44- Özlem Dolu Bedenler

En başından başla
                                    

Kasıklarıma baskı yapan erkekliği nefesimi tutmama sebep oldu. "Hareket et Ekin" dedi derinden gelen bir sesle. Sanki onun demesini bekliyor gibi kendimi ona sürtmeye başladığımda dudakları aralandı.

"Sonra böyle bakıyorsun" dedi sıkılı dişlerinin arasından. "Hem utanıyorsun, hem fazla cesursun. Kirpiklerini kırpıyorsun art arda, alt dudağını ısırıyorsun ve ben tekrar tekrar bitiyorum" kendimi ona daha çok bastırdım, daha çok hissetmek istedim. Göğüs kafesi gerildi.

"Odaya gidelim" dediğimde birden belimi tutup benimle beraber ayağa kalktı. Kafamı omuzlarına bastırdım. Dudaklarımı boynunda gezdirdim, derin bir nefes alarak öptüm.

Sırtımı yatağa koydu nazikçe ama onun aksine hızla doğrulup üzerindeki gömleği çözmeye çalıştı ama elleri birbirine dolanıyordu. "Ekin" dedi öfkeyle. "Bu siktiğimin düğmelerini neden açamıyorum, kaç tanesiniz lan! Ekin bir yerde neden dört tane düğme var Ekin?"

Sarhoş Erez, beni mahvediyordu.

"Sikerim ha" diye bağırıp gömleğinin yakalarını tuttu ve hızla iki yana doğru çekip tüm düğmelerin kopmasını sağladı.

Şokla baktım suratına. Bu sefer elini kemerine attı ama çözemedi, kemerin toka kısmını bile bulamıyordu. "Ya Devran beddua mı ettin orospu çocuğu" dedi, git gide sinirleniyordu.

"Erez şimdi neden Devran diyorsun?" dedim hafifçe gülerek. Kemerini siktir edip benim üzerimdeki eşofman ve baksırımı tutup birden aşağı çektiğinde şokla gözlerim büyüdü. "Erez!"

"Sus, çok heyecanlandım" dediğinde bacaklarıma vuran soğukluk titrememi sağladı. Belimden tutup beni yüz üstü çevirdiğinde kafamı yastığa bastırdım.

"Açıl susam açıl" dedi öfkeyle "Orospu çocuğu açıl" galiba hala kemerini açmaya çalışıyordu.

Hafifçe kafamı çevirip ona baktığımda göz göze geldik. Gergin çenesiyle yüzüme baktı, ellerimi uzatıp kemerini tuttum ve tokasını çözdüm. "Açtım, çıkartabilirsin"

Kafamı tekrar hızla yatağa bastırdığımda yere düşen kıyafetlerini zar zor görmüştüm. Belimi tutup kalçamı biraz daha ortaya çıkarırken dudaklarımı sırtımda hissettim. Dudaklarını yavaşça aşağı doğru kaydırdı ve tam kalçamda hissettiğimde dişlerimi sıktım. "Erez.." diye inledim adını, daha büyük bir hırsla öpmeye başladı.

Yeterince yumuşadığını düşündüğünde tekrar sıkıca öpüp geri çekildi. "Canın acırsa söyle bebeğim" dedi her zamanki uyarısını yaparak. Aletini girişimde hissettiğimde nefesimi tuttum ama Erez her zaman olduğu kadar sakin değildi, sarhoş olduğu için hem daha cesur hem daha tutku doluydu.

Kendini içime doğru ittirdiğinde kafamı sertçe yastığa bastırdı. Üzerime doğru uzanıp dudaklarını enseme bastırdı.  "Çok darsın Ekin" dediğinde elimin altındaki çarşafı sıktım. "Sıcacıksın, biliyor musun?"

Sarhoş Erez, beni çok utandırıyordu.

"Erez" dedim inleyerek. "Şöyle konuşma benimle" dediğimde içimde daha hızlı hareket etmeye başladı. Uzun zamandır yapmadığımız için canım daha çok acıyordu ama onu hissetmenin verdiği zevk hepsinin üzerindeydi.

