100K ÖZEL BÖLÜM

3.8K 535 807
                                    

🍒~

"Minho!"

Jisung sıkıntıyla nefes vermişti. Bir yandan masada oturup her yerini una bulayan Haeri'yle uğraşıyor, diğer yandan yağlı eliyle asasını aramaya çalışıyordu.

Jisung'ın bağırdığını duyan Minho, mutfağa girmişti. Eşinin dolu gözlerini ve mutfağın dağılmış halini gördüğünde gülesi gelse de bastırdı. İşaret parmağını kızına doğru uzatıp ufak bir büyüyle düşmemesi için etrafını koruma kalkanıyla sarmıştı.

Jisung'a doğru adımlayıp yüzünü avuçları arasına aldı. "Ne oldu?"

Jisung dolu gözlerini kaçırmış, elinin tersiyle alnına gelen saçları itmişti. "Doğum günün için pasta yapmak istemiştim, mecazlıktan tamamen uzak elime yüzüme bulaştırdım."

Minho gülmüş, Jisung'ın unlu alnını öpmüştü. Tek bir parmak şıklatmasıyla bütün mutfağı saniyeler içinde temizledi. "Niye kendini yoruyorsun ki? Ya bebeğimize bir şey olsaydı?"

Minho, avuç içlerini eşinin yeni belli olmaya başlayan karnına koyup okşamıştı. Jisung, yağlı ellerini gösterdi. Minho ufak bir büyüyle onları da temizlerken gülüyordu. "Özür dilerim, senin için kendim yapmak istemiştim."

Minho Jisung'ın temizlediği ellerini tutup teker teker öpmüş sonrasında kızının etrafındaki kalkanı kaldırıp bir avuç unu yemeye çalışırken küçük elini tutmuştu. "Haeri, ne yaptın babacığım böyle? Her yerin batmış."

Küçük kızı kucağına alırken Haeri gülmüş, parmağının ucundaki unu babasının burnuna sürmüştü. "Buyun süydü ben."

Jisung, kızının konuşmaya çalışmasına gülmüştü. Minho'nun arkasından ilerledi. Haeri'nin üstündekileri bir bir çıkarmışlar, küçük bedenini ılık suyla doldurdukları küvete sokmuşlardı.

Haeri, çıkan baloncuklarla eğlenerek önündeki sarı ördeği alıp havaya kaldırmış; annesine gösterirken birkaç damla suyun etrafa sıçramasına sebep olmuştu. "Anne bayk, Liyks!"

Jisung kızının Felix'i ördeğe benzetmesine kahkaha atarken Minho bir süre onun gülüşünü izlemişti. Eşi omzuna vurup dikkatini çekene kadar dalıp gittiğini fark etmemişti bile. "Minho, önüne bak."

Minho, tekrar kızına dönmeden önce yanındaki Jisung'ın yanağını öptü hızlı bir hamleyle. "Ne yapayım çok güzelsin."

Jisung gözlerini devirse de hoşuna gidiyordu. Minho'nun yıllar geçmesine rağmen sevgisini göstermesi biraz bile azalmamıştı ki olması gereken de buydu. Haeri'nin banyosu bittikten sonra Minho kızıyla birlikte onun odasına gitmiş, masallar okumuş ve uyuyana kadar onunla birlikte yatmıştı.

Jisung ise işleri batırdığı için biraz üzgündü. Büyüyle her türlü hediyeyi verebileceği için Minho'ya kendi emeğiyle bir şeyler yapmak istemişti. Bu yüzden mutfağa döndü ve elinde kalan malzemelerden işe yarar bir şeyler olup olmadığına baktı.

En sonunda basit bir muhallebi yapmıştı. Tepsiye dizdiği bisküvilerin üstüne yaptığı muhallebiyi kat kat döktükten sonra dolapta olan kirazlardan bir tabak almış, çekirdeklerini çıkarıp tatlının üstünü süslemişti.

Hazır olan tatlıyı kesip tabaklara koyduktan sonra soğuması için buzdolabına bıraktı ve parmağını bulaşan muhallebiyi yaladı. Ağzına gelen güzel tatla memnun mırıltılar bıraktı.

Hızlıca mutfağı topladı, o sırada Minho içeri gelmiş eşinin beline kollarını sarıp çenesini omzuna yaslamıştı. Jisung, yerinde Minho'ya doğru dönüp yüz yüze gelmelerini sağladıktan sonra dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.

Poisoned For You///MinsungWhere stories live. Discover now