22- Limonlu Kek

52.1K 3.6K 2.3K
                                    

Şarkı- Teoman, Rüzgar Gülü

Maraba... Bana kesin bölüm gelmeyecek diyerek küfür eden ve hakkıma giren mahlukatlar, bu bölüm size girsin.

Keyifli okumalar!

Yüzüme vuran güneş ışığı göz kapaklarımı zorluyordu ama öyle yorgundum ki açamıyordum.

Kaşlarım çatıldı, ben ne zaman uyumuştum?

Saniyeler sonra yüzüme vuran güneş kesildiğinde derin bir nefes verdim, kaşlarım gevşedi.

Saniyeler sonra yüzümde dolaşan ılık bir his bakışlarımı aralamama sebep oldu. Gözüme giren güneş ışığı gözlerimi yaksa da ellerimi gözlerimi araladım.

Gördüğüm ilk şey, dikkatle beni izleyen Erez'di.

Koyu saçları alnında dağılmıştı, gözleri kanlanmış gibiydi. Göz göze geldiğimizde dudakları hafifçe kıvrıldı ve yanağımı okşadı. Yüzümde gezen ılıklığın Erez'in eli olduğunu fark etmiştim.

"Günaydın" dedi çatallı sesiyle. Kafasını hafifçe sağa yatırmıştı, kalkmaya çalıştığımda bir elini belime koydu ve yardımcı oldu. "Ne zaman geldin?" diye sordum, belimdeki elini çekmek yerin karnımın üzerinden doladı ve kendine doğru çekti. Engel olmadım.

"Oluyor biraz" dedi. Bakışlarım bir an pencereye döndüğünde kaşlarım çatıldı.

Yağmur durmuştu.

Gözlerimi tekrar Erez'e çevirdim. Tereddütle yüzüne baksam da bu konudan kaçışımın olmadığını bildiğim için "Ne yaptınız?" diye sordum.

özlerini kapatıp derin bir nefes verdi. Cevap vermek yerine koltuk altlarımdan tuttu, sırtını yatağımın başlığına yasladığında ona zorluk çıkarmadım ve kucağına oturdum. Elleri anında sıkıca belimi sardı.

Kıyafetleri hala ıslaktı. Kaşlarım çatılırken "Yağmur çok mı yağdı?" diye sordum. Bedeninin gerildiğini hissettiğim sırada dudaklarını boynuma bastırdı.

"Yeterince yağmadı" dedi. Boynumda derin derin nefesler alıyordu, gözlerimi kapatıp kafamı omuzuna yasladım.

"Erez" diye mırıldandığımda sıkıca boynumu öptü. "Çok özledim seni" dedim dürüstçe. Bir aydır ne yüzünü görmüştüm ne kokusunu almıştım ne de bir dokunuşunu hissetmiştim. Cehennem gibiydi.

Şimdi onun kolları arasında cenneti yaşarken kendime bir gerçeği itiraf etmekten başka çarem kalmıyordu. Erez'e geri dönülemez bir şekilde aşık olmuştum. Ama ne söyleyecek ne gösterecek cesaretim yoktu şu an.

Çenemi tutup kafamı kaldırdığında bakışlarımı ela gözlerine çevirdim. "Özür dilerim" dedi. "Bir daha seni bırakmayacağım" dediğinde bir elimi kaldırıp yanağına koydum, gözlerini kapattı. Bir insanı bir daha bırakmayacağın için söz vermek, bir çok yere çekilebilirdi ama şüphesiz tasviri imkansız bir güven ve rahatlamayı hissedebiliyordun.

Sevdiğim adam seni bırakmayacağım diyordu. Bunlar sadece kelime değildi benim için, bir sözdü. Yemindi.

Erez'e karşı beslediğim şüphe kaybolmuştu, hayatımı ona adayabilecek kadar gerçekti hislerim. Dudaklarımı gözünün altına bastırıp yumuşak bir şekilde öptüm, geri çekildiğimde uzaklaşmama izin vermeden bir elini enseme bastırıp dudaklarımı dudaklarına bastırdı.

Ani hareketi sırtımın olduğu yerde dikleşmesine sebep olurken yanağımdaki elini karışık saçlarına çıkardım ve parmaklarımla hafifçe çekiştirdim. Diliyle alt dudağımı yalayıp, dudaklarının arasında ezdiğinde istekle inleyip kolumu tamamen omuzlarına sardım ve kendime çektim. Ensemdeki eli sıkılaştı, belimdeki elini tişörtümden içeri soktuğunda sesli bir şekilde dudaklarımızı ayırdım.

disiplinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin