31.bölüm

6.6K 192 23
                                    

borana anne olmak istemiyorum dediğim günde beri herkese oyun oynuyordum bu bebek doğuktan sonra buraları tek edecektim dicle ve şilanla konuştuklarımı kimse bilmeyecekti ben dokuz ay boyunca herkese oyun oynayacaktım dokuz ay boyunca kimse benim gieceğimi bilmeyecekti şilan dicle ve boranın babası haşim ağa ben burda kalırsam eminim ki boran ve bu bebek üzülecekti benim buralardan gitmem en doğrusuydu bu okuz ay nasıl geçicekti hiçbir fikrim yoktu ben borandan bebeğimden nasıl ayrılacaktım bunu ikisine nasıl yapacaktım bilmiyorum canım çok yanıyordu ben çok korkuyordum anne olmaktan çok korkuyordum karnmdaki bebeğe karşı iyi bir anne olmazsam eğer kendimi ömür boyu affetmezdim benim burdan gitmem herkes için en hayırlısıydı belki bana kızıcaktı boran belki benimle hiç bir zaman konuşmayacaktı ama alışacaktı bu duruma alışmak zorundaydı ben anne sevgisi görmemişim kalkıp karnımdaki bebeği görmediğim sevgiyi nasıl verebilirim ki benim elimden kaçmaktan başka hiç birşey gelmezdi gelmeyecekti de kendimi toparlamam lazımdı her sabah oldugu gibi bu sabahta borandna önce kalktım bonyada olan boranı beklerken hem düşünüp hemde odayı toparlardım boranla son konuşmamızın ardından hiç konuşmamıştık boran bana kızgındı anne olmak istemediğimi ona söylediğim için bana karşı kızgındı banyoan çıkınca yanıma yaklaştı boran ne olursa olsun bana o güzel sevgisini her zaman gösterirdi kavga da etsek her sabah kalkar kalkmaz saçlarıma buse konururdu yanıma yaklaştı boran saçlarıma buse kondurdu. "iyisin dimi güzelim yine o saçma fikirleri düşünmüyorsun dimi ?" dedi aylar sonra buralardan kaçıcağımdan habersiz..

" iyiyim boran merak etme düşünmüyorum seni dünyanın en güzel babası yapacağım seni baba olmaktan mahrum bırakmayacağım merak etme " deim boranın birşey anlamaması lazımdı eğer ona aylar sonra buraları tek edeceğimi söylersem beni ikna etmeye çalışırdı hergün aynı şeyleri uymak beni sinir edebilirdi bir süre sonra sanki hiç birşey olmamaış gibi hayatıma devam edecektim bunu yapmam lazımdı.

boran " sen dünyanın en güzel annesi olacaksın rozerin ben senin hep yanında olacağım bebeğimiz doğarkende yanına olacağım seni bir saniye bile bırakmayacağım bunan hiç şüphen olmasın rozeirn sen bana şans ver biz seninle her türlü hal ederiz sen yeterki bebeğimize kıyma." 

"merak etme ona kıymayacağım " dediö içimden kenime kıyacağım demeyi de ihmal etmedim ben sadece acılarla yaşarım benim yüzüm hiç bir zaman gülmei gülmeyecekte ben ailesi tarafından sürekli acı gören kişiyim kim nederse desin ben mutlu olamam boran sadece beni zorluyor beni bir kere anlamad bu evliliği istemediğim halde  beni zorla kendisine eş yaptı evet bana çok iyi davrand bana sevgisini her zaman gösteri ama ben çok zorluk çektim bana her seferinde baban seni bana sattı demesini kaldıramaz hale gelmiştim biz boranla evli kaldığımız sürece bu sürekli benim yüzüme vurulacaktı ben buralaralardan uzaklarda kendime bir hayat kurmak istiyorum ben ne eş olmak istiyorum nede anne boranla zorlu du olsa güzel bir evliliğimiz oldu inkar edemem ama daha fazlasını kaldıracak gücüm yok bu hayata gelmeyi ben istemedim yarın bebek büyüdüğünde ona ilgi göstermediğimde benim günahım ne anne bu hayata gelmeyi ben istemedim siz beni zorla getirdiniz dediğinde ben ona ne hesap verirdim ona ne diye bilirdim ki ben anne olmayı beceremedim senin annen olduğum için özür dilerim mi diyecektim madem oğurdun bana o sevginden vermelisin dediğinde görmeiğim birşeyi nasıl verebilirim diyebilirim ki en kötüsü babamın beni borana kumar borcuna sattığını öğrendiğinde ne diye bilirdim en fark tartışmamızda boran çocugunmun yanında baban seni bana sattı dediğinde ne diyecektim bunları yaşamamak için en iyisi buralardan gitmekti..

boranla birlikten kahvaltıya indik berat günlerir yoktu şilan ondan haber alamıyordu evdekiler berat ve şilanı evlendirerek en büyük hattayı yapmışlardı tıpkı mehmet gibi berat şilana sahip çıkmıyordu evlendikleri sabah kalkıp amerikaya gitmişti şilan ne kadar güçlüde görünse çok üzülüyordu kimse böyle bir hayat istemezdi berat ilerde çok pişman olacaktı ama inşallah bu pişmanlıgı erken sürerdi şilanı kabetmedden aklı başına gelirdi eğer şilan giderse bi daha dönmezdi berdel bozulur ve delal ölürdü şilan bu hayatı istemedi oda zorla evlendirildi bu hikayede yanan sadeceberat olmadı şilan en acısnı çekiyordu utancından milletin içine çıkamıyordu babasına sürekli yalan söylüyordu amerikaa olan berata mardinde diyordu el öpmeye bile tek başına gitmişti beratı sorduklarında siniri gelmek istemedi demişti şilana çook üzülüyordum keşke elimden birşey gelseydi..

berzan " yenge ne pek bir dalgınsın yoksa bebek doğduktan sonra ona yapacağım işkenceleri mi düşünüyorsun " dedi gülerek

boran " o da ne demek berzan ? " dedi sinirle her sabah berzan ve boranın kavgalarını duymaktan bir hal olmuştuk yine başlamışlardı.

berzan " ee boran ağa bana okadar çektirdin bunun bir bedeli olmalı dimi hele o bebek bir doğsun bak ben neler yapıyorum " dedi berzan belliki yiğeninden tatlı intikamlar alacaktı ne yazıktır ki ben bunları göremeyecektim keşke biraz olsun kenime güvenim olsaydı biraz olsun güçlü olabilseydim hep geri kalmaktan bunalmıştım artık ben bu hayatı yaşamaktan bunalmıştım.

boran " hele öyle birşey yap bak bakalım ben sana daha neler yapıyorum " 

berzan " vayy be abime bak sen daha doğmamış çocugunu savunuyor ben kaç yıllık kardeşiyim beni birgün böyle savunmadın abi " dedi gülerek. en çok berzanı özleyecektim bütün neşesi ile konağı şenlendiriyordu biraz yaramazdı ama konakta en çok berzan seviliyordu boran ne kadar berzandan hoşlanmasa da yani öyle görünmeye çalışsada boran berzanı çok seviyordu eminim herkes öyle.

havin "berzan oğlum sen dayak yemeden kahvaltını yap okuluna git yoksa birazdan boran abin seni fena yapacak benden söylemesi."

berzan " vayyy be havin sultan hani ben senin göz bebeğindim bakıyoruma torunu duyunca hemen satış senden bunu hiç beklemezdim havin sultan kalbim çok kırık ben bu konağın küçük prensiydim şimdi papucum dama atılacak." 

şilan " sen doğmamış bebeği mi kıskanıyorsun yoksa bana öyle mi geliyor ?"

berzan " yengelerin gülü sen çok mu konuşuyorsun yoksa bana mı öyle geliyor?" 

her sabah şilan ve berzan böyle tartışırlardı şilan enerjisi çok yüksek biriyi konağa geldiğinden beri neşe getirmişti sürekli güler yüzüyle bizleri de gülürmeye yetiyordu herkes şilanı çok seviyordu keşke kocasıda yanında olsaydı keşke şilankocasıyla mutlu olsaydı çok isterdim  ama berat uzaklarda ve bir karısı oluğu bile aklına gelmiyor her gün görüntülü arıyor ama bir kez bile şilanı sormuyor ben eminim ki berat şilana deli gibi aşık olacak ve dillere destan bir aşk yaşayacaklar berat elinde sonuna dönecekti ömür boyu orda kalacak halli yoktu umarım geç olmadan gelirdi birgün geldiğinde şilan artk burda olmaya biliri bu güzel kadını kaybemenin üzüntüsünü yaşayacaktı..

sabah sabah berzanın atışmasınan sonra herkes ayaklan erkekler şirkete bizde işimizin başına dönmüştük ben bu günleri nasın atlatacağım bilmiyorum boran karşımda bu kadar heycanlı dururken ona nasıl belli etmeden hareket edeceğim ben ne yapacağım bilmiyorum içimdeki sıkıntı beni kemiriyordu ben sadece mutlu olmak istemiştim en doğrusu şu bir kaç ayı boranla mutlu geçirmekti sanki gitmeyecekmişim gibi geçirmek hamile oldugumu unutmak istiyordum bunu hatırlamak istemiyorum şu son günlerimi borana doyarak geçirmek istiyorum belki bana kızacak ama ben boranla vedalaşmak istiyorum ondan habersiz bunu yapacağım için üzgünüm ama yapmak zorundayım tekrar tekrar kendime hatırlatmak istiyorum ben anne olamam görmediğim seygiyi karnımdaki bebeğe veremem kendime o cesareti bulamıyorum...

ROZERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin