bir sen bir ben bir de bebek

daddy issues

"Uyanmış mı benim kızım, günaydın sana. Günaydın benim prensesime." Atsumu kızıyla beşiğinin başında eğilmiş minik bebeğin eliyle sardığı parmağını oynatıyordu. "Gel hadi, evimizin annesi uyurken senin karnını doyuralım. Sonra da babacık kahvaltı hazırlasın."

Atsumu kucağında bebek varken iş yapmaya alışmaya başlamıştı. Mamayı hazırladıktan sonra biberona doldurup sandalyeye oturdu. Kızının duruşunu düzeltip biberonla emzirmeye başladı. O kadar odaklanmıştı ki mutfağa giren kocasını fark etmedi bile.

"Günaydın babacık." Kiyoomi buzdobının kapağını açarken kocasının dikkatini çekmek için seslendi.

"Wow günaydın bay Yunan Tanrısı." Kiyoomi'nin tişörtsüz bedenine bakıyordu.

"Göbekli Yunan Tanrısı mı olur? Önündekiyle ilgilen, süt akıyo çocuğun üstüne." dolabın kapağını kapatıp tezgahın üzerindenki rulodan bir yaprak peçete kopartıp kocasına uzattı.

"Senin memelerin mi büyümüş?" Atsumu kızının ağzını silerken söyledi. Yüzündeki piç gülüşünü de unutmamak lazım.

Bu sözün üzerine Kiyoomi birkaç kez göz kırptı ve karşındaki adama ölümcül bir bakış attı. "Gay misin?" tüm ciddiyetiyle sordu.

"Biz üç yıldır evliyiz be adam!" sonunda biberondaki mama bitmişti. Kiyoomi Atsumu'nun dediklerini umursamadan yaklaşıp kucağını açtı.

"Kızımı bana ver, ona gayliğini bulaştıracaksın."

"Ay aman, al kızını, git gazını çıkart. Bu gay adam da sana kahvaltı hazırlasın. Ayrıca üstüne bir şeyler giy nazar değecek."

Kiyoomi kucağında kızıyla Atsumu'ya ters ters bakarak mutfaktan çıktı. Kıvırcık saçlı adam mutfaktan çıktıktan sonra Atsumu kendi kendine gülümseyerek oturduğu sandalyeden kalktı. Tezgahın üzerinde dolapta olması gereken malzemeleri gördü. Bunları az önce Kiyoomi çıkartmış olmalıydı. Bu Kiyoomi'nin ne yemek istediğini söyleme şekliydi. 'Ahhh, bu adama çok aşığım.' diye düşündü sarışın oğlan. Ardından da kahvaltı hazırladı.

"Annen ne zaman gelecekmiş konuştunuz mu?" uzun haftasonu kahvaltısının ardından salonda birlikte oturuyorlardı.

"Öğleden sonra gelecekmiş."

Birkaç saat sonra kapı zili çaldı. Gelen kişi bekledikleri gibi Kiyoomi'nin annesiydi.

"Hoş geldiniz babaanne hanım." Atsumu gülümseyerek kaynanasını karşıladı.

"Hoş buldum oğlum." damadını selamlayıp içeri geçti.

Salonda pusetinde yatan minik kızı görür görmez yanına gitti. "Ay sen ne kadar güzel bir şeysin öyle. Atsumu aynı sana benziyor şu alnındaki benleri saymazsak tabii."

"İyi ki torunun oldu hemen papucumuz dama atıldı." Kiyoomi kollarını açıp annesine sarıldı.

"Olur mu öyle şey oğlum?" sıkıca sarılıp koklayarak öptü oğlunu.

Kadın torununu biraz daha sevdikten sonra oğlu ve damadıyla düzgünce sohbet etme fırsatı buldu.

" Anne istiyorsan bizim yanımızda kal, yalnız hissediyorsundur şimdi o evde; istediğin kadar kalabilirsin burda hiç dert etme." Atsumu atıldı.

"Sağ ol yavrum, her zaman yanımda olduğunuzu biliyorum. Şu anlık idare ediyorum Kiyoomi'nin ablası da yakınımda oturduğu için sürekli gidip geliyor o kadar da yalnız hissetmiyorum." hüzünlü bir sesle söylemişti. Yıllardır aynı yastığa baş koyduğu kocasını bu şekilde aniden kaybetmiş olmak hiç de kolay değildi. Ne kadar belli etmemeye çalışsa da kocasını özlüyordu.