ATEŞİN VARİSİ

10. BÖLÜM

Fotoğraftakiler karakterler değill!! Sadece kombinler. Bu almira'nın kombini.

Selin biraz süslü biri ve bu da onun kombini... abartılı pulu ve parlak şeyleri giymeyi sever.

Bu elifffin kombini...elbiseleri çok seviyor.

Aysimanın kombini...
En çok kimin kombini güzel?
İyi okumalar...🤩
***
Başıma gelenleri düşünüyordum.
Kaderim değişik bir şekilde ilerliyordu. Tanımadığım kişilerin lideri olmuştum. Şimdide düşmanım beni cezalandırıyordu? bütün yaşadığım olumsuz şeyler için hayatta küsemezdim. Bunu yapamazdım!

Enis kafamı sert bir şekilde buzlu suyun içine koydu.
Bu soğuk su yüzünden nefes alamadım.
Donuyordum!

"Biraz daha kal... aklın başına gelsin" dedi.
Bu soğukluk canımı yakıyordu.
Bütün hücrelerim ölmüştü.

Saçımdan tutup geri çekti. Derin bir şekilde nefes aldım ve öksürmeye başladım.
"Yeter" dedim. Ağlamaklı sesimle...
Başım yanıyordu ve dudaklarım titriyordu.
"Yalvar" dedi.
Gözlerine baktım acaba enver hocanın dediği gibi kötü birinin içinde iyilik var mıydı?
Ama enisin bakışlarında yoktu. Acı çekmemi seviyordu.

"Lütfen artık dayanamıyorum" dedim. Başım uyuşmuştu.
Artık hiçbir şey düşünemiyordum.

"Hayır olmadı! daha çok yalvar ve özür dile."
Bu kadar öfkeli olmasının nedeni neydi?
Sadece ona piç demiştim ve o sonuna kadar bunu hakediyordu çünkü ÖYLEYDİ!

"sınırlarını zorluyorsun ENİS!" diye tısladım. Ve o tekrar kafamı soğuk suyun içine koydu. Buzların soğukluğuna dayanamıyordum.
Başım...başım!
Başımı çıkarmak için uğraşıyordum ama o izin vermiyordu.
"İsmimi çok güzel söyledin."
Kafamı sudan çıkardı ve ben sesli bir şekilde nefes almaya başladım.
"Amacın ne! Öldürsene beni, sende rahatla bende" diye bağırdım.

Bu yaşadıklarım bana çok ağır gelmişti. Doğanın ihaneti! Enise yalvarmam! Ve bu buzlu su.

Çaresiz halime kendim acıyordum!

Hıçkırıklar içinde ağlamaya başladım.
"Ölmek istiyorum..."
Enis ellerini saçlarımdan çekti ve işaret parmağını bana doğrultu.
"O göğüslerinin hatrına sana merhamet ettim! Bir daha bana piç dersen bu sefer seni boğarım" sesi bu boş yerde yankılanmıştı.

Beni çözdü ve çenemi sıkarak öfkeli bir şekilde ğözlerimin içine baktı.
"Şimdi defol!" Dedi.
***
Dalgın ve yıkık bir şekilde odama geldim. Kapı şifremi titreyen ellerimle değiştirdim. Kimsenin beni bu halde görmesini istemiyordum. Bileklerim hepsi kızarmıştı. Aynadan kendime baktım. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu.
Enis piçine bunun hesabını ödetecektim!

Kendimi hemen toparladım ve bonyoya girdim.
Sakin ol...geçti

Bütün bedenim titriyordu kendimi sıcak suyun içine koydum.
Saatlerce içinde kaldım ve ellerim buruşmuştu.
Sıcak su biraz beni rahatlatmıştı.
Ağlamayı kesmeliydim. Her defasında o piçin yanında ağlıyordum!

Banyo yaptıktan sonra yatağıma girdim ve sıkıca üzerimi örtüm.
O kadar soğuktu ki... üzerimi o kadar örtmeme rağmen üşüyordum.
***
Sabah erkenden uyandım. Bugün şehire iniyorduk. Beyaz bir üst ellime aldım ve siyah bir şort. Kumaşı rahattı. Üzerimi giyindikten sonra saçlarımı maşayla dalga dalga yaptım ve açık bıraktım. Dudaklarıma koyu bordo bir ruj sürdüm. spor ayakabılarımı giyip dışarı çıktım ve sevgili üyelerim kapımda duruyordu.

"Kapı şifreni niye değiştirdin?"diye sordu elif. Bende doğana öfkeli bir şekilde bakarak konuştum.
"Aramızda hainler olabilir..."
"Almira! Sen ne saçmalıyorsun. Hain falan ayıp oluyor. Biz öyle insanlar değiliz" bakışlarımı doğandan çektim ve aysimaya döndüm.

"Bilmediğin şeyler var... doğana dokunabilir misin?"
Aysima, doğanın elline dokundu ve öfkeli bir şekilde ona baktı.

"Bunu nasıl yapabilirsin!"
Fatih, doğanı kendine çevirdi ve endişeli bir şekilde ona baktı.
"Ne yaptın! Niye aysimanın bakışları değişti. Dün akşam ortalıklarda yoktun." Bu sefer elif söze girdi.

"Dün siz ödev yaparken ben ve almira bara gittik. Demirler gelince ben hemen gittim ve almira gelmedi. Sonra doğana haber verdim ve almirayı almak için bara gitti."

Selin tam konuşacakken bir anda her şey durdu. Ve doğan bana parmağını şıklattı.
İnanamıyorum bu beyinsiz çocuk zamanı durdurmuştu!
Ve sadece beni durdurmamıştı.

Etrafımda her şey donmuştu.
Selinin konuşmak için açılan ağzını görünce gülesim geldi.

"Bak almira bilmediğin şeyler var. Bunu yapmak zorundaydım. Çünkü o enis piçi sudeyi bir yere kaçırmış ve ben onu bulamıyorum" sesi çaresiz ve perişan geliyordu.

"Dün neler çektim senin haberin var mı? O şeytan Kafamı soğuk suyun içine sokup sokup çıkardı. Beni neredeyse..." durdum ve ağlamaya başladım.

"Neredeyse?" Doğanın seside endişeli gelmişti. Burnumu çektim.

Hayır almira! Bunu söyleme.
Yoksa her şey daha kötü olabilir. Doğan'ın hali zaten iyi değildi.
O günde masaya yumruk atıp gitmişti.

"Neredeyse ölüyordum soğuktan..." dediğimde bana kızgın bir şekilde baktı.

"Ödümü kopardın lan! Bende başka bir şey sandım." Geldi yanıma ve beni kolarına aldı.
"Ağlama özür dilemekle geçmiyor ama sude..."dedi ve durakladı.
Ondan ayrıldım.

"Sude kim?"diye sordum.
"İlk aşkım... o şeytan onu bir yere kapatmış. Her yerde sudeyi aradım ama bulamadım. Onların grubunda ve enis ne derse o olur."
Enisin ağzına sıçıcaktım!

"Şimdi sen onların grubundan birini seviyorsun. Bu yasak değil mi? Neclayı biliyorsun düşmanına aşık olduğu için köle oldu" dediğimde hafif gülümsedi.

"O lider olduğu için köle oldu... biz üyeler düşmanlarımıza aşık olabiliriz. Yasak değil ama sana ve enise yasak!"

Güzel okuyucularım bu bölüm bence süper oldu.
Size oyun tadında bir kitap yazıyorum...🤩🤩🤩