yavaş kardeşim [taekook]

27

"Ya amına koyarım senin bırakta gidip sikeyim şunun ağzını yüzünü." Tae sinirle Jimin'in elinden kurtulmak için çırpındığında utanarak elimle yüzümü kapattım.

"Ya bi' sakin ol sikik." dediğinde Tae,

"Ulan görmedin mi ibneyi? Sanki onu sikmişim tavırlara bak iğrenerek bakıyor puşt. Dinlerken iyiydi ama." diye yükseldiğinde Namjoon sırıttı.

"Kanka Allah var ben de dinle-" diyemeden gözleri beni bulduğunda garip bir atmosfer oluştu.

"Namu o senin yengen yengen." diyerek buna son veren Yoongi ile gözlerimi devirdim.

"Namjoon sen ateistsin." dedi Jimin alakasız bir şekilde.

"Ama bu Allah'ın olmadığını göstermez." diyerek sustuğunda başını eğmiş Taehyung'a baktım.

Ayağa kalkarak üzerimi silkelediğimde o da bana dönmüştü.

"Ben gidip konuşurum." dediğimde Tae hemen sinirle atladı.

"Olmaz."

"Neden?"

"Olmaz işte,o puştla konuşmanı istemiyorum." dediğinde nefesimi verip elimle ensesini kavradım. Yüzlerimizi yaklaştırıp gözlerimi su yeşillerine diktim. Lensti gerçi,ama o kadar güzeldi ki nefesimi kesiyordu.

"Bak bebeğim,çocuk senin düşmanın sen konuşsan bile sırf sana itliğine her yere yayar. Ama ben konuşursam olayı çözebilirim. Anlıyorsun değil mi beni?" dediğimde yutkundu.

"Ama sen bu kadar yakından konuşursan ben bir şey diyemem ki.." diye mırıldandığında gülümsedim. Onu öpmek için yaklaştığında duyduğum öksürükle gözlerimi açıp geri çekilmek zorunda kalmıştım.

"Ya ne bölüyorsun amına koyayım,bırak öpüşsünler." diyen Namjoon,ciddi anlamda beni korkutuyordu.

"Şaka." diye devam ettiğinde şüpheyle ona baktım.

"Vallaha şaka." dedi dudaklarını büzerken.

"Ben gidiyorum." dediğimde son kez Tae'ye baktım. Az önceki pozisyonda kalmış,öylece duruyordu. Fırsattan istifade koşarak uzaklaştığımda kantinde arkadaşlarıyla oturan Sehun'u gözüme kestirmiştim çoktan. Deri ceketi ve dağınık saçlarıyla çok klasik duruyordu. Klasik bad boy tiplemesi,diye geçirdim içimden.

Onların masasına geldiğimde neredeyse herkes bana dönmüştü. Onları umursamadan Sehun'a,

"Sehun konuşmamız lazım." dediğimde siyaha yakın gözleri şeytani bir şekilde parladı.

"Sen kimdin?" dediğinde açıkçası göt olmuştum. Hafifçe öksürüp,

"Kes gevezeliği,konuşacak mıyız konuşmayacak mıyız?" dediğimde ayağa kalkmıştı.

Arkadaşlarından uzaklaşırken,

"Ne saçmalayacaksın çok merak ediyorum cidden." dediğinde ona cevap vermedim.

Okulun dışına çıktığımızda kimsenin sessiz bir köşeye gittik.

"Ee üç kat bunun için mi indim?" dedi Sehun konuşmadığımı görünce.

"Bak," dedim kollarımı göğsümde birleştirip.

"Duyup duymaman,bilip bilmemen sikimde bile değil. Ses kaydı veya videoya alman da umrumda değil,burada olmamın tek sebebi Taehyung'un içini bir nebze de olsa rahatlatmak,eğer sesini kesip bunu unutursan başın ağrımaz." dedim tek seferde. Evet,burada olmamın nedeni ailemden korkmam değildi. Taehyung benim için daha fazla üzülmesin diye buradaydım.

"Ha,sikiş konusu için çağırdın demek." deyip bana bir adım attı.

"Sen olduğunu bilmiyordum bu arada,inle bakayım belki tanırım." dediğinde dişlerimi sıktım.

"Kes şakayı." dedim sinirle.

"Eğer cidden susmamı istiyorsan," derken elini kaldırdı ve yüzüme yaklaştırdı. Yanağımı okşamaya kalktığında,

"Bana da aynısını yaparsan belki susarım." diye devam ettiğinde yumruğumu sıktım. Tam yüzüne geçirecekken omzundan çekilmesiyle büyük bir gürültü oluşmuştu. Yere düşen Sehun'un üzerine çıkmış Taehyung sinirle ona yumruk atarken Jimingil sadece izliyorlardı.

Nefesimi verip geriye yaslandım. Sanırım sinirini çıkarmasına izin vermeliydim.

**
Sehun üzr istəyirəm aybalam
səni pis xarakterə çevirmək istəməzdim