11. Lucifer ve Yalanlar

1K 85 0
                                    

OY VE YORUMLARINIZLA DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM ARKADAŞLAR.

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.


Zorunlu misafirliğim bu şekilde başlamıştı. Lucifer odadan çıktığı anda bacaklarım beni taşımadı ve yatağa oturdum.

Henüz onun amacını çözememiş olsam da bana yardım etme ihtimaline sığındım. Şüphelerime rağmen inanmak zorundaydım. Elimdeki tek seçenekti.

Ona karşı hislerim bir zayıflık yaratsa da bununla başa çıkmalıydım. Duygular her zaman karmaşa oluşturmak zorunda mıydı? Duygular ve karmaşadan bahsedince aklıma Chris geldi. Ona bir şekilde haber göndermeliydim. Belki Lucifer bu konuda da yardımcı olurdu.

Yatağa uzandım. 11 Ekim'e üç hafta vardı. Peki bu süre sorunlarımın çözümü için yeterli olacak mıydı?

Sorunum imkânsızdı. İnsanların bu kelimeye bakış açıları farklıydı. Bu kelimede umut arayan da biraz daha emek harcanarak başaracağına inanan da vardı. Ben kelimenin bütünüyle ilgilenen kısımdaydım. İmkânsızlık kelimesinde bir imkân aramak için fazla pozitif ve iyimser olmak gerekiyordu. Benim umudum da zamanım gibi içimde hızla tükeniyordu.

Bunları düşünürken kapı çaldı ve içeri güzel bir iblis hizmetçi girdi. Utangaç ve zarif hareketlerle yanıma gelirken ayağa kalktım. Başını eğerek selam verdi.

"Leydim ismim Talin, hizmetinizdeyim. Akşam yemeği için Kralımız Lucifer, kendisine eşlik etmenizi istiyor. Müsaade ederseniz, hazırlanmanıza yardım edeyim."

"Tanıştığımıza memnun oldum Talin. Yemeğe katılmam zorunlu mu?"

Kız şaşkın bir şekilde bana bakınca Lucifer'ın emirlerinin sorgulanamaz olduğunu fark ettim. Her zamanki gibi itaat bekliyordu. Asi biri için garip bir özellikti. Nedense bu beni öfkelendirdi, emirlere karşı gelme isteği uyandırdı. İsyankârlık... Aynı anda gururum da devreye girdi. Bir şekilde bana emir veremeyeceğini ona gösterecektim. Ve bunu Talin'in zarar görmesini engelleyerek yapacaktım.

"Tamam Talin. Hazırlanmama yardım edebilirsin."

Bana mahcup şekilde gülümsedi. O kadar kibardı ki ben de ona nazik davranmaya çalışıyordum.

O elbise dolabına ilerlerken bekledim. Dolabı açınca şaşırdım, çünkü giysi doluydu. Koyu zümrüt, bordo, yakut kırmızısı, safir mavi, en çok da siyah giysiler renklerine göre sıralanmıştı. Burası kimin odasıydı?

"Bu oda kimin Talin?

"Sizin için özel olarak dün hazırlandı leydim."

Buraya gelme durumum bugün netleşmişti. Yani? Geleceğimi biliyor muydu?

"Giysilerinizi de kralımız seçti."

İşte şimdi afallamıştım.

"Özel bir tercihiniz yoksa giysinizi ben seçebilir miyim leydim?"

Kafamı salladım. Aklım karmakarışık olmuştu. Lucifer'ın bunu bilmesi ya da tahmin etmesi nasıl mümkün olabilirdi?

Talin yanıma bordo renk, kadife kumaştan uzun bir elbiseyle geldi. Derin bir bacak dekoltesi vardı. Giydiğimde ayna karşısına geçtiğimde vücut hatlarımı tamamen saran elbisenin beni ne kadar büyüleyici gösterdiğini fark ettim. İlk defa kendimi beğenmiştim.

Yalnız Lucifer'ın vücut hatlarımı bu kadar iyi tahmin etmesi kızarmama neden oldu. Ateş basmıştı. Bu tecrübesinden mi yoksa beni incelemiş olmasından mı kaynaklanıyordu? Sorunun cevabını hiçbir şekilde duymak istemiyordum.

RUH LEKESİ(düzenleniyor)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang