42. Bölüm

5.7K 262 27
                                    

Enisle birlikte bu gizli geçitten geçtik.

Tanrım burası felaket kötü kokuyordu! Burnumu tutarak konuştum.

"Çok kötü kokuyor" dedim.

Enis gülmeye başladı. Neye güldüğünü bile bilmiyorum.

"Senin bu temizlik takıntını ne yapacağız?" Dedi. Sesinde alay akıyordu.

Bunun benim takıntılı olmamla ne ilgisi vardı. Etrafta tuhaf sesler geliyordu.

"Enis duyuyor musun?" Diye sordum korkuyla.
Bu sesler çok korkutmaya başladı.

Annen için Annen için.

"Güzelim sen burayı ne sanıyordun? Burası korku geçidi."

Kalbim deli gibi çarpmaya başladı. Bedenim korkudan titriyordu.

Birde tek başıma gelmeyi düşünüyordum. İyi ki enis gelmişti.

"Yarasalar birazdan uyanır"

Elimle Enis'in koluna dokundum.

Fısıltı çıkacak şekilde konuştum,

"Uyanırlarsa ne olur?" Diye sordum.

Bir süre yüzüme baktı.

"Uyanmamaları gerekiyor. Yoksa kötü şeyler olur."

Bu aptal iyice beni korkutuyordu!
Kendime biraz güvenmem gerekiyordu. Derin bir nefes aldım.

"Korkmak yerine yüzleşmek istiyorum." Dedim. Kendi kendime Moral verdim.

Sessiz bir şekilde yürümeye devam ettik.

"Yoruldum!" Dedim.

Cidden burası ne biçim bir yerdi?
***

Enisle çıkışa doğru gelince derin bir nefes aldım.

"Ay sonunda temiz hava aldım!"

Hava kararmıştı. Şimdi biz nasıl benim oturduğum eve gidecektik? Annem enisi yanımda görmemeliydi!

"Enis beni buraya kadar getirdiğin için teşekkür ederim ama artık kendim gitmeliyim."

Enis siyah saçlarını geriye doğru götürdü ve o koyu lacivert rengindeki gözlerini bana dikti.

"Hayır Almira! Seninle geleceğim! Bu saate bu sokaklar tehlikeli olur"

Enis haklıydı!

"Tamam!"

Saat çok geçti ve biz bu saate yürüyerek evime gidemezdik. Gözüme kestirdiğim arabayı zihnimi kullanarak yanıma getirdim. Enise bakarak konuştum.

"Sürmeyi biliyor musun?" Diye sordum. Tek kaşını havaya kaldırdı.

"Tabikii biliyorum!" Dedi.

Arabanın anahtarı yoktu enis arabanın camını kırdı.

"Bu arabanın kablolarını kesmemiz lazım!" Diye sorduğunda gülümsedim.

"Enis taktığın şeye bak!" Dedim. Parçalanmış bir camı yerden aldım ve Enise verdim.

Bu araba kimindi? Ya da onu ne kadar zarara sokardı umrumda bile değildi.

Arabaya bindim ve enis sürmeye başladı.

"Yaşasın özgürlük!" Diye bağırdım.

Enis arabayı çok iyi sürüyordu. Adresi tarif etmeye başladım.

"Burada karşına bir yokuş çıkacak aşağıya in ve bir kaç Metre sonra sola döneceksin."

Evimin sokağına gelince içimde garip bir his vardı. Böyle Burkulma gibi... Bana ait bu yerleri uzun zamandır görmemiştim.

Ozanla arada sırada top oynardık. Bu sokak şimdi çok sessizdi ama onun hayali vardı.

"Almira iyi misin?" Diye sordu enis.

Başımı olumlu anlamda salladım.

"İyiyim sadece aklıma eski anılar geldi." Dedim.

"Sen burada kal ben gelene kadar." Enise böyle dedikten sonra arabadan indim ve evime doğru gittim. Kapı zillini çalmaya başladım. Saat çok geç olmuştu. Umarım yanlış zamanda gelmemişimdir.

Kimse cevap vermedi tekrar çaldım.

Işıklar kapalıydı. Biraz bekledim belkide uyuyorlardı. Buraya gelmem hataydı!

Geri döndüğüm zaman kapı açıldı. Annemin o boğuk sesini işittim.

"Almira!" Dedi.

Annemin sesini aylar sonra ilk defa duydum.
Göz göze geldik. Gelip bana sarıldı bende ona kocaman sarıldım.

Annemin saçları dağılmıştı, göz altları şişmişti. O bakımlı kadın gitmişti yerine bam başka biri gelmişti.

Üstünde sade bir pijama takımı vardı.
Elinde ozanın tişörtü. Bu hali beni o kadar çok üzmüştü ki... Gözlerim doldu.

"Kızım sensin değil mi? Bu bir rüya değil. Gel içeri üşüme." Kolumdan tutuğu gibi içeriye soktu. Evimiz sıcacıktı.

Bu eve tekrar gelmek güzeldi. Elleriyle saçlarımı okşadı.

"Aç mısın? Doğru ya yeni geldin! Sen otur kızım. Ben sana sıcak yemekler yapayım. Baksana ne kadar zayıflamışsın! Sana iyi bakmıyorlar."

Şaşkın bir şekilde Anneme baktım. Ben bu kadar ilgiye alışık değilim.

Annem hiç iyi değildi.

"Anne sen iyi misin?" Diye sordum.

Gülmeye başladı.

"Ben çok iyiyim güzel kızım."

Üvey babam yok muydu?
Hiç ortalarda gözükmüyordu!

Annem mutfağa geçti. Hemen onu durdurdum.

"Aç değilim sadece seni görmek istedim."

Ocağı açtı ve yemeği ısıtmaya başladı.

"Hayır Almira benim sana çok iyi bakmam lazım."

İlk önce ocağı kapattım ve Annemin karşısına geçtim.

"Anne üvey babam nerede?" Diye sordum.

"O gitti!"

İşte ben bunu hiç beklemiyordum. Ne demek giderdi? Annemi nasıl bu halde bırakırdı.

Anneme sarıldım.

"Ona ihtiyacın yok bak ben senin yanındayım." Annem ağlamaya başladı. Onun koluna girdim ve salona geçtik,

"Ozan öldü! O adam terk etti beni! Bir sen kaldın!"

Annem kendine vurmaya başladı.

"Ben ben iyi bir Anne değilim. Çocuklarım bir bir dağıldı."

Annemin kolunu tutum.

"Kendine vurma! Sakin ol nolur! "

Anneannem buraya gelmeliydi. Annemin hali hiç iyi değildi.

"Anneannem nerede? Niye hiç gelmiyor." Diye sordum.

"Savcının gittiğini bilmiyor."

Annemi koltuğa oturtum. Annemin ilk önce gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyorudu.

"Bak Anne! Ozan artık Melek oldu. İstersen dünya kadar göz yaşı dök ama ozan geri gelmeyecek!
Kendini bu kadar bırakma... " Dedim.

Ozan için elimden geleni yaptım. Bir sürü şeye katlanmak zorunda kaldım.

Annem gözlerimin içine bakıyordu.

"Onsuz kalmak ne kadar acı! Ah şuram yanıyor! Durmadan ağlıyorum. "

Annemi dizlerime yatırdım.

"Almira gitme nolur yanımda kal. O okulla artık gitme."

evet benim canım okuyucularım yeni bölüm nasıldı?

En güzel sahne hangisiydi?

Sizce neler olacak?

Almira o okullu bırakacak ?


ATEŞİN VARİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin