20

19.5K 1.4K 877
                                    

Umarım hayal kırıklığına uğramam:")

İyi okumalar...

Jeon Jungkook

Sigaramı söndürüp binanın kapısından içeri girdim. Asansöre kısa bir bakış atarak merdivenlere yöneldim.

Çok kullanılmayan merdivenlerden ikişer üçer çıkarak Taehyung'un dairesine ulaştığımda kapıyı düşünmeden çaldım. Biraz önce konuşmuştuk zaten,sorun olacağını düşünmüyordum.

Kapının yavaşça aralanmasıyla başımı kaldırdığımda kapı aralığından bakan tanımadığım çocuğu süzdüm.

"Buyrun?" dediğinde kaşlarım havalanmıştı.

"Taehyung evde mi?" dediğimde başını salladı.

"Evet,bekleyin lütfen." deyip kapıyı suratıma kapattı. Evet,bildiğin suratıma.

Sinirlenmemek için elimi sıkıp açtığımda kapı ikinci defa açıldı. Taehyung parlak gözlerle üzerime atıldığında az öncekileri unutup ona sarıldım.

"Özledimmm" dedi uzatarak.

"Ben de." dediğimde bedeni donmuştu.

"Sen kimsin ve Jungkook'a ne yaptın?" dediğinde dudaklarım kıvrılmıştı.

"Daha dün görüştük ne özlemesi?" diyerek onu ittiğimde rahatlamış gibi görünüyordu.

"Az önceki çocuk kimdi?" dedim uzatmadan.

"Ha o mu,Hyunjin. Arkadaşım." dedi.

"Arkadaşın varken beni ne diye çağırıyorsun?" dedim. Kendimi kendim davet ettiğimi hatırlayınca dudağımı dişledim. Neyseki Taehyung bunu unutmuştu.

"Kovarım şimdi." dedi dudaklarıma bakarak.

Kendime engel olamayarak kahkaha attığımda o da bana bakarak sırıttı.

"Saçmalama."

"Ne? Seninle yalnız kalmak istiyorum." dediğinde içim gitti. Belimden tutup burnumun ucuna buse kondurduğunda gözlerimi kapattım.

"Gel içeri girelim." deyip elimden tutarak beni eve soktu. Oturma odasına girdiğinde ben de onu takip ettim.

Hyunjin bize birkaç saniye baktıktan sonra anormal yüz şekilleri yapan Taehyung'ta durdu. Sonunda anlamış bir şekilde ayağa kalktı.

"Ben gideyim." dedi. Taehyung'un omzunu patpatlayıp bana baş selamı verdikten sonra çantasını alarak evden çıktı.

Kapının kapanma sesiyle Taehyung hevesle bana döndüğünde gözlerimi devirdim.

"Hayır,sadece seni görmeye geldim." deyip kapıya ilerledim. Arkadaşı olmasaydı bir şeyler yaşayabilirdik ama hevesim kaçmıştı.

"Yah Jungkook! Bu yaptığın göster ama elletme." diye kızdı bana. Dış kapıya ulaştığımda kapıyı açtım.

Kapıyı ayağıyla kapatıp holün karanlığına bizi mahkum ettiğinde acelesiz bir şekilde dudaklarıma yöneldi. Yumuşak dudakları çatlak dudaklarıma kavuştuğunda ilk anki gibi heyecanla kalbim maratona kalkmıştı. Onu itememiştim bile!

Nazlanmayı bırakarak anı yaşamaya odaklandım.

Bu garip hissi aşamıyordum. Elleri belimi buldu tekrardan,öncekinden farksız saniyesi saniyesine hoş hisler uyandıracak şekilde eli tişörtümden içeri sızdı. Nefeslerimiz karışırken kalp ritimlerimiz eşleşti. Dudakları dudaklarımdan ayrılsada,tenimden çekip gitmeden yavaşça aşağıya inmeye başladı.

Kurak topraklarıma yağmur değmiş gibi hissediyordum. Boynuma ulaşan dudakları,nabzımın tam üstünde dinlendi. Dili ağzından sızarak beni ele geçirdiğinde kışkırtıcı bir şekilde yaladı yaşam kaynağımı. Sırtım duvara değdiğinde ceketimi çıkarmak için bir hamle yaptı.

Onu engellemek yerine yardımcı olup kolayca kurtuldum aramızdaki bir engelden. Onlarca engeli görmezden gelerek yavaşça aştık her şeyi. Sanki kıyafetlerden değilde,geçmişimizden kurtuluyorduk.

Kolunu belime dolayıp vücudumu kendine yasladı. Hava akımı bile olmayan bir mesafede tekrar dudaklarımız buluştu. Sonsuza kadar sürecekmiş gibi gelen anlar yatak odasına ulaştığımız an yok olmuştu. Yelkovan ve akrep birbirlerini hızla takip ederken zaman gömülmemek adına tişörtümü çıkardı. Pantolonum,pantolonu,gömleği.

Elleri bedenimi kutsarken boynundan çekerek yanağına bir öpücük kondurdum. Omuzlarına kadar giden öpücüklerimle nefes nefese kalmıştı.

Yatağın ince kumaşı içimi titretirken,üzerimdeki adam beni dağıtıyordu.

Dağılıyorduk ve bu dağılış hiç olmadığı kadar güzeldi.

yavaş kardeşim [taekook]Where stories live. Discover now