şinanay yawrum hopa şinanay

171 14 28
                                    

Atsumu kucağında ağlayan bebekle hastane odasından çıktı. "Aki kızım niye ağlıyorsun. Baban öyle demek istemedi o sadece birazcık üzgün şu an. Merak etme seni çok seviyor. Hadi ağlama artık."

Bebeğini sallayarak koridorda bir sağa bir sola yürüyordu. Bir süre sonra minik bebek sakinleşip susmuştu. Atsumu Kiyoomi'nin vereceği tepkiyi bilemediği için bir süre daha odaya girmemeye karar verdi.

" Aki, sence babişin sakinleşmiş midir ha ne dersin? Beş dakika daha bekleyelim mi? Tamam bir tur daha yürüyelim ama yoruldum ben artık haberin olsun."

Atsumu yarım saattir koridorda turluyordu ve gerçekten yorulmuştu. Artık odaya girebileceklerini düşündü. Kapıyı çalıp içeriye girdi. Kiyoomi daha sakin duruyordu.

" Daha iyi misin Omi?"

"Evet, teşekkür ederim."

"Aki'yi kucağına almak ister misin? Sustu şimdi, babasını da özledi."

Olumlu anlamda başını sallayıp kollarını açıtı. Kızını kucağına aldığı gibi dikkatlice göğsüne bastırıp ağlamaya başladı.

"Özür dilerim... öyle demek istemedim. Akihi lütfen affet beni. Seni kaybetmek istemiyorum. Akihi çok üzgünüm. Kötü bir babayım biliyorum. Lütfen affet."

Atsumu, Kiyoomi'nin yanına, yataktaki boş kalan yere, oturdu. Kolunu uzatıp ağlayan kocasının omzuna sardı. " Omi-Omi sen kötü bir baba değilsin, yapma böyle. Kızı korkutacaksın. Hadi ağlama artık, 2 gün oldu baba olalı daha uzun bir yol var önümüzde. "

"Onun da benim gibi mutsuz büyümesini istemiyorum ama bir yandan da en çok üzüntüyü ona ben yaşatacakmışım gibi hissediyorum."

"Hayır tabii ki öyle bir şey olmayacak. Ben yanındayım birlikte bunu başaracağız tamam mı? Birbirimize destek olarak kızımızı büyüteceğiz ve onu gerçek anlamda mutlu edeceğiz. Belki en iyi ebeveynler biz olmayacağız ama elimizden geleni yapacağız. Hiç dert etme çok iyi bir baba olacaksın."

" Emin misin?"

Atsumu kocasının kıvırcık saçlarını okşuyordu. "Evet eminim. Hadi Aki'yi beşiğine koy, biz de dinlenelim biraz ne dersin. Yarın evimize gittiğimizde her şey daha iyi olacak."

Akihi tüm bunlar yaşanırken son derece sakin kalmıştı. Kiyoomi son kez kucağındaki kızdan özür diledi ve yanağından yumuşakça öptü ardından da yatağın yanındaki beşiğe yatırdı.

"Herhangi bir ağrın var mı hemşireye söyleyeyim ilaç falan getirsin ha?"

"Yok sağ ol, biraz başım ağrıyo sadece ama o da ağlamaktandır, su şişesini uzatabilirsen çok memnun olurum."

"Sana tüm su şişeleri feda olsun benim yakışıklı kocacığım al istediğin ne varsa söyle."

Kiyoomi'nin yüzü gülüyordu artık. Birlikte yatağa kıvrıldılar. "Teşekkür ederim, sen olmasan ne yapardım bilemiyorum."

"Ben gayet iyi biliyorum evde tek başına My Chemical Romance dinleyerek toz alıyor olurdun."

"Galiba evet haklısın bi hayal ettim de oluyor cidden."

Kiyoomi, Atsumu'nun kolunun üstüne başını da göğsüne dayadı. Atsumu boşta kalan kolunu kocasının beline sardı, uyurken burnuna saç girmemesi için de kafasını hafifçe yana eğdi. Birbirlerine sarılı bir şekilde uyuya kaldılar. Sabaha kadar deliksiz uyumuş olmayı isteseler de Akihi hanım sürekli acıktığı için bu pek mümkün olmadı.

Ertesi gün birkaç kontrolün ve Kiyoomi'nin rahatça yürüyebilmesinin ardından hastaneden çıkıp eve geldiler. Esas maraton şimdi başlıyordu. Hastanedeyken hemşireler sürekli yardımcı oluyordu; ne zaman beslenecek, nasıl bezi değiştirilecek... Şimdi bir başlarına kalmışlardı.

bir sen bir ben bir de bebekWhere stories live. Discover now