"Unuttuğun şeyi aldın mı?"

"Hayır, sanırım çoktan yanıma almışım."

"O zaman niye-"

"Emin olmam gerekiyordu. İçinde gerçekten önemli şeyler var. Bugüne kadar ki tüm bilgi birikimim diyebiliriz."

"Öyle diyorsan."

Kapıdan çıkmak üzereydik ama kapının açıldığını gördük. İki adam bize bakıyordu.

"Ah, demek burdasınız. Çok yazık, ihbardan sonra kaçarsınız diye düşünmüştüm."

"Ablam-"

Demir bir hamleyle elimi kapattı. Benim kim olduğumu bilmelerini istemiyor gibiydi.

"Eylül? Ne yaptınız ona?"

"Ölü bir adama hiç bir şey söylemek zorunda değilim."

"Bunu ölü bir adamın son istediği olarak düşün. Ne yaptınız ona?"

Genç adam bir an durdu ve derin bir iç çekti. İlgisizce tıpkı yeni oje süren bir kız gibi tırnaklarına doğru uzattığı bıçağa bakıyordu. Kendinden emin bir şekilde ciddileşti.

"Hiç bir şey yapmadık. Kaltak bir fırsatını bulup kaçtı."

"Ve siz peşine düşmediniz öyle mi? Ölmek üzere olan bir adama yalan mı söylüyorsun, ne kadar ahlaklısın."

"Yalan söylemek mi? Bizim derdimiz onunla değildi zaten. Ayrıca haklısın. Bizim de elimiz armut toplamadı, peşine bir kaç adam yolladık."

Arkasındaki adama kafasıyla işaret etti ve adam yanıma yaklaştı.

"Sakın dedim! Sakın bana yaklaşayım de-"

Adam silahı çıkardığı gibi başıma dayadı ve ben öylece kaldım. Diğeri ise yavaşça Demir'e doğru yürüdü ve onu duvara yapıştırdı.

"Şimdi... Disk nerde?"

"Nerde bilmiyorum?"

Demir'i sertçe duvara çarptı.

"Bilmiyorum dedim, bende değil!"

Bir kez daha çarptırdı.

"Demek bilmiyorsun?

"Hayır."

"Sana inanmamı bekliyor musun gerçekten?"

"Evet çünkü disk bende olsaydı çoktan senin ve o sevgili patronunun helvasını yiyor olurdum."

"Demek sende değil hı... Öyle olsun"

Adam geri çekilip kafasını salladı. İşlerin durulduğunu düşünürken adamın bir anda Demir'in boğazını kestiğini gördüm. Onu... Onu öldürdü. Onu öylece öldürdü... Demir boğazındaki yarıkla yere yığılınca kanı her yere yayılmaya başladı. Adamsa tiksindirecek bir soğuk kanlılıkla bıçağını Demir'in elbisesine sildi ve bana döndü. Ben kıpırdayamıyordum. Şok geçiriyor bile olabilirdim. Demir... Gözlerimin önünde tek hamleyle öldürülmüştü ve ben ne olduğunu bile anlayamamıştım.

"Sen hard disk hakkında bir şey bilmiyorsundur kesin, hı?"

Sadece kafamı sallayabildim.

"Anlıyorum."

Kafamdaki silahın geri çekilmesiyle vücudum titredi. Çocuklardan birinin geri dönmemesi için dua ediyordum, aynı gün içinde iki ölüm kaldıramayacağım bir şeydi. Adam bana yaklaştı.

"Adını söyleyecek misin artık?"

SELİM

Demir ve Şebnem gideli uzun zaman olmuştu ve hala dönmemişlerdi. Bu canımı sıkmıştı.

Tehlikeli Güzel (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now