karışık kuru yemiş

238 19 94
                                    

Osamu ikizinin yanından ayrılıp arabadaki onigirileri almaya gittikten iki dakika sonra Kiyoomi ameliyathaneden çıkıp odaya götürülüyordu. Atsumu oda numarasını ikizine mesaj atıp oraya gelmesini söyledi.

Kiyoomi hâlâ uyuyordu. Kolunda serumlar için açılmış damar yolu vardı. Beti benzi atmıştı kan kaybetmekten. Ama hâlâ hayattaydı. Hem de küçük bir fındık vardı içinde.

Atsumu yatağın yanındaki koltuğa oturup kocasının elini tutarak uyanmasını bekliyordu. O henüz uyanmadan Osamu elinde onigirilerle içeri girmişti.

"Al hepsi senin, yediğinden emin olana kadar burda kalmak isterdim ama bakmam gereken bir restoranım var. Bir şey olursa yine haber et tamam mı? Ha bir de diğer insanlar da merak ediyorlar durumu, onlara da haber ver."

" Tamam sağ ol Samu her şey için."

"Ne demek, ikizin olarak görevim."

Ardından odadan çıktı gri saçlı adam. Evli çift yine baş başa kalmışlardı. Küçük fındıklarını saymazlarsa tabii.

Bir saat kadar sonra Kiyoomi sonunda uyanmaya başlamıştı. Ne olduğunu anlayamıyordu. Nerede olduğunu anlamak için etrafına bakarken elini tutan kocasını gördü.

"A-Atsu-" yorgun hissediyordu, konuşmak için bile çok yorgun...

"Hey prensim, uyandın mı? Zorlama kendini senin şu an dinlenmen lazım. Her şey yolundaymış endişelenecek hiçbir şey yokmuş."

"N-neden olmuş böyle, niye durup dururken bu hale gelmiş olayım ki?"

"Şimdi sana bir haberim var ama çok heyecanlanmayacaksın anlaştık mı?"

"Mhmm"

Atsumu elini kocasının karnının aşağısına doğru götürdü. "Şimdi kıvırcığım şöyle ki burada ufak bir fındık varmış. Babası onun orada olduğunu fark etmediği için kendisini belli edecek bir yol bulmaya karar vermiş."

"Küçük fındık? Babası?"

Atsumu gülümseyerek kocasının gözlerine baktı. "Evet miniğim, küçük bir fındığımız olacak. Hamilesin."

Kiyoomi'nin dili tutulmuştu. Hamileydi. Bunca uğraşın, bunca derdin ardından sonunda hamileydi. Henüz bebekleri ufak bir fındık kadar olsa da hamileydi.

"Hamileyim mi? P-peki o, o iyi mi? O kadar kan aktı, ben hiç dikkatli değildim sürekli voleybol oynayıp durdum. Ona zarar verdim mi? Ona kötü bir şey yaptım mı?"

"Hayır hayır, sen kötü hiçbir şey yapmadın. Bu saydıkların da bilmediğin için yaptıklarındı. Eğer biliyor olsaydın böyle yapmazdın sonuçta.

Bundan sonra voleybolu bırakman gerekecek gibi görünüyor. Çünkü düşük yapma ihtimalin çok yüksekmiş. Minik fındığımız çok küçük olduğu için tam tutunamamış. Ancak şu anlık durumu iyi."

"Olur bırakırım voleybolu, yeter ki fındığımız iyi olsun gerisi önemli değil benim için."

"Emin misin? Çünkü bu yalnızca senin vereceğin bir karar, tüm hayatını buna adadın, yıllardır uğraşıp belli bir seviyeye geldin. Bir anda bitirmek istiyor musun gerçekten? Bugünün birlikte gittiğimiz son antrenman olmasını kabul edecek misin?" Atsumu kocasının sonradan pişman olacağı bir karar vermesini istemiyordu. Bu her ikisi için de çok zor bir andı.

"Cevabın her ne olursa olsun seni sonuna kadar destekleyeceğimi bil."

"Ben kararımı verdim, bırakıyorum voleybolu. Çocuğumuza çok iyi bakmaya özen göstereceğim."

bir sen bir ben bir de bebekWhere stories live. Discover now