3. Bölüm.

1K 60 60
                                    

•-•

"Amına koyarım senin Reiji!" Şu an ne oluyor lan? Diye sorabilirsiniz. Hemen açıklayayim. İzleniyorduk.

Bunların kim olduğunu çok iyi biliyordum. Amaçlarının bizi birbirimize düşürmek olduğunu da biliyordum.

Bizde onlara istediklerini veriyorduk.

"Hey hey! Sakin ol Akina!" Erisa'yı bu olayın dışında ne kadar çok tutmak istesemde bir işe yaramamıştı. Plana dahil olmak onun isteğiydi.

"Nasıl sakin olma mı bekliyorsun acaba!? Sen neyden bahsettiğinin farkında mısın!?"

"Evet?"

"Bana küstah küstah cevaplar verme Reiji!" Bunu yapmaktan hoşlanmıyorduk. Ama zorundaydık. Erisa, planın diğer kısmına uyarak Akira'yı aramıştı.

Birazdan bu işkence bitecekti.

"Ne dersen de Akina. Ben o çetenin bir üyesiyim ve sizi bir daha görmek dahi istemiyorum."

"Çok komik bir şaka! Sen ne dediğinin farkında mısın? Reiji kendine gel!" Erisa'dan kolumu kurtarıp, tam Reiji'nin yüzüne yumruğumu geçirecekken, yumruğum biri tarafından tutulmuştu.

"Bırak gitsin Akina." Bir, iki dakika durakladım. Yumruğumu indirip, tam gözlerinin içine baktım.

"Eğer yarın karşıma çıkarsan birbirinden ölüsiye nefret eden iki düşman oluruz!" Arkamı dönüp, hızla o lanet olası ortamdan uzaklaşmaya başladım.

Sinirimi bir şekilde atmam gerekiyordu.

Erisa ile Akira plana sadık kalıp, peşimden gelmediler. Reiji ise ait olmadığı yere, yani o çetenin mekanına doğru gitmeye başlamıştı.

Korkum ona zarar vereceklerinden değildi. Reiji kendisini koruyabilirdi. Korkum gerçekten onun aklına girebilme olasılıklarıydı.

Bunun ne kadar imkansız olduğunu bilsemde korku korkuydu.

Bir yola girmiştim ve bu yoldan kazanmadan çıkmayacaktım.


•-•

Sinirimi atmak için her zaman geldiğim spor salonuna gitmiştim. İçeri girdikten birkaç dakika sonra üstümü değiştirmiş ve ellerimi bandajlarımla sıkı bir şekilde sarmıştım. Burası benim sakinleşmemi sağlayan tek yerdi.

Herhangi bir kum torbasınının karşısına geçip, yumruklamaya başladım. Eldivene veya ekstra bir koruma malzemesine gerek duymuyordum.

Dakikalar birbirini kovalarken, bir saniye bile kum torbasına vurmayı bırakmamıştım. Aklıma gelen ihtimaller, kötü seneryolar ve daha birçoğu daha çok sinirlenmeme sebep oluyordu. Gözüm kararmış, hiç kimseyi görmüyordum.

Yorulduğumu bile hissetmiyordum. Elime sarılı beyaz bandajlarımı kırmızı boyayan kanım bile umrumda değildi. Bacaklarımda ise yarıklar oluşmaya başlamıştı.

𝑰𝒕'𝒔 𝒔𝒂𝒅 𝒃𝒖𝒕 𝒔𝒎𝒊𝒍𝒆 ~ Tokyo Revengers.Where stories live. Discover now