5. Bölüm: KUPA

En başından başla
                                    

"Tamam haklısınız hanımlar. Birazcık bilinç dışı olarak dinlenmiş olabilirim ama uyandırıldığıma göre işimin başına geçmem gerek. Hasta dosyalarını düzenleyeceğim. Sana da teşekkür ederim Elif'ciğim beni masanın köşesinde ağırladığın için." Yerimden kalkmaya yeltenmiştim ki Erdem masanın yan tarafındaki duvardan elinde karton bardakların olduğu, kahve kokusu tüten küçük bir tepsiyle çıkıverdi.

"Hasta Dosyası mı duydum ben? Hemen koltuk altımda, alabilirsin Ezgi'ciğim ama ben kontrol edip gerekli düzenlemeleri yaptım, bilgin olsun." Uzanıp koltuğunun altından yuvarlanmış kağıtları aldım." Yaa teşekkür ederim."

Sırıtarak elindeki tepsiyi masanın üzerine koydu.

"Ayılmak isteyenlere kahvee!" Acil kısmı sakin olduğu için bu kadar rahat davranabiliyordu. Sevim kıkırdadı.

Saate baktığımda sabahın 4'üne geldiğini gördüm.

"Erdem Bey şımartıyorsunuz bizi." dedi Sevim bardaklardan birine uzanırken.

"Yakışıklı olduğum kadar düşünceliyimdir de. Aynı zamanda hanımları şımartmayı severim." Sevim'e göz kırpmıştı.

Evet benim pek tipim olmasa da beğenilmeyecek bir çocuk değildi. Omuzlarının birazcık üstünde sarı saçları, sık sakalları, mavi gözleri vardı. Uzun boyuyla orantılı hafif kaslı bedeniyle bir kadını etkileyebilecek özgüvene sahipti.

Sevim Erdem'in göz kırpmasıyla gözlerini kaçırdı. Yanakları kızarmış gibiydi. Aralarında bir elektriklenme seziyordum.

"Tekrardan teşekkürler." dedi Elif bilgisayarının ekranına dönerek.

"Ne demek, ne demek." Sesi neşe doluydu. Gözleri tekrardan Sevim'e kaydığında "Benim de rapor alan hastaları sisteme işlemem gerekiyor." Dedi Sevim önündeki kağıtları toparlayıp koridora doğru hareketlenmeye başlayarak.

Sevim önünden geçerken Erdem bize kaçamak bir bakış atıp "E ben de sana yardım edeyim öyleyse. Zaten işim yoktu." diyerek Sevim'in arkasından yürümeye başladı. Sevimse sadece çekingen bir tavırla "Olur." Demişti.

Arkalarından bakarken istemsizce gülümsedim. Yani belli etmediklerini sanıyorlardı ama apaçık ses tonlarından bile belliydi aralarındaki elektrik akımı.

Elif'e 'Kolay gelsin' dedikten sonra kahvemi alıp hastanenin dış kapısının önündeki banka oturdum. Cebimdeki sigara paketinden bir dal çıkarıp yaktım. Gözlerim dışarı üflediğim dumanı seyrederken, aklım gördüğüm rüyanın etkisindeydi. Kâbusumda beliren o ağaçtaki asılı bedeni, tekrar o günü hatırlatmıştı bana.

Yarın bu işi bitirmem gerekiyordu. O DNA numunesini alacaktım.

&

"Sana bu iş başımıza patlayacak demiştim!" Adam sessizliğini korumaya çalışıyor gibiydi. Karşısındaki adam hayıflanırcasına konuşmaya başladı.

"Bu iş gizliydi ve olay farklı yerlere gidiyor. Adımı vermeseydin oklar bana doğrulmayacaktı."

"En azından çocuğun senden olduğunu söylemedim." dedi sessizce konuşmaya çalışan adam.

"Bir de söyleseydin. Hatta Sevda'yla birkaç gecelik ilişkimin olduğunu, çocuğu aldırmak istediğimi de dile getirseydin. En azından işlerini kolaylaştırmış olurdun." sesinde sitem vardı.

Aralık kapının ardından onları dinliyordu.

"Bir şekilde sıyrılacağız."

"Amına koyayım, sana güvendim. Bu çocuk mevzusunu açtım. Eğer bu konu duyulursa kariyer mariyer kalmaz sikip yollarlar bu hastaneden beni. Eğer bu hastaneden gidersem seni de burada barındırmam anladın mı? Özel kliniğine tıbbî malzeme yürüttüğünü biliyorum." Sesi artık tehditkâr ve heyecanlıydı.

ÖLÜMCÜL SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin