36- İlk Çatlak

35.7K 2.9K 1.9K
                                    

Medya: Devran
Uzun bir bölüm, sakince okuyun

Keyifli okumalar kuzular!

SINAV SABAHI 06:38

- Hasan-

Elimdeki kimlik kartını ve belgemi cebime sıkıştırırken tekele doğru ilerledim.

Su almak için yarım saat daha erken kalkmış ve evime on beş dakikalık uzaklıktaki yere gelmiştim. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum, sorgulamayıda bırakmıştım. İyi hissediyordum ama aşırı stresliydim.

Tekelden içeri girdiğimde yorgun bir şekilde sandalyede oturan Salih'i gördüm. "Hoşgeldiniz" dedi bitkin sesiyle, bana bakmıyordu.

Bakışlarım ellerine döndü, daha yeni geçen yaraları tekrar açılmıştı. Titrek bir nefes çektim içime. Bu saate neden uyumak yerine çalışıyordu ki? Yorgundu zaten.

"Ben su alacaktım" sesimi duymasıyla bakışları hızla bana dönerken uykusuzluktan kızarmış gözlerini daha net gördüm. Hafifçe ayağa kalkıp buz dolabını es geçti ve ılık bir su çıkartıp bana uzattı.

Elinden alırken üzerindeki kağıdını tutup çıkardım. Kaşları çatıldığında "Sınava gireceğim de bugün..." dedim.

"Üniversite sınavı mı?" dedi şaşkınlıkla. Yavaşça kafamı salladığımda ruhsuz görüntüsü birden kayboldu, dudakları kıvrıldı. Birden omuzlarımdan tutup beni tam karşısına getirdi ve "Kıpırdama" dedi.

Ben şaşkınlıkla Salih'e bakarken ellerini hafifçe kaldırıp, gözlerini kapattı ve dudakları kıpırdamaya başladı.

Dua ediyordu.

Şaşkınlıktan ben zaten kıpırdayamazken midem kasılmaya başladı, aşırı garip hissediyordum. Elindeki tesbih bileğine kaymıştı. Dakikalar sonra dudakları durdu ve elini yüzüne sürüp nefesini yavaşça yüzüme doğru üfledi. Gözlerimi kapattım.

Midemde dinazorlar çiftleşiyordu şu an, iguanalar can çekişiyordu. Düğün alayı halay çekiyordu, iyi değildim.

Gözlerimi araladığımda dudaklarında minik bir gülümsemeyle bana baktığını gördüm. "Şey... sağ ol" dedim ne diyeceğimi bilemeyerek. İstemsizce duygulanmıştım.

Sınavım iyi geçsin diye bana dua mı etmişti şimdi Salih?

Salih bu sefer de karşı reyona gidip avucuna doldurduğu şekerleri alıp elime sıkıştırdı. "Ye bunları, kafan çalışır"

"Kafam zaten çalışıyor" dedim ağzımın içinden. "Daha çok çalışır" dedi sırıtarak.

"Teşekkür ederim, borcum ne?" dediğimde elleriyle alnıma düşmüş saçlarıma geriye doğru yatırdı.

Dokunuşu bacaklarımın bir anlığına titremesine yol açarken kendime minik bir küfür bahşettim. "Borç falan yok Hasan, hatta dur..." dedi heyecanla, arkasını dönüp masadan telefonunu ve araba anahtarını aldı. "Ben bırakacağım seni"

"Ama..."

"Saat daha çok erken sınav başlayana kadar ne yapacaksın okulun önünde? Arabada otururuz" dediğinde Hasan'ın itiraz etmesine izin vermeyerek kolundan tutarak dışarı çıkardı.

Tekelin hala kapı kolu yoktu.

İleride duran siyah renkli fiat marka arabaya doğru ilerlediğinde transa girmiş gibi bende arkasından ilerledim. Hala kolumu sıkıca tutuyordu, elini bileğime indirdi.

disiplinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin