6. Bölüm: SONUÇ

Start from the beginning
                                    

"Tamam konuşmayın vallahi gene sinirlenmeye başladım bu pezevenk yüzünden." Erdem çenesini kasıp sağa çevirmişti.

"Bi de bana diyor 'doktorsun bu ne küfür' diye. Sen benden betersin." Mert sitem etmişti.

"Oğlum arabamın kapısına işemişsin. Dua et ciğerini deşmedim."

"Bak! Doktorsun diye de önüne geleni deşecek misin?" Cık cık sesi çıkartıp, kafasını olumsuz anlamda sallıyordu.

Aklıma Şair geldi bir an. O da bir doktordu ve insanları kesiyordu. Can kurtarmak için değil, almak için...

"Deşmek için doktor olmaya gerek yok." dedi Erdem.

Sevim yüzümün düştüğünü anlayacak ki araya girdi.

"Eee akşam kutlamadayız değil mi?" Elini omzuma koymuştu. Daha cevap vermeden Mert araya girdi.

"Tabii ki de gelecek." 'Değil mi?' der gibi yüzüme baktı. Daha Fetal DNA sonuçları çıkmamıştı. Riske girmemek için Gökhan'dan da numune almam gerekiyordu. Hem Gökçe'yi de görmek istiyordum.

"Evet." Dedim sadece.

"Mekanı sadece bize ayırmışlar. Sarp Hoca sağ olsun. Dört kadehe kadar bedava sonrası ücretli bilginiz olsun gençler." dedi Erdem yandan Mert'e bakarak.

Mert heyecanlı bir şekilde "Oha çok iyi. Zaten toplasan en fazla otuz kişi oluruz."

"Aynen." dedi Erdem. "Sarp Hoca adam yaa!"

"Evet ben de seviyorum o adamı. Adam hem karizma, hem eğlenmeyi biliyor hem de otoriter bir öğretim üyesi." Sevim'in sesinde hayranlık sezdim. Ama gözlerim Erdem'e gidince az önceki neşesi solmuş, sırtını sandalyesine dayamış, kollarını göğsünün altına sarmış bir şekilde yerde bir noktaya odaklanmıştı.

Konuşmayı Mert sürdürmüştü. "Vallahi öyle. Ben bile kendimden şüphelenip bazen 'acaba' diyorum yaniii..." dedi

Sesindeki imayı anlamıştık. Güldüm. Tam 'yok artık!' diyecektim ki. Erdem "Hadi ordan lan! Abartma sen de. Normal bir insan evladı işte. Sen de meraklıysan etraf travesti dolu seni bir ara atarım Taksim'e." Sesindeki sinir kendini belli ediyordu.

"Sakin ol yavrum yaa...Ben memnunum kızlardan sıkıntı yok. Şaka yaptık sadece aslanım. Ne sert yapıyorsun? Hem sen de yakışıklı, maviş gözlü selvi boylu bir çocuksun sana böyle düşünmedim diye kıskanma. "

"Yahu Mert bi defol, ne geveliyosun şimdi sen?" Erdem kaşlarını çatmış, vücudunu masaya yanaştırmıştı.

Sevim araya girerek yine konuyu değiştirdi. Tartışma uzamasın diye.

"Kalkalım mı artık? Biliyorsunuz biz bayanların bir hazırlık süreci var." Sevim'den önce ayaklandım.

"Aynen öyle, akşama hazırlanmamız gerek."

-------

Siyah tek askı crop ve altına yine siyah ince çorapla, kalçamın neredeyse bir karış altında olan siyah bir kalem etek giymiştim.

Aynanın karşısında toprak tonlarının hakim olduğu makyajlı yüzüme baktım. Ela gözlerimde bitkinlik olsa da ardındaki hırs hiçbir zaman kaybolmuyordu. Bu hırs, çoğunlukla beni güzel yerlere getirmişti. Her ne kadar bu hırsı içimdeki pusulayı yönlendirmek için kullansam da, bu sefer içimdeki kayıp yangını küle dönüştürmek için kullanacaktım.

Açık kahve saçlarıma hafif dalgalar kattım. Onları ablam öldüğünden beri düzleştirmiyordum. Bu saçları artık düzleştirmeyecektim... Gözlerimdeki hırs beni beslede de içimdeki kayıp duygularım, ablamla beraber gitmişti.Yaşaran gözlerimi havaya sabitleyerek akmamaları için direndim. Kalbim ne kadar inkar etse de alışmalıydım. Bir kenara çekilip sadece ağlamakla ablamın katilinin bulunması için çaba harcamadan durmamalıydım.

ÖLÜMCÜL SIRWhere stories live. Discover now