Eski Dost

36 6 33
                                    

Jisung elindeki sandviç paketi ile önündeki merdivenleri ikişer ikişer adımlayarak kırmızı acil durum kapısını iterek açıp etrafına bakındı hızlıca. Damın sağ tarafında Felix yine ayaklarını sarkıtarak oturmuş gökyüzüne bakıyordu. Gümüş renk saçları aralarındaki kırmızı tutamları hafif hafif belli edecek şekilde serin sonbahar rüzgarında salınıyordu. Jisung gülümseyip arkadaşı ile aralarında olan kısa mesafeyi adımlarken Felix onun varlığını daha kapıyı açmadan önce bile hissetmişti. Bu yüzden heyecanlı bir gülümseme de kendi yüzünü süslüyordu. Heyecandan dişleri bile dudaklarının arasından kendini belli etmişti.

Jisung yaklaşıp yerine oturdu. Felix'in kagunesi hemen belini sarınca kıkırdadı. Felix onu iki gün önce buraya çıkarıp onunla konuştuğundan beri öğle yemeğini birlikte burada yiyorlardı. Daha doğrusu Jisung kendi yemeğini Felix ile paylaşıyordu çünkü ghoul arkadaşı yemek yemeye ihtiyacı olmadığını söyleyip yemek getirmiyordu. Ama Jisung da kendi başına yiyince tuhaf hissettiği için inatla ona da kendi yemeğinden bölüyordu.

Gelmeden önce ikiye kestiği sandivincinin bir yarısını Felix'e uzattı. Felix önce başını iki yana sallayacak oldu ama Jisung'un ona kötü kötü baktığını görünce sırıtıp sandviçi kabul etti. Sessizlik içinde sandviçlerini yerken Jisung lokmasını ısırmadan önce sordu. "Neden bazen dişlerin önceki zamanlara göre daha büyük oluyor?"

Felix'in yediği sandviç boğazında kaldı. Şiddetli bir şekilde öksürmeye başlayınca Jisung telaşla yanında getirdiği su şişesini ona uzattı. Felix biraz yudumladıktan sonra derin bir nefes alıp boğazındaki gıcığı temizlemeye çalıştı.

Felix gibi bir yaratığın boğazında tavuklu sandviç kalmış olduğu düşüncesi ister istemez Jisung'un gülmesine sebep oldu. O gülerken Felix önce şaşkın bir ifadeyle ona baksa da bir yerden sonra o da gülmeye başladı. Bir süre karşılıklı güldükten sonra Jisung yavaş yavaş sakinleşti. 

 "Ee? Soruma cevap vermeyecek misin?"

Felix elini ensesine attı. "Şey... Normalde dişlerimi kontrol edebilirim ama... Heyecanlanınca ya da..." 

"Ya da utanınca uzuyorlar mı?" dedi Jisung biraz daha dışarı çıkmış dişlerini göstererek. Felix elini ensesinden dişlerine götürdü bu sefer. Beyaz dişleri kırmızı dudaklarını aşıp çenesine hafifçe değiyordu. Felix eli ile ağzını örtüp başını salladı. Jisung ise gülüp elini ağzının üstünden çekti. "Saklamana gerek yok."

Felix'in dişleri birkaç milim daha uzadı bu nazik harekete karşı. Yanında oturan insan yüzyıllardır karşılaştığı hiçbir insana benzemiyordu. Çocuğun kalbe benzeyen gülümsemesi ile kendisi de gülümsedi. Tabii kocaman dişleri yüzünden tuhaf duruyordu ama yanında Jisung olduğu için sorun yoktu.

Bir süre daha sessizlik içinde oturmalarının ardından Jisung konuştu. "Seni arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum." Yüzünden bunu derin derin düşünmüş olduğu belliydi.

"Seni sadece benim böyle görebildiğimi söylemiştin, değil mi? O zaman seni normal bir insanı tanıştırır gibi tanıştırabilirim. Gerçi seni bu halinle görseler de sadece şaşırırlardı sanırım. Seungmin bir sürü soru sorardı. Jeongin de... Chan hyung başta biraz korumacı davranırdı ama ghoullara özel bir şey değil, insanlara karşı da korumacıdır. Bir keresinde..."

Jisung anlatmaya devam etti ama Felix bu "arkadaşlarından" bahsederken nasıl da gözlerinin patladığına, hemen modunun yüksekliğine ve heyecanlandığına bakmaktan ne dediğini çok anlamadı. Arkadaşları her kimse Jisung için çok özel olmalıydılar.

'Sungie için özelse benim için de özel.' diye içinden geçirdi Felix. Yüzünde küçük bir gülümseme ile Jisung'u dinlemeye devam etti. 

Venom || SKZKde žijí příběhy. Začni objevovat