30.Bölüm; Hastane

6.4K 938 892
                                    

Jisung donmuş bir şekilde önüne yığılan bedene baktı. Çok fazla kan vardı. Görüş açısının buğulanmaya başladığını fark edince anında Eric'in zihnine girerek onu buraya çağırmıştı.

Sehun'u önemsemeden Lee know'nun yanına koştu hemen. Elini Lee know'nun yarasının üstünde duran kendi elinin üzerine koydu.

"N-neden ağlıyorsun?"

Ağlıyor muydu? Evet, gözyaşları istemsizce yanağından akıyordu Jisung'un.

"Sence şu an konumuz bu mu? Canın çok yanıyor mu?"

Lee know gülümseyerek Jisung'a baktı. Canı yanıyordu ama yanındaki bedenin gözünden dökülen yaşlardı asıl canını yakan.

"Hayır, yanmıyor. Ağlama."

Kendi kanının bulaştığı sağ elini kaldırıp Jisung'un gözünden akan yaşı sildi Minho.

O sırada arkalarından bir alkış sesi gelmişti. Sehun inanamaz bir şekilde alkışlayarak yanlarına yaklaştı.

"Çok duygulandım gerçekten. Neredeyse ben de ağlayacağım şimdi. Bakayım, yok ağlayamıyorum ben. Onun yerine bari ikinizi ayırmayayım değil mi?"

Jisung'un şu an kendi canını önemseyecek hali yoktu. Minho'nun kafasını dizlerine yatırdı ve saçlarını okşamaya başladı. Tek umudu Eric'in yetişmesiydi.

Sehun, o sırada kendine oluşturduğu yeni bir bıçakla Jisung'un üstüne doğru atılacaktı ki arkasından kafasına beklemediği bir darbe yemişti. Elindeki bıçak uzaklara düştüğünde dönen başı yüzünden yerden kalkamıyordu.

Changbin Sehun'u yakasından tutup yerden kaldırdı. Sapsarı parlayan gözleriyle sol elinde bir ateş yaktı.

"Arkadaşıma hangi elinle zarar verdin ha? Bu mu?"

Yaktığı ateşi Sehun'un sol eline götürüp çocuğun acıyla kıvranmasını izledi.

"Yoksa bu mu?"

Şimdi de diğer eline götürmüştü. Sehun acıyla bağırırken Felix Changbin'i kolundan tutup sarstı. Biliyordu çünkü, Changbin herkesten daha çok acımasızdı. Biri onu durdurmasaydı oracıkta öldürürdü Sehun'u.

Changbin kolunda hissettiği hareketlilikle anında elindeki ateşi söndürüp Sehun'u yere fırlattı. Felix inkar etmeyecekti bu halinden oldukça etkilenmişti.

O sırada Eric çoktan Lee know'nun yanına çöküp yarasıyla ilgilenmeye başlamıştı bile. Jisung Eric'e bir kez daha minnettardı.

Bıçağı çekip çıkardı önce, sonra da yaranın derin olan kısmını iyileştirmeye başlamıştı. Jisung koşarak Felix'in belindeki fuları istedi. Felix tereddüt etmeden çıkarıp verdi.

Jisung burnunu çekerek fuları Minho'nun yarasına bastırmıştı. Önünü pek düzgün gördüğü söylenemezdi şu an.

"Teşekkür ederim Eric hemen geldin."

Sonuçta Lee know'dan pek hoşlanmıyordu Eric. İstese gelmeyebilirdi.

Eric Jisung'a bir gülümseme vermişti. Çocuğun Lee know'ya karşı bir şeyler hissettiğini anında anlamıştı. Bu biraz kalbini kırsa da beklediği kadar hasar vermemesine şaşırdı o an.

Gücünün neredeyse tamamını kullanmıştı bu yüzden hafif hafif güçsüz düşmeye başladı ama yara hala kötü gözüküyordu. Öyleki Lee know'nun ağzından kan gelmeye başlamıştı.

Lee know kafasını sola çevirerek ağzına gelen kanı tükürdü. Eric yanına gelen Changbin'e döndü.

"Hastaneye gitmeliyiz."

Poisoned For You///MinsungWhere stories live. Discover now