Üzerimden kalktı ve parmaklarını belime geçirdi, bir elini sırtımdan kalçama doğru yavaşça sürterek kaydırdığında nefesimi tuttum. "Vücudunda benim bıraktığım izler var, daha çok iz bırakmak istiyorum. Vücuduna sadece ben iz bırakayım"

İçimde daha hızlı hareket etmeye başladığında daha sesli bir şekilde inledim, alt dudağımı ısırdım. "Erez, sus" dedim sahici olmayan bir öfkeyle. "Sen böyle konuşmazdın, sus"

Belimden tutup öyle büyük bir hızda hareket etmeye başladı ki, bedenin öne doğru savruluyordu ve ben artık inlemerimi kontrol edemiyordum. Erez'in hırıltılı sesi doldu kulaklarıma, elimi kendi aletime atmak istediğimde Erez buna izin vermeyerek elimi tuttu. "Erez, bırak elimi" beni duymadı, dinlemedi.

Kendini sertçe bastırıp içime geldiğinde boğazdan gelen büyük bir sesle inledi ve bir süre üzerimde nefes nefese öylece bekledi. İçimden çıkıp beni sırt üstü yatırdığında nefes nefese suratına baktım. Terlemişti.

Beklemediğim bir anda aşağıya doğru kayıp erkekliğimi ağzına aldığında belim yay gibi gerildi, gözlerimi sıkıca kapattım.

Sınırda olan bedenim çok geçmeden rahatladığında parmaklarımı saçlarına sardım, hafifçe okşadım.

Sarhoş Erez, beni bitiriyordu.

"Bir daha sarhoş olursan.." dedim nefes nefese "Bana bir metre bile yaklaşma"

"Öyle söyleme ama" dedi yavaşça yukarı doğru çıkıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı sertçe "Daha gece başlamadı bile"

Terli ve yorgun bedenimi tekrar rahatalamanın yorgunluğuyla yatağa bırakırken boynumu hala durmadan öpen Erez'in saçlarına daldırdım. "Erez, yoruldum"

Sarhoş Erez, sabaha kadar benimle sevişmişti, ve ayılmıştı. Şaka gibiydi ama değildi.

Sabah olmuştu, gün ağarmıştı.

Tam o an telefonumun zil sesi tüm odayı kapladığında bakışlarım komidinde duran telefonuma kaydı. Erez boynumu öperken kısık gözleriyle telefonuma baktı.

Devran arıyordu.

"Ya bölüm sonu canavarı gibi her yerden çıkıyor ya, bıktım ya"

Gülerek telefona uzandım ve cevaplayıp kulağıma götürdüm. "Buyrun benim" diye açtığımda Devran'ın heyecan dolu sesini duydum.

"Hocam! Hocam uyanın hocam! Sabah oldu, güneş doğdu, bakın kuşlar cıvıldıyor. O kuşların amına koyayım hocam!"

"Lan ne diyorsun Devran?" dedi Erez şaşkınlıkla.

"Kes sesini çüküm tipli kes! Bundan sonra bana Devran demeyeceksiniz, doktor bey diyeceksiniz. Hepinize evcil hayvan aldıracağım ondan sonra hepsini tek tek ameliyat edeceğim, kuşunuza kuyruk dikeceğim, duydunuz mu!" dedi, ve sonra kahkaha attı.

O sırada hatta Hasan'ın numarası düştü. "Devran bekle bir" dedim şokla ve bu sefer Hasan'ın aramasını cevapladım. "Efendim Hasan?"

"Hocam! Uyanmadınız mı yoksa daha, meslektaşınız uyandı çünkü!" gözlerim büyüdü. Erezde bana bakıyordu şaşkınca.

"Gelecekler bana diyecekler ki 'Hasan hocam bir puan daha verirseniz geçiyorum hocam' ama bende hepsine tek tek el hareketi çekeceğim" ve keyifle büyük bir kahkaha attı. "Öğrencilerimle sizin gibi rakı içmeye gideceğim sonra en yakışıklısına kancayı takacağım"

Uygar aradı bu sefer, şaşkınlıktan konuşamıyordum. "Hasan bir sus" dedim ve ve Uygar'ın aramasını cevapladım.

"Günaydın Ekin" dedi keyifli bir sesle. "Uyanmadıysanız ekip otosuyla gelerek tüm mahalleyi ayağa dikebilirim" dediğinde gözlerimi kırpıştırdım, şaşkınlıktan konuşamıyordum.

"Üniversite sonuçları açıklanmış hocam, uyanın!"

Ay ne oluyor ne oluyor, AAAAĞĞ

Çok özledim sizi var yaaa, şu finaller bir bitsin eski aktifliğimize dönelim istiyorum.

Kitabı yarılamışken size yine sormak istiyorum, bakalım fikirleriniz değişmiş mi... En sevdiğiniz karakter ve en sevdiğiniz sahne nedir?

disiplinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin