31.Bölüm; Gece

6.5K 1K 570
                                    

Minho yavaşça ve hissettiği acı yüzünden yüzünü buruşturarak gözlerini açmıştı. Normalden aydınlık olan oda gözlerini kamaştırmış olacak ki alışması biraz zaman almıştı.

Sol elinin parmakları üzerinde hissettiği ağırlıkla kafasını o tarafa doğru çevirdi. İşte, birden acısı uçup gitmişti sanki. Jisung aralanmış dudaklarıyla yanağını Minho'nun eline yaslamış, huzurla uyuyordu.

Minho parmağını hareket ettirerek Jisung'un dolgun yanağını okşadı. Yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamamıştı.

Böyle masumca uyuması Minho'ya komik gelmişti. Dışarıdan birisi görse Jisung'un yaptığı yaramazlıklara -her anlamda- asla inanmazdı.

Ne ara bu hale geldiklerini düşündü Minho. Sonra ise Jisung'un kıpırdanması üzerine anında gözlerini kapatmış, uyuyor taklidi yapmaya başlamıştı.

Jisung iki kolunu yanlara açıp doğrularak esnemişti önce. Sonra da görüş açısına giren kırmızı kafayı uyandırıp uyandırmama arasında gidip gelmişti bir süre. Bu arada yatan bedenin yüzünü inceliyordu tabii ki.

"Yüzümde bir şey mi var?"

Minho'nun ani konuşmasıyla Jisung hafifçe yerinde sıçramıştı.

"Ne yapıyorsun aptal! Madem uyanıktın neden söylemiyorsun?"

Minho gülerek kafasını iki yana salladı hafifçe.

"O zaman işin ne eğlencesi kalır ki?"

Jisung gözlerini devirerek yumruğunu Minho'nun koluna hafifçe geçirdi.

"Ah!"

Minho acıyla inlerken Jisung bir anda panik olmuştu.

"Çok özür dilerim o kadar acıtmak istememiştim!"

Kırmızı saçlı gülmeye başladığında Jisung kaşlarını çattı. Onunla dalga geçiyordu resmen.

"Komik değil."

Evet değildi çünkü Jisung çok korkmuştu. Aklına kanlar içinde yatan bedeni geliyordu.
Minho gülmeyi bırakarak Jisung'un yanağını dürttü.

"Korktun mu?"

Bir de soruyor muydu gerçekten? Jisung cevap vermeyerek yatağın örtüsünün ucuyla oynamaya başlamıştı. Minho ise bunun üzerine parmaklarını oynatıp Jisung'un yanağını okşadı.

"Korkma. Bir şey olmadı."

Jisung gözlerini karşısındaki bedenin gözlerine çıkardı. Öylece bakarken kahverengiliklerin içinde kaybolduğunu hissediyordu. Sonunda göz temasını kesip odanın içinde bulunan tuvalete doğru ilerledi. Elini yüzünü yıkayınca kendine gelmişti.

Tekrar Minho'nun yanına dönerken sordu.

"Ne yemek istersin?"

"Fark etmez."

Jisung başını onaylar biçimde sallayarak asasıyla Minho'nun önüne ve kendi için de yandaki komodine bir kahvaltı hazırladı.

Kahvaltı süresince ikisi de konuşmamıştı. Sessiz bir şekilde yemeklerini yediler. Bir süre sonra doktor odaya gelip Minho'nun durumunu kontrol etmişti.

"Her şey normal gözüküyor."

"Teşekkürler."

"Teşekkürler."

O sırada odadaki herkes açılan kapıya doğru döndü. Doktor girenlere selam verip çıkarken Jeongin koşup yarasına dikkat ederek abisine sarılmıştı. Peşinden de Changbin girdi.

Poisoned For You///MinsungМесто, где живут истории. Откройте их для себя