22|Ölüm Koşucularının Kalbi

148 23 3
                                    

18.10.2021

Korku; nefretimdi.

Nefretim;korkumdu.

O düğmeye basarken ikisi de benimleydi. Nefretim ve korkum yanımda bana güç verdi.

Ve ben çocukluğumu kurtardım.

Çınarın Gölgesinden; Su

  Çınarın Gölgesinden; Su

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ekim. Ekim. Ekim.

Birkaç aya kadar sonbaharın ikinci ayından ibaret olan, Ekim.

Şimdi ise, kalbimde; korkuyu, şefkati, acıyı, çocukluğu, sevinci canlandıran bir kelimeye dönüştü. Hepsini aynı anda hissettirip, aynı anda söndürüyor. Her şey saniye ile ölçülüyor. Bu saniyeler, birçok soruyuda barındırıyor içinde.

Korku. Acaba Ekim şimdi nasıl tepki verir? Öldürür mü onu? En fazla ne kadar ileriye gidebilir?

Şefkat. Ama şefkatli biri değil mi? Bu sefer sakinlikle yaklaşamaz mı? Ben varım diyorum bazen. Ben burdayken bir cinayet işler mi? Diyorum kendi kendime. Avutmaya çalışıyorum kendimi.

Acı. Gözlerinde ki enkazın altında kalmış çocuğun acısı. Tek sorduğum soru; Çok acıyor mu? Çünkü gözlerinde ki enkaz çok acıdığını haykırıyor bana. O enkaz da ki, çocuğun acıları hiç bitmeyecek mi? Diyorum, hiç bitmeyecek gibi duruyor çünkü. Ve gözlerine baktığımda, hiç bitmeyecek diyor, bildiğim gerçeği acıta acıta bana söyleyerek.

Çocukluk. İkimizinde derin yarası: Benim sekiz yaşım, onun beş yaşı. Benim çürümüş bedenim, onun ruhunda ve bedeninde ki rengarenk acılar. Çocukluklarımızın katili ise, benim bilmediğim biri, onun annesinin katili. Ortak noktaları, acımasızlıkları. İki adam da, iki çocukluğa hiç acımamış.

Yavaşça geldim kapının önüne. Aşağıda nasıl bir kaos olduğu umurumda değildi. Yakıp yıktığım duvarı, toparlamam, tuğlalarını tekrar örmeliydim. Yavaşça içeri girdim. Boştu oda. Ancak, kesilmeyen bir su sesi geliyordu. İlerlediğimde banyonun ışığını açık, kapısının kapalı olduğunu gördüm duş mu alıyordu? Kapıyı yavaşça tıklattım. Ses gelmedi kulağımı yaklaştırdım. Su sesinden başka birşey gelmiyordu.

O sırada ayağımda ıslaklık hissettim. Eğilip baktığımda, kalbim durdu sanki. Kan. Kırmızı, ayaklarımın dibinde. Çığlık atmamak için ağzımı kapattım. Ve bir an bile düşünmeden, içeri girdim. Gördüğüm manzaraya karşı hareketsiz kalmıştım.

Duş başlığının altında kıyafetleriyle beraber öylece duruyordu. Yerde cam kesikleri vardı. Gözleri kapalı ama var gücü ile yumruğunu sıkıyordu. Etrafıma baktığımda kırık ayna ile göz göze geldim. Yansımam parça parçaydı. Gözlerim tekrar Ekim'e döndü. Çaresizlik ve acı bir arada, bir resim gibiydi. Sağ eli tamamen kandı. Kan, kendine bir çizgi belirleyerek yayılmaya da başlamıştı. Sol eli bira şişesini kavrıyordu. Bu halde olmasının tek nedeni sarhoş olmasıydı. Etraf da ağır bir alkol kokusu da vardı.

ÖLÜM KOŞUCULARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin