurtarabilir miydi? Kendisini kurtarabilir miydi? Bunu başarabilir miydi? En önemlisi ise o çocuğu, o acıdan kurtarabilir miydi?

"Manjiro Sano. Namı değer Yenilmez Mikey. Seni kurtabilir miyim?" Diye fısıldadı Akina.

"Bir şey mi dedin kızım?"

"Türkiye'ye gitmeme izin veriyor musun? Yalnız olmayacağım." Akina ölümün önüne geçmenin yolunu bulmaya çalışırken, aklına Erisa'nın Türkiye'ye taşınacağı, Akira ve Reiji'nin de onunla birlikte gideceği gelmişti.

Bu bahaneyi kullanarak annesini ikna etmeye çalışıyordu. Normalde buradan asla gitmezdi. Çünkü ikizi, Eiji'nin mezarı buradaydı fakat mecburdu. Hem kendisinin, hemde onların ölmemesi için buna mecburdu.

𝑰𝒕'𝒔 𝒔𝒂𝒅 𝒃𝒖𝒕 𝒔𝒎𝒊𝒍𝒆 ~ Tokyo Revengers.Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